Halkların Demokratik Kongresi-Avrupa (HDK-A) Kuruluş Kongresi, 4 Şubat'ta Almanya, Belçika, Hollanda, Danimarka, Fransa, İngiltere ve İsviçre’den ülke veya kent meclislerinde yer alan yüzlerce delegenin yanı sıra, henüz kongrelerini gerçekleştirmemiş olan İtalya, İskoçya ve Avusturya’dan HDK çalışmalarını başlatanların katılımıyla Brüksel’de yapıldı.

Kongrenin sonuç bildirgesini açıklayan HDK-A, "Tüzük üzerine yapılan tartışmalara kadınların yoğun katılımı, gençlerin ve LGBTİ’lerin tartışmaları, bu toplumsal kesimlerin HDK-A’yı sahiplenmeleri, söz ve karar sahibi olmalarındaki olumlu ısrarlarını göstermiştir" dedi.

'DAHA ÖRGÜTLÜ DESTEK VERİLECEK'

Bildirgede şunlar ifade edildi:

"Kongremiz, 8 Mart 2017’yi kadın bedenine, kimliğine, emeğine yönelik erkek ve devlet şiddetine, cinsiyetçi kadın politikalarına, ırkçı, ayrımcı politikalara ve diktatörlüğe HAYIR kampanyasına dönüştürmeyi ve özelde göçmen kadınların, genel olarak Avrupa’daki tüm kadınların eşitlik, ve özgürlük mücadelelerini desteklemeyi karar altına almıştır.

Kongremiz, sermayenin TTİP, CETA ve TİSA benzeri saldırı paketlerine karşı Avrupalı tüm emek güçleriyle birlikte mücadele etmeyi, Türkiye’deki OHAL’in karanlık yüzünü Avrupa ve dünya kamuoyuna anlatmayı sürdürerek, uluslararası demokrasi güçlerini mücadelemize ortak etme çabasını sürdürmeyi kararlaştırmıştır.

Kongremiz, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, HDP Eş Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ve tüm siyasi tutsaklar için mücadele edileceğini kararlaştırmış ve herkesin kendi ana dilinde kendisini ifade etmesi ve Kürtçe, Süryanice, Ermenice eğitimler için çaba gösterilmesi vurgulamıştır.

Kongremiz, AKP-Erdoğan faşizminin Temmuz 2015’ten bu yana Kürt halkımıza, devrimci harekete, Alevilere, kadınlara, gençliğe karşı başlattığı topyekûn savaşı 2016’da ilan ettiği OHAL’le birlikte tüm demokratik toplumsal muhalefeti de kapsayarak genişletmesini ve başta HDP Eş Başkanları, milletvekilleri ve yöneticileri olmak üzere, seçilmiş belediye eş başkanlarının, meclis üyelerinin, sosyalistlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin tutuklanmasını yargılamış ve faşizmin bu saldırı ve zulmüne karşı onurluca direnenlerin yanında olduğunun ve bu direnişe Avrupa’dan daha örgütlü ve güçlü destek verileceğinin mesajını vermiştir.

Kongremiz, sadece Saray-AKP diktatörlüğünün ve AKP-MHP faşist ittifakının halklarımızın önüne koydukları referandum sandığıyla faşizmi ve diktatörlüğü yasal statüye kavuşturma çabasına karşı Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da yaşayan halklarımızla dayanışmamızı güçlendirmedi, aynı zamanda Avrupa’da Türkiyeli ve Kuzey Kürdistanlı göçmenler arasında yürüteceğimiz Erdoğan Anayasasına karşı daha örgütlü ve daha güçlü bir HAYIR kampanyası yürütmemizin de önünü açtı. Çok açık ki, özel olarak örgütlemek üzere harekete geçtiğimiz 'HAYIR' kampanyasının içerik ve anlamı sadece bir referandumda 'HAYIR' demekle sınırlı değildir."

'HAYIR' ÇAĞRISI

Bildirgede, referandumun önemine şöyle değinildi:

"Referandumda 'HAYIR' demek:

Saray-AKP-MHP ittifakının 'Anayasa oylaması' adı altında halklarımıza dayattıkları soykırımcı, ırkçı, sömürgeci diktatörlüğünü kabul etmediğimiz, yüksek sesle itirazımızı yükseltmemizin adı olacaktır! 

'HAYIR' demek; iki yıldır Kürt halkımızın sömürgeci boyunduruğa karşı verdiği özgürlük mücadelesine saldırarak, Kürt kentlerini, kasabalarını yakıp yıkan, belediyeleri gasp ederek, belediye eş başkanlarını, devrimci-demokrat, sosyalist siyasetçiyi, Saray-AKP sansürüne boyun eğmeyerek gerçekleri ısrarla dile getiren gazetecileri gözaltına alarak zindana atan, hapishanelerde devrimci tutsaklara yönelik baskı ve zulüm politikalarını ayyuka çıkararak, işkence ve tecrit uygulayan, yüzlerce hasta tutsağı ölüme mahkum eden, kadınlara gerici-dinci yaşam tarzını dayatarak eve hapsetmek isteyen, çocukları tecavüzcüleriyle evlendirmek için yasal düzenlemeler yapan ırkçı-faşist AKP-Erdoğan diktatörlüğüne dur demektir!"

Bildirgede, kongrede Avrupa devletlerinin Türk devleti ile olan ilişkilerini, desteklerini ve suç ortaklığını mahkum eden konuşmaların yapıldığı; göçmen işçi ve emekçilerin emperyalist Avrupa devletlerinde yaşadığı sorunlara ve Avrupa devletlerinin emeğe yönelik saldırılarına da değinildiği kaydedildi.

Bütün farklılık ve demokratik kesimlere 'Hayır' çağrısının yapıldığı HDK-A bildirgesinde, "Avrupa’daki mücadele görevlerimizi de unutmadan, Türkiye ve Kürdistan’da işçi ve emekçiler, ezilen halklar, kadınlar ve gençlik üzerine örtülmeye çalışılan faşist karanlığın yırtılması, demokratik hak ve özgürlüklerin kazanılması için mücadeleyi büyütme kararlılığımızı deklare ediyoruz" denildi.