Gazeteci Deniz Fırat Hewler'de anıldı

Gazeteci Deniz Fırat Hewler'de anıldı

Maxmur’da Ağustos ayında haber takibi yaptığı sırada IŞİD saldırıları sonucu yaşamını yitiren Kürt gazeteci Deniz Fırat (Leyla Yıldızhan) hayatını kaybedişinin 40. günü dolayısıyla Hewler’de anıldı. 

Maxmur’da 8 Ağustos’ta IŞİD çete saldırıları ve buna karşı direnişi takip ettiği sırada çetelerin havan atışı sonucu yaşamını yitiren özgür basın çalışanı Deniz Fırat Güney Kürdistan’ın Hewler kentinde anıldı. 

GAZETECİLERDEN SİYASETÇİLERE YOĞUN KATILIM

Kürdistan Gazeteciler Sendikası, YRD ve RAJİN tarafından organize edilen anmaya Yıldızhan ailesinin yanısıra, Aydınlanma Bakanı Xalid Doskî, YRD yönetiminden Mustafa Delen,  gazeteci Şoreş Mistefa, RAJIN üyesi Ruken Şeyda Nadir, Kürdistan Bölge Parlamentosu Sanat, Aydınlanma ve İletişim Komitesi Başkanı Çinar Seed, KDP Milletvekili Umîd Xoşnaw, Kürdistan Bölgesi Kadın Meclisi Genel Sorumlusu Pexşan Zengene, Kürdistan Bölgesi Basın Sendikası Genel Başkanı Azad Hemedemîn, PÇDK, KDP temsilcileri yanısıra çok sayıda yazar, aydın ve halktan kişi katıldı. 

Anmanın yapıldığı salona Deniz Fırat’ın dev fotoğrafları asıldı. Anmaya katılanların tümü, Fırat’ın fotoğrafının bulunduğu rozetleri taktı. 

DÖRT PARÇADA BASIN SENDİKALARI KURULMALI

Tüm Kürdistan özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan anmada ilk olarak Kürdistan Bölgesi Basın Sendikası Genel Başkanı Azad Hemedemîn konuştu. Hemedemîn konuşmasında, “Deniz de Kürdistan Özgür Basın şehitleri kervanına katıldı. Deniz arkadaş şahadetiyle bize bir kez daha, nasıl ki Kürt halkının ekmek su kadar Ulusal Birliğe ihtiyacı varsa, aynı şekilde Kürdistan’ın dört parçasında Basın Sendikasını kurmamıza ihtiyaç olduğunu gösterdi” dedi. 

Hemedemîn’in konuşması ardından Soranice lehçesinde şiirler okundu, ardından YRD (Yekitiya Ragehandina Demokratik-Demokratik Aydınlanma Birliği) mesajı okundu. 

"Deniz, bir sürgün çocuğuydu. Mülteciydi. Her anısında baskı, işkence, köy yakmalar, acı ve gözyaşı vardı.Kim bilir, belki de Deniz Fırat bu yüzden gazeteciliği meslek olarak seçmişti" diye başlayan mesajda, Fırat'ın büyük bir cesaret ve azimle yaşananları duyurmayı ahlaki bir görev bildiğine vurgu yapıldı. 

"Çünkü O, Ape Musaların, Gurbeteli Ersözlerin ve Enver Polatların yılmaz bir takipçisiydi. Onları günümüzde yaşayan ve yaşatan bir gazeteciydi"denilen mesajda Fırat'ın Maxmur'da yaptığı son göreviyle herkese ulusal birlik mesajı verdiğine de işaret edildi.  Mesajda devamla, "Bugün Rojava başta olmak üzere, Kürdistan’ın dört bir tarafında halkımız özgür bir gelecek için seferber olmuş durumda. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısı ve genciyle düşmanın her türlü saldırılarına karşı topyekûn direniyor. Bu direnişi daha da güçlendirmek ve perçinlemek her birimizin öncelikli görevidir. Dolayısıyla Kürt basını olarak, halkımızın birlik ve beraberliğini esas alan bir yayıncılığı geliştirmek son derece önem arz etmektedir" denildi. 

SULTAN ANA: ONLAR SÖZLERİNİ YERİNE GETİRDİ, ŞİMDİ SIRA BENDE

Deniz Fırat ailesi adına konuşan annesi Sultan Yıldıztan ise anmada hazır bulunan tüm katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Sultan ana, “Deniz ile başım diktir. Kamerası sahipsiz kalmayacak. Deniz’le birlikte bu yolda iki kız kardeşi daha yaşamını yitirdi. Onlar bana bir söz vermişlerdi, sözlerini yerine getirerek halkı için canlarını feda ettiler. Şimdi benim sıramdır, ben sözümü yerine getireceğim. Ben şimdi onlara borçluyum” dedi. Sultan ana konuşmasının devamında, “Söz veriyorum, onların yolunda yürüyeceğim. Kürdistan’ın özgürlüğü için ne gerekiyorsa yapacağım” dedi. Anmada Kürdistan’ın dört parçasından insanlar olduğuna dikkat çeken Sultan ana, “En önemlisi budur, Kürtlerin birliğidir” diyerek konuşmasını “Zafer bizim olacak” sözleri ile tamamladı.   
Sultan ananın konuşması ardından Deniz Fırat’ın yaşam ve mücadelesini anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Anma, sinevizyon gösterimi ardından atılan ‘Şehit namirin’ sloganları ile son buldu.