Almanya’da Agenda-2010 tartışmaları devam ediyor

Almanya’da Sosyal Demokrat Parti (SPD) başbakanlık adayı Martin Schulz tarafından gündeme getirilen Agenda-2010 tartışmalarına siyasi partilerden farklı tepkiler geliyor.

Die Linke, Agenda-2010’un tümüyle kaldırılmasını talep ederken, Başbakan Angela Merkel, Schulz’un ufak tefek değişimlerine dahi karşı olduğunu duyurdu.

Martin Schulz, işsizlik yardımını 12 ayla sınırlayan yasanın yanı sıra süreli iş sözleşmelerine karşı çıkarak SPD’li eski Başbakan Gerhard Schröder tarafından getirilen Agenda-2010’da ‘reform’ sözü vermişti.

MERKEL VE CSU AGENDA-2010’DAN TAVİZ VERMEYECEK

Schulz’un vaadine karşı 2005’den bu yana başbakanlık görevini yürüten Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) lideri Başbakan Angela Merkel, Agenda-2010’dan taviz verilmeyeceğini duyurdu. Merkel, 2003 yılında Schröder tarafından getirilen ve partisinin de desteklediği reformların ‘Almanya’ya getirisinin yüksek’ olduğunu savundu.

CDU’nun kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) da, Agenda-2010 reformlarında değişikliğe karşı olduğunu duyurdu. CSU’nun örgütlendiği tek eyalet olan Bavyera’nın Maliye Bakanı Markus Söder, Welt am Sonntag gazetesine verdiği demeçte ‘Agenda-2010’un büyük bir başarı’ olduğunu savundu.

Söder, SPD adayının ‘sendikacı retoriğini’ kullandığını ve bunun ‘SPD’nin peşinde gitmeleri için gerekçe’ olmadığını söyledi.

Agenda-2010 reformlarının hayata geçirildiği dönemde SPD’nin koalisyon ortağı olan Yeşiller de işsizlik yardımının daha uzun süreli ödenmesi fikrinin ‘yanlış’ olduğunu savunuyor. Yeşiller Eşbaşkanı Katrin Göring-Eckardt, daha ziyade kısa süreli çalışanlar, geçici işçiler ile dar gelirli kadınların sorunlarına eğilmesini istedi. Göring, bu çalışanların işsiz kalmaları halinde en düşük yardım olan ‘İşsizlik Yardımı II (Hartz-IV)’ almak zorunda kaldıklarını belirtti.

SOL PARTİ TÜMÜYLE KALDIRILMASINDAN YANA

Sol muhalefeti temsil eden Sol Parti (Die Linke) ise, Hartz-IV yardımı alanlara yönelik yaptırımların kaldırılmasından yana olduklarını söylerken, iş bulunamaması halinde kesinti yapılmasına kaşrı çıktı. Genel olarak Agenda-2010 kanunlarının tümüyle kaldırılması gerektiğini vurgulayan Kipping, “Agenda-2010 kaldırılmalıdır. Ve bu hemen yapılmalıdır” diye konuştu.

MİLYONLARCA ÇALIŞANI İŞVERENLER LEHİNE MAĞDUR ETTİ

SPD’nin Eylül seçimlerindeki adayı Martin Schulz’un ne düzeyde değiştireceği kestirilemeyen Agenda-2010 Reformları’yla milyonlarca çalışanın hakları işverenler lehine gasp edilmişti. Emeklilik, işsizlik ve sosyal yardımlarda kısıtlamalara gidilirken, 2000’li yıllarda çalışanların ücretlerinin dondurulması da milyonlarca emekçiyi zora sokmuştu.

2015 yılında hayata geçirilen asgari ücret uygulamasına kadar Almanya’da en az 8 milyon kişinin düşük ücretle çalıştığı biliniyordu. Yine düzenli ekonomik büyüme, ihracatta dünya şampiyonluğu ve işsizlik oranlarındaki düşüşe rağmen ülke nüfusunun yüzde 16’sının yoksulluk içinde yaşıyor olması da Agenda 2010’un sonuçlarından biri olarak görülüyor.

Son anketler, 24 Eylül’de yapılması planlanan genel seçimlerde SPD ile CDU/CSU’nun yüzde 31-33 arasında oylar alacağını ve başa baş gittiklerini gösteriyor.