Ailesi AKP yanlısı olan Sozdar Evin, hem ailesine hem de Bingöl halkına seslenerek, Türk Devleti’nin imha ve inkâr politikalarını görmelerini, buna karşı bir savaşım içine girmelerini istedi. 

Bitlis Eren Üniversitesi’nde öğrenciyken, PKK ile tanışıp gerilla saflarına katılan Sozdar Evin, üniversiteden önceki ve sonraki yaşamına ilişkin şunları dile getirdi: “Bingöl’deyken PKK ortamından uzaktım. Çünkü AKP hükümeti dini kullanarak Bingöl halkı üzerine etki etmişti. Orada bulunan birçok Kürt de bu durumdan bihaber AKP yanlısı tavır sergiliyordu. Benim ailem de bunlardan biriydi. Bingöl bilindiği üzere dinin etkili olduğu bir yer. Bu durumun özellikle kadınlar ve gençler üzerindeki etkisi büyüktü. Benim de, Bingöl’de geçen yaşamım boyunca, tek bildiğim parti AKP idi. Üniversiteye gelene kadar bile ailem tarafından propagandası yapılıyordu. Bu şekilde büyüdüğüm için de, bende sorgulamalar gelişmiyordu. PKK’yi ise aksi şekilde tanıtıyorlardı. Hâlbuki onlar da PKK’yi tanımıyorlardı.”

‘ÜNİVERSİTEDE YAŞAMIM DEĞİŞTİ’

Sozdar Evin, üniversiteye başladıktan sonra devrimci gençlik içinde faaliyet yürütür. Arkadaş çevresinin politik bir çevre olmasından dolayı yaşamında büyük değişimler olur. Bir süre sonra Garzan’a geçerek gerillalar ile tanışma fırsatı yakalayan Evin, o güne dair hissiyatlarını şöyle dile getirdi; ‘’Orada ilk dikkatimi çeken kadın gerillalar oldu. Kendi kendime düşünüyordum, acaba diyordum, kadınlar nasıl tek başlarına dağda yaşayabiliyorlar. Nasıl irade, güç sahibi olabiliyorlar.  Çünkü yaşamım boyunca tanık olduğum; kadınlar baskı altına alınmış, zorla örtünmüş, din olgusu en çok kadın üzerinde etki etmişti. Kadına her zaman bir namus gözüyle bakıldığı için ikinci planda tutulmuştu. En değer veren kesim bile kadını köleleştirmek dışında bir şey yapmamıştı. Kadının dağda bu kadar güçlü olduğunu görünce hem heyecanlandım hem de bir an önce ben de o güce ulaşmak istedim.”

DÜŞMANIN VAHŞETİNİ GÖRÜNCE...

Sozdar Evin konuşmasının devamında, katılımına etki eden acı bir tanıklığını anlattı; “Garzan’a gittiğimde ilk uğradığım yerlerden biri şehitlikti. Şehitlikte dikkatimi çeken birçok şey vardı.  Birçok arkadaşın mezarı vardı orada. Mezarların üzerinde ayak izleri vardı. Mezarlık tahrip edilmişti.  Nedenini sorduğumda bana düşmanın şehitliği bombaladığı söylendi. Açıkçası o zaman ilk kez düşmanın bu derece vahşi, barbar olduğunu gördüm. O zamana kadar bile bu kadarını beklemiyordum. Sonuçta orada cansız bedenler vardı. Düşman bunlara dahi tahammül edememişti.  Düşmana olan kinim, öfkem öylesine arttı ki, bir an önce o arkadaşların intikamını almak istedim.  Ayrıca bu zamana kadar böylesine düşmanlık barındıran bir sistemi sorgulamadan yaşadığım için kendime çok kızdım. Düşmanın bizim üzerimizdeki politikalarını görmüştüm. O anda katılım kararı aldım. Gerillalar ile tanışmak için gittiğim Garzan’da, katılmak istediğimi belirttim.”

ÖZGÜR YAŞAMA DOĞRU

PKK’ye katıldıktan sonra bir gerilla olarak dağda geçirdiği yaşamına ilişkin bizimle şunları paylaştı: “Açıkçası dağa geldikten sonra tek isteğim silahı alıp düşmana karşı savaşmaktı. Benim için en büyük intikam bu olacaktı. Fakat PKK insanı eğitmeden, ne için savaştığını öğretmeden böyle bir şey yapmıyor. Bunu gördüm. Önce ideolojik eğitimler gördük. Sonra da kapsamlı bir şekilde askeri eğitimler gördük. Eğitimler boyunca düşmanın Kürt halkı üzerindeki politikaları, gençleri nasıl sömürdüğü vs. gibi konularda derinleştik. Gerçekten o zaman anladım ki yıllarca boş bir hayat yaşamışız. Önderlik gerçeği, PKK ve Kürdistan tarihini öğrendikten sonra da zaten yaşamımın anlamlı hale geldiğini ve ne için yaşadığımı anladım. Bundan sonraki sorgulamalarım hep düşmanı tanıma, kendimi tanıma, Kürt halkının gerçekliğini öğrenme temelinde oldu. Benim için bunlar çok önemliydi.  Özellikle de bir kadın olarak ben de artık irade sahibiydim. Sistemdeki baskıdan, kölelikten, sömürü altından çıkıp özgür bir ortama gelmek beni çok etkiledi.”

 ‘HAKİKATİ BULMAK İÇİN ÖNDERLİĞİ OKUSUNLAR’

Bingöl’de hakim olan din olgusunun kadın üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Sozdar Evin,  konuşmasının sonunda Bingöl halkına ve gençliğine çağrıda bulundu: “Bingöl’de din olgusu önde olduğu için bu durum en çok kadınlar üzerinde olumsuz etki yapıyor. Yine gençlere yönelik birçok oyun oynanıyor. Bingöl halkının, özellikle de kadınlarının ve gençliğinin, gözünü açıp AKP’nin politikalarını görmeleri ve buna karşı savaşmaları gerekiyor. Eğer bunu yapmazlarsa tarih asla onları affetmeyecek. Kendi aileme de sesleniyorum. Gerçek tarihi, kültürü öğrenmek istiyorlarsa Önderliği okusunlar. Kürt halkı üzerinde büyük oyunlar oynandığını ve asimile edildiklerini öğrenecekler. PKK’yi, Önder APO’yu tanımak için uğraşsınlar, araştırsınlar. En önemlisi de Bingöl’deki kadınlar ve gençler PKK’ye katılım gerçekleştirsin. Ancak bu şekilde AKP’nin politikaları boşa çıkartılır. Önderliğimiz tecrit altında iken, Kürt halkına bu kadar baskı söz konusu iken, hiç kimsenin rahat yaşama lüksü yoktur.  Herkesin ayağa kalkması ve düşmana karşı mücadele etmesi gerekir. Ben de bir Kürt özgürlük gerillası olarak her zaman savaşımımı sürdüreceğim.”