Fransa’nın başkenti Paris’teki Pir Sultan Alevi Dergahı’nda Dersim Tertelesi’nde yaşamını yitiren on binler anılırken, tertelenin sonuçlarının tartışıldığı bir toplantı düzenlendi. FEDA eşbaşkanı Araştırmacı Erdoğan Yalgın, Yazar Şahin Polat ve Araştırmacı Erdal Emre toplantıda bir konuşma yaptı.

Paris’teki Pir Sultan Alevi Dergahı’nda dün, saat 17:00’da Dersim Tertelesi’ni ve sonuçlarını tartışma ve Dersim Soykırımı’nda yaşamını yitiren on binleri anma amacıyla bir panel düzenlendi.

Etkinlikte 1937-38 soykırımı, başlangıcı, on yıllarca yıl geriye giden, Osmanlı-Türk devlet yapısına aykırı yaşam tarzına, siyasi, soyla ve kültürel kimliğe sahip bir topluluğa yönelindiği, grubun yaşam tarzını ortadan kaldırmayı hedeflediğine dikkat çekildi. Başlangıç yıllarının on yıllarca geriye giden, uzun bir siyasi kampanyanın en tepe noktasında durduğu da vurgulandı.

1937-38 Dersim Tertelesi’nin sadece bir defaya mahsus yaşanmış bir katliam olmadığı da belirtilen tartışmalarda Osmanlı döneminde Hamidiye Alayları ile düşüremedikleri bir coğrafyaya, cumhuriyet döneminde de geleneksel Türk İslam ideolojisinin bir sonucu olarak sürdürülen toptan yok etme operasyonu olduğu kaydedildi.

4 Mayıs’ın Dersimliler için Pepuk kuşunun çığlığını kesme, doğasını ve insanını yok etme çabası olduğu da ifade edildi.

Dersim Tertelesi sürecinde Dersim’in yaşam kaynaklarının, insanıyla birlikte yerinde ve sonsuza kadar etkisiz kılınmak kaydıyla ateşe verildiği de kaydedilen toplantıda, sağ ele geçirilenlerin de göçertildiği, topraklarına dönüşlerinin ise kanunla yasaklandığı vurgulandı.

Çocuklar, özellikle de kız çocuklarının, ailelerinden koparılarak, başta subaylar olmak üzere, çeşitli sınıflardan ailelere, adeta ataerkil-ganimetçi Türk geleneklerine uygun olarak dağıtıldıklarını, canlı tanıkların küçük bir kısmının henüz hayatta olduğu döneme dair anlatılanların tüyler ürpertici olduğu da belirtildi. Yaklaşık 2 yıl süren bu askeri operasyonların, geride tarihe Dersim Tertelesi olarak geçecek, büyük bir yıkım bıraktığı da ifade edildi.