Başkanlık Sarayı Casa Rosada’nın önündeki Plaza de Mayo Meydanı’ndaki dev mitinge Plaza de Mayo (Mayıs) Anneleri ve Madre buscan sus Hijos (Analar çocuklarını arıyor) gibi gruplarla sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri katıldı. Buenos Aires’de yaşayan Kürtler de alandaydı.

Kitle sabahın erken saatlerinden itibaren Plaza de Mayo Meydanı’na çıkan tüm sokak ve caddelerde toplanmaya başlarken, Buenos Aires’te yaşayan Kürtler de Mayıs Bulvarı’nda bir stand açtılar.

Stand’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İspanyolcaya çevrilmiş kitaplarının yanı sıra Rojava Devrimi’ni anlatan kitap ve broşürlere yer verildi. KCK, PKK, PJAK, YPG ve YPJ bayraklarıyla Öcalan’ın resminin basılı olduğu bir bayrak da asıldı. Kürtlerin açtığı stand, miting katılımcılarından yoğun ilgi gördü.

Yürüyüş sırasında Kürdistan’la Dayanışma Komitesi çalışmalarında yer alan çok sayıda Arjantinli, Türkiye ve Erdoğan karşıtı dövizler taşıdılar. Yürüyüşte İspanyolca olarak ‘Erdoğan sen çöpsün, sen diktatörsün!’, ‘Yaşasın Rojava Devrimi!’ ve ‘Yaşasın Kürdistan!’ sloganları da atıldı.

ÜLKEYİ KAN GÖLÜNE ÇEVİREN DARBE

24 Mart 1976’da Jorge Rafael Videla liderliğindeki ordu yönetime el koymuş ve Arjantin tarihinde ‘Kirli Savaş Dönemi’ olarak adlandırılan askeri diktatörlük dönemi başlamıştı.

1976-1983 tarihleri arasındaki askeri cunta ve diktatörlük döneminde resmi rakamlara göre 9 bin, insan hakları kuruluşlarına göre 30 binden fazla kişi kaybedildi. Yine cezaevlerindeki yüzlerce muhalifin çocukları kaçırılarak, asker ailelerine evlatlık olarak verilmişti.

Askeri diktatörlük dönemindeki tüm baskılara rağmen çocukları tutuklanmış olan anneler organize olup, Başkanlık Sarayı’nın önünde toplanarak oturmaya başladılar. Beyaz başörtüleriyle simgeleşen Plaza de Mayo (Mayıs Meydanı) anneleri, baskı ve şiddet altında bu sessiz eylemlerini her perşembe günü sürdürdüler.

Diktatörlüğün ülke içindeki direnişi kırmak için 1982 yılında giriştiği Malvinas Adaları (Falkland) işgali denemesi birkaç gün içinde bozguna uğramış ve kısa bir süre sonra 1983’te diktatörlük yıkılmıştı.

Sivil idareye dönülmesi sonrasında 24 Mart tarihi ‘Hafıza günü’ ilan edildi ve her yıl bu tarihte dikatatörlük döneminin  tekrarlanması ihtimaline karşı Arjantinlilerin iradelerini ortaya koyduğu eylemler düzenlendi. Bugün çok sayıda darbeci yargılanmış olsa da, kayıp yakınları ve evlatlık verilmiş çocukların adalet arayışı halen sürüyor.