Bir dergûş var o dağda

Bir dergûş var o dağda

Şengali Özgürleştirme Hamlesi bir ayı geride bıraktı. Çok soğuk, karlı, sisli ve sert tipili son haftayı da atlattık. Bu hafta Çilmêra ve Şengal Dağı'nın zirvelerindeki kamplarda çadırların fırtınaya dayanamayıp uçtuğu da oldu ama gerillalar burada. Dağ ve sakinleri için bu Kürt savaşçılar Hızır gibi yetişiyor.

Böylesi zorlu bir haftanın ardından güneşin tenimizi yaktığı günlere ulaştık yine. Bu sabah da şafağın kızıllığı ve ince bir sis Şengal'in doğu yamacını meneviş rengine boyarken uyanıp çadırımızdan çıkıyoruz. Temiz ve serin hava ciğerlerimize hücum ediyor. Yüzlerini güneşin doğuşuna çevirip el açan Êzîdîler için yeni bir gün doğuyor. Çadırların arasından çocukların sesleri yükselirken yönümüzü Şengal Dağı'nda bulunan Serdeşt bölgesindeki çadır kampa çeviriyoruz.

SERDEŞT KAMPI

Bugün işimiz çok. 73. Ferman’ın en sıkıntılı günlerinde tanıştığımız Lorîn bebeği tekrar görmek için Serdeşt kamplarına doğru yol alıyoruz. Şengal Êzîdileri Kurucu Meclis Sözcüsü Xidir Salih, bizi arayarak birkaç gün önce DAIŞ tarafından serbest bırakılan 200 kişiden üç kişinin dağlara ulaştığını söylüyor. Serdeşt’e doğru kıvrılan yollardan kamplara varıyoruz. Çocuklar çadırların ortasında oynuyor, genç kızlar kovalarla çadırlara su taşıyor, kadınlar tandır başında mübarek elleriyle ekmek yapıyor. Serdeşt kampını taze ekmek kokusu sarıyor.

İLK UĞRADIĞIM YER

Kampa ilk uğrayacağım yer belli; Lorîn’in bulunduğu çadıra doğru gidiyorum. Lorîn bebek babaannesinin kucağında, babaannesi bizi görünce ‘Lorîn bak senin arkadaşın geldi’ diyor. Gülümsüyoruz, seviniyoruz, çocuklar sevilmez mi? Lorîn’in babaannesi müjdeli haberleri hemen ardı ardına sıralıyor. Kerkük’te DAIŞ çetelerinin bıraktığı kişilerin içinde Lorîn’in annesi Sêvê’nin de olduğunu ve bugün dağlara ulaştığını söylüyor. Bembeyaz tombul yanaklı, ışıl ışıl meraklı gözler ile bize gülümseyen Lorîn bebek, morumsu elbiselerle babaannesinin sıcak kucağında. Bir zamanlar babasını saran kollar kaderin bir cilvesi şimdi de onu 6 aydır koruyup kolluyor.

6 ay önce annesiz ve babasız bir başına kalan Lorîn’i Xezal adında bir başka Êzîdî anne bulmuş ve sahiplenmişti. Kürdistan’ın dört paçasından ve Avrupa’dan onlarca insan Lorîn’i almak için uğraşsa da sonradan torununun yanına ulaşan babaannesi, "Lorîn Şengal dağlarının kızıdır, Êzîdîdir, direngendir, bu dağlarda kalacak ve burada büyüyecek" demişti. Öyle de oldu. Büyüyor Lorîn bebek.

BAK, ANNE GELDİ LORÎN

Direnmenin sınırlarının olmadığını gösteren Êzîdîler bu kavgada da bir avuç teselli ile mutlu oldular: Bak, anne geldi Lorin!  

Şehabi Köyü'nde 73. Ferman'dan 2 ay önce dünyaya gözlerini açan Lorîn’in anne ve babasının da dağlara ulaştığını haber alıyoruz. Babası iki ay önce ulaşmış. Annesi Sêvê’nin gözlerinden keder akıyor, yaşadıklarını zar zor anlatıyor. Konuşmasında, yüzünde zulmün izleri var. Silahsız ve savunmasız bu insanlar bir cani sürüsünün elinden son sürat kaçmaya çalışırken traktörleri devriliyor. İki kişinin oracıkta can verdiği kaza ile başlıyor esaret. DAİŞ yetişiyor ve kaçırıyor.

HİÇBİR ŞEYE SEVİNEMİYOR

DAİŞ çetesinin 600 erkeği katlettiği ve yüzlerce kadını kaçırdığı Koço Köyü'nü hem bir katliam hem de kaçırdıklarını toplama merkezi olarak kullandığı anlaşılıyor. Sêvê, Koço Köyü'ne toplandıklarını, sonrasında Tel-Afer ve Musul’a kadar götürüldüğünü ve uzun bir zaman sonra Kerkük’te serbest bırakıldığını anlatıyor. Hiçbir şeye sevinemiyor insanlar bu acıdan sonra. Tüm genç kız ve erkekleri; çocukları götürmüşler, onlardan haber yok. 6 aydır Lorîn’i göremeyen Sêvê, en çok onun için endişelendiğini söylüyor.

Sohbetimiz bittikten sonra babaannesinin kucağındaki Lorîn’i alıyor kucağına, bu anı fotoğraflıyoruz. Hey hat! Lorîn annesini tanımıyor, babaannesinin kucağında kalmak istiyor. Biz de babaannesinin kucağında ve gülümserken fotoğraflıyoruz.

Lorin’in babası ile de konuşmak istedik ama olmadı. Yaşadıkları çok ağır, değil konuşmak hatırlayınca bile sarsılıyor. Kararına saygı duyuyoruz.

Şengal dağlarının kızı Lorîn yaşadığı trajediden habersiz Şengal dağlarında direnerek büyüyor. Fermandan ve yaşanan bunca acıdan habersiz, beyaz naylon bir çadırda dergûşunun (beşik) içindeki Lorîn’i uykusunda rahat bırakıp geri dönüyoruz.