Kürt kültürü Brüksel sokaklarında...

Kürt kültürü Brüksel sokaklarında...

Miguel de Cervantes Saavedra'nın romanın karakterleri Don Kişot ve eşeği sırtındaki Sanço Panza heykelinin altında, 17 Eylül'den beri “Kürt Kültür Haftası” pankartı asılı duruyor.  Burası, Avrupa'nın başkenti olarak bilinen Brüksel'deki ünlü Grande Place'ın yakınındaki İspanya Meydanı.

Brüksel ilk kez bu kapsamda bir Kürt Kültür Haftası'na ev sahipliği yapıyor. Amaç Kürtleri tüm yönleri ile anlatmak. Meydanda, geleneksel kıyafetler, yayla yaşamının vazgeçilmezi kıl çadır, ev yemekleri, gözleme, fotoğraflar, sponsor olan belediyelerin tanıtım objeleri, kitaplar ve daha nicelerine rastlamak mümkün.

XEFTAN GİDERLERİ ŞENGAL'E

Belçika Kürt Kadın Hareketi'nin stantında geleneksel Kürt kadın kıyafeti “Xeftan” (Kaftan), patikler ve diğer bazı el işlemeleri satılıyor. Stantda duran kadınlardan biri, burada elde edilen gelirlerin, Şengalli mültecilere yardım için gönderileceğini söylüyor.  Kıyafetlerin fiyatı 30 ila 50 euro arasında değişiyor.

Hemen yanında Kürt yemeklerinden tatmak olanak sunuluyor. Peynirli ve kıymalı gözlemeler hemen oracıkta hazırlanıyor.  Tabii yapanlar kadın. Stantta ayrıca peynirli ve patatesli poğaça, baklava ve  yaprak sarması da var.

DEDE İLE TORUNU KIL ÇADIRDA BULUŞTU

13 Eylül'de Almanya'nın Düsseldorf kentinde onbinlerce kişinin katıldığı Kürt Kültür Festivali'nda dengbejliğin canlandırıldığı kıl çadır burada da kurulmuş. Bu çadır Kürt kültür hareketi Tev-Çand'a ait. Hemen yanında üzerinde “Kaniya Yado” yazılı bir çeşme kurulmuş. Kürt yayla kültürünü hatırlatıyor.  Kültür hareketi çalışanlarından Amele,  “Yaşlı Kürtler geldiğinde anıları canlanıyor, of çekiyorlar bazen” diyor. Bu çadır aynı zamanda farklı kuşakları da buluşturuyor. Amele, “Bir dede, yanında getirdiği torununa bu çadırı anlatmak durumunda kalıyor. Biz burada işte dedenin torunuyla ilişkisini yaşatıyoruz” diye konuşuyor.

Amele, Avrupalıların ilgisini anlatırken, “biliyormusunuz?” diye dikkat çekiyor önce.  “Bu çadıra yabani hayvan yanaşamıyor. Ne akrep ne de yılan bu çadıra giremez”.

“Peki neden?” diye sorulduğunda, “Keçi kılından yapılmış ondan” diyor. Bu çadırın önüne gelen herkesin istinasız hatıra fotoğrafı çektirdiğini söyleyen Amele, Kürt kültür haftasının ilerleyen günlerinde bu çadırda dengbej divanı da kuracaklarını belirtiriyor. Amele, “Bazıları uzun zamandır hiç Kürdistan'a gitmemiş. Bu nedenle bize Kürdistan'ı getirdiniz diyerek memnuniyetlerini ifade ediyor” şeklinde konuşuyor.

Kültür haftasının sponsorları arasında Amed, Van ve Batman belediyeleri var. Bu nedenle stantlarda her üç belediyenin izlerine ratlanıyor. Belediyeye ait objeler, süs eşyaları yer alırken, Batman Belediyesi'nin standında Kürt geleneklerini anlatan biblolar dikkat çekiyor. Ayrıca Batman'ı temsilen Cegerxwin, Mele Abdullah, Edip Solmaz, Mahmud Baksi, Aram Tigran ve Xarapetê Xaço'nun portreleri meydanda duruyor.

Kürdistan'ı trajedileri ve kültürel değerleriyle birlikte anlatan sinevizyon gösterimlerinin sıklıkla yapıldığı alanda, ayrıca müzik dinletileri ve davul-zurna eşliğinde halaylar da Brüksel sakinleri ve turistlerin dikkatini çekiyor.

17 Eylül günü La Bellone Gösteri Evi'nde Tara Caf'ın konseri yoğun ilgiyle dinlenirken, Nuray Şahin'in Folge der Feder filmi izlendi. Bir sonraki gün Belçika kültürel etkinliklere paralel olarak Belçika Sanatosu'nda Kürt diasporasının anlatıldığı bir konferan düzenlendi. Akşam saatlerinde ise sanatçı Mehmet Atlı, La Bellone'un tarihi salonunda konser verdi.

SENATO'DA KÜRT KONFERANSI

Senato'daki konferansta İnfo Türk Vakfı'nın kurucusu gazeteci Doğan Özgüden ve Brüksel Kürt Enstitüsü'nün Başkanı Derwiş Ferho konuştu. Konferansı, KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, KNK Eşbaşkanı Tahir Kemalizade, yazar  Medeni Ferho da izledi.

1952 yılından beri gazetecilik yapan Özgüden, konuşmasına başlarken Kobanê'nin “kahraman direnişini” selamladı. Fransızca konuşan Özgüden, Kürt diasporasını anlatırken, onların yürüttüğü mücadeleyi paylaştığın kaydetti. Özgüden, Kürtlerin kimliğini tanıma konusunda ırkçı davranıldığı tepkisinde bulunurken, Belçika makamlarının da Ankara'nın baskısı altında Kürtlerin meşru taleplerini görmezden geldiğini kaydetti.  “Belçika makamlarının Ankara'ya boyun eğmesi” nedeniyle Belçika'da göçmen halklara yönelik ırkçı ülkücüler tarafından yapılan saldırılardan da örnekler veren, 1990'lı ve 2000'li yıllarda yakılan dernekleri ve işyerleri ile faşist saldırıları anlattı.

AB'nin “terörist örgütler” listesine de dikkat çeken Özgüden, “Öncelikli olan mücadele, PKK yasağının kaldırılması için mümkün olan azami şeyi yapmaktır. Kült Kültür Haftası da bu konuda önemli fırsattır” şeklinde konuştu.  Özgüden, “Ortadoğu'da şu an tek bir dinamik var. O da PKK'dir. Türkiyelilerin ağırlıklı olarak yerine getirmesi gereken görev bu hareketi desteklemektir” dedi.

Yaklaşık 30 yıldır sürgünde yaşayan Kürt Enstitüsü Başkanı Derwiş Ferho,  Belçika'daki Kürtlerden bahsetti. Kürtçe, Flamance ve Türkçe sunum yapan Ferho, “Kürtler ilk olarak 1960'lı yıllarda Belçika'ya geldiler” dedi. Ama 1915'teki Ermeni soykırımı sırasında da Ermenilerle birlikte Belçika'ya gelenler olduğunu söyleyen Ferho, dünyaca ünlü koreograf Maurice Bejar'ı buna örnek gösterdi.

Türkiye'den gelen herkesin “Türk” olarak tanındığı için Kürtlerin nüfusu konusunda tam bir tespitte bulunmamın mümkün olmadığını kaydeden Ferho, “1983'te bir araştırma yaptık 30-35 bin Kürdün olduğu sonucuna ulaştık. Kaç Kürt olduğunu kesin bilmek çok zor ama bugün 40-60 bin arasında Kürt olduğunu tahmin ediyoruz (...) 60'lı yıllarda çoğunlukla işçi olarak, 80'li yıllarda siyasi olarak, 90'lı yıllardan sonra da ekonomik nedenlerle göç başladı.”

Kendisinin 1970'li yıllarda Belçika'ya geldiğini anlatan Ferho, “Aradık Kürt olduğunu söyleyen kimse yoktu. Çok Türk kurumu vardı. Kürtler Kürt olduğunu söylemeye korkuyordu. Kent kent dolaştık ancak 6 Kürt bulduk ama her biri ayrı bir siyasal görüştendi. 7 kişi olduk, 7 ayrı siyasi görüştük. Sadece Kürdistani olsun dedik ve ilk derneğimizi kurduk. 1983'te de Kürt enstitüsü olarak isim değiştirdik. Biz Kürt halkının hizmetindeyiz ve bu hizmette bulunduklarını söyleyen partlerin de hizmetindeyiz” diye belirtti.

PKK AMAZONLARI FOTOĞRAF SERGİSİ

Saat 19.30 sıralarında La Bellone salonunda Mehmet Atlı'nın konseri ilgiyle, sessiz bir ortamda dinlendi. Ardından Hiner Salem'in “My Sweet Pepper Land” filmi izlendi. Aynı salonun bir başka bölümünde “PKK amazonları” adıyla bir fotoğraf sergisi yer aldı. Kültür haftası kapsamında açılan sergide Belçikalı genç gazetesi Colin Delfosse'nin kadın gerillaları anlatan fotoğrafları sergilendi. Serginin organizatörü Sibel Ceylan, duvardaki kadın gerilla fotoğraflarının yanısıra kadın gerillaların yaşamını anlatan video gösteriminin kendisine ait olduğunu söylerken, bir yıldır sergi çalışması yürüttüğünü ifade ediyor. Daha önce Brüksel Kürt Enstitüsü ve Charleroi Fotoğraf Müzesi'nde sergi açtıklarını belirten Ceylan, Kasım ayında yeniden Fotoğraf Müzesi'nda sergi açacaklarını sözlerine ekleiyor. La Bellone Gösteri Evi'nde çoğu kadın gerilla portrelerinden oluşan 10 fotoğraf sergileniyor.  Kültür Haftası 21 Eylül'e kadar sürecek.