HRW: Kürt muhalefete yönelik baskılar kaygı verici

HRW, 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesinde Kürt muhalefete yönelik baskıların kaygı verici olduğunu belirtti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) milletvekillerinin görevden alınıp hapsedilmesiyle, seçmenlerin politik örgütlenme ve katılım hakları ile ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine dikkat çekti.

Halkların Demokratik Partisi'li (HDP) milletvekillerinin ve Demokratik Bölgeler Partisi’li (DBP) belediye eş başkanlarının tutuklanma ve yerel yönetimlere el konmasını, hayati bir dönemde "seçmenlerin temsil hakkının çalınması" olarak nitelendirdi.

HRW, HDP'nin eş başkanları ve 11 milletvekili ile DBP'nin seçilmiş 90 eş belediye başkanının cezaevinde olduğunu hatırlattı. HRW, ayrıca seçimle iş başına gelmiş 103 belediyeden 82'sine de kayyum atanmak suretiyle el konduğunu kaydetti.

"Demokratik olarak seçilmiş yetkililere yapılan baskılar yalnızca kendilerinin siyaset yapma, örgütlenme ve ifade özgürlüklerinin değil, aynı zamanda onlara oy verip göreve getiren seçmenin de haklarının çiğnenmesi demektir" denilen açıklamada, iki partiden binlerce yönetici ve üyenin de 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana gözaltına alındığı, tutuklanması ile her iki partinin referandum öncesinde kampanya yürütme imkanlarının büyük ölçüde sınırlandığına dikkat çekildi.

HRW Avrupa ve Orta Asya Masası Başkanı Hugh Williamson, bu baskıların tam da ülkede geleneksel parlamenter sistemden yetkilerin başkanlık makamında toplayan bir başka rejime geçişi öngören bir anayasayı oylamaya hazırlanırken yaşanmasının kaygı verici olduğunu söyledi.

Hükümetin son seçimlerde beş milyon oy almış bir muhalefet partisinin liderleri ile milletvekillerini tutuklamasının Türkiye demokrasisine derin zarar verdiğini de vurgulayan Williamson "Bunun ülkenin geleceği hakkında hayati bir ulusal tartışma yapılırken gerçekleşmesi durumu iki misli kaygı verici kılmaktadır. Bu partilere yönelik bastırma, milyonlarca seçmenin parlamentodaki temsilcilerinin, doğu ve güneydoğuda geniş bölgelerdeki seçmenlerin de yerel temsilcilerinin çalınmasıdır" dedi.

HRW söz konusu partilerin binlerce yönetici ve üyesinin de gözaltına alındığı ve bir kısmının tutuklandığını aktararak, Türkiye'yi uluslararası ve bölgesel insan hakları anlaşmalarından doğan sorumluluklarına uymaya çağırdı.

HRW dokunulmazlıkların kaldırılmasının bir defaya ve döneme mahsus oluşu ve açılan soruşturmaların yoğunluğuna dikkat çekerek, değişikliğin görünürde bütün partileri kapsamasına rağmen yalnız HDP milletvekilleri için fiili sonuç doğurduğuna dikkat çekti.

Avrupa Komisyonu'nun anayasa konularında uzman organı Venedik Komisyonu'nun yakında hazırladığı raporda gerekçelendirilen görüşlere yer veren HRW bu doğrultuda dokunulmazlıkların kaldırılması kararının geri döndürülmesi ve seçilmişlerin serbest bırakılması gerektiğini savunuyor.