Cezaevi kantininde satılan kuş yemi de yasaklandı

Cezaevlerinde yaşanan bazı hak ihlalleri trajikomik bir hal aldı. Sincan Kadın Cezaevi yönetimi, tutsakların beslediği muhabbet kuşlarının yemine, “analize” göndereceğim diyerek el koydu, satışını durdurdu.

Zeynep Avcı, 21 yıldır cezaevinde olan siyasi bir hükümlü. Avcı, 2010 yılından bu yana aldığı ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ndan kaynaklı Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutuluyor.

Avrupa Birliği'ne (AB) uyum yasaları çerçevesinde idam kaldırıldı ama yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası getirildi. Cezanın infazına ilişkin belirlenen hükümler ise fiziksel ve ruhsal işkenceyle ölümü yavaş yavaş getiren türden.

Ülkedeki siyasi atmosferden kaynaklı cezaevlerinde baskılar da bir hayli artmış durumda. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde hücrelerde 6’dan fazla gardiyanla ‘aramalar’ yapılarak, tutsaklara ait eşyalar darmadağın ediliyor. İdarenin kontrolünden geçtikten sonra tutsaklara verilen kitaplara da aramalar sırasında ‘yasaklı’ denilerek el koyuluyor.

Kahverengi ve yosun yeşili renginin de yasaklandığı Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde keyfi uygulamalar had safhada. Kontrolden geçirilmiş elbise ve eşyalara defalarca el konulup, geri veriliyor. 

Cezaevi idaresi hızını alamayarak, tutsakların beslediği muhabbet kuşlarının yemine de “analize göndereceğim” diyerek el koydu ve satışını durdurdu. Üstelik bu yemler cezaevi kantininde satılıyorken. Kadın tutsaklar şimdi ‘analize’ gitmiş kuş yeminin sonucu bekliyor.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalan Zeynep Avcı’nın, görülmüştür.org ekibi aracılığıyla elimize ulaşan mektubu şu şekilde:

“21 Aralık’ta postaya verdiğiniz mektubu aldım. Kartlar çok güzeldi teşekkürler ‘Okay ailesi’. İyi ki varsınız güzel insanlar. Tabi şu an Ankara’nın ayazıyla birlikte günü tamamlamayı bekleyen güneş de yansıyor içeriye. Birazdan güzergahımdan çıkacak, ardından kapılar açıldığında yetişirsek arkadaşlarla biraz da ‘duvar diplerinde’ kalanıyla nasipleneceğiz. Dün o fırsatımız olmadı. Düzeninden şaşmayan bir ‘arama’yla meşgul olduk, bilirsiniz içerideki aramaları.

Daracık mekanda, altıdan fazla gardiyanla ‘aramalarını’ yaptılar, dağıttılar demek daha doğru olur. ‘Yasaklı’ olduğunu düşündükleri kitapları almaya gelmişlerdi. Oysa kendi ellerinden geçiyor her şey. Yine de her seferinde alacak bir şeyler buluyorlar nedense!! ‘Kahverengi’yi de YASAK listelerine almışlar! Aramada Yazlık olan askılı tişörtleri almışlardı ellerine. Nedenini sorduğumda ‘kahverengi yasaklı’ dediler. “Zaten kendiniz verdiniz, üstelik bunlar askılı tişört, fanila da sayılır” dedim, “Olsun, kahverengi, üstelik kamuflaj rengi, yasaklandı. Ailelerinize söyleyin bu renkleri getirmesinler!” … 

Uzun bir iknadan sonra kahverengi askılı tişörtleri aldım, fakat bu kez yosun yeşili kazağı almak istediler. Dediğim gibi kendi ellerine geçeni de almak hoşlarına gitmeye başladı. Her gardiyan aynı anda daracık mekanı aradığı için bir şeyler alma derdindeydi. En komiği, daha doğrusu trajikomik olanı ise muhabbet kuşlarımın (isimleri Çirok ve Zerda) da yasaklı madde kullanıyorlarmış da haberim, haberleri yokmuş!!!

Çirok ve Zerda’nın yemlerini kantinden aldıktan sonra, poşetinden bir kaba boşaltırım genelde. Hışıltılı seslere aşırı tepki veriyorlar, biraz ürküyorlar. Gardiyanlardan biri yemlerin içine girip ince bir arama yaptığını fark ettiğimde “Bunları alacağım!” dedi. “ Neden?” dedim. “Analize göndereceğim” dedi. “Neyin analizi, zaten belli ne oldukları kuş yemi, üstelik kantinden alınan yemler bunlar!” derken, ikna olmaya pek niyetli olmadığından açılmamış bir paketi gösterdiğimde yemleri karşılaştırmaya başladı fakat aklında analiz olunca ikna olmadı. Alamadım. Bakalım analizler ne zaman gelecek ve daha doğrusu o yemler içinde ne bulacaklar! O yemlerden birkaç tane toprak ya da şu logar kapaklarının etrafına (…) Güzel bir şekilde büyüyorlar ve kendi başaklarında (…) yemler veriyor, serçelerin de yazın kavga ettiklerine şahit olmuştum. Yemleri güzel oluyor, yeşili de biz görmüş oluyorduk! Bunun analizi de yapılabilir belki!!

Sımsıkı kucaklıyorum, kucaklıyoruz sizleri. Bu konuda farklı mevzular da yaşandı, sonraki mektuplarda göndereceğim. Sevgiler.

Zeynep / Çirok ve Zerda”