GÖRÜNTÜLÜ

İsviçre SP’den sonra Yeşiller de kapıları kapattı

İsviçre SP’den sonra Yeşiller de Erdoğan’ın anti-demokratik politikalarına karşı mücadele kararı aldı. Yeşiller merkezi delege toplantısında Erdoğan’ın politikaları sert dille eleştirilirken, Avrupa’ya pasif tutumdan vazgeçme çağrısı yapıldı.

İsviçre Sosyalist Partinin aldığı kararlardan sonra, bugün gerçekleşen İsviçre Yeşiller merkezi delege kongresinde de Türkiye’ye yönelik önemli kararlar alındı. İsviçre’nin La Chaux-de- Fonds kentinde gerçekleştirilen kongreye Yeşiller Eş Genel Başkanları Regula Rytz ve Luca Maggi, İsviçre genelinden delegeler ve ulusal ve kanton milletvekillerinin yanı sıra özel davet üzerine HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar da katıldı.

Sabah saatlerinde Yeşiller Eş Genel Başkanları Rytz ve Maggi’nin konuşmalarıyla başlayan toplantıda Yeşiller’in çalışmalarına ve önümüzdeki dönemde yapacakları çalışmalara değinildi.

Toplantının öğleden sonraki bölümünün büyük bir kısmında Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin, Kürdistan ve Türkiye’de ortaya koyduğu anti-demokrat politikalar üzerinde duruldu.

HAŞİM SANCAR: BÜTÜN HUKUK YASALARI YOK SAYILIYOR

Öğleden sonraki oturumda ilk olarak söz alan Yeşiller Bern Kanton Milletvekili Haşim Sancar, Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirerek başladığı konuşmasında, Erdoğan’ın bütün hukuk yasalarını hiçe sayarak Türkiye’de tek kişilik bir sistem kurmaya çalıştığını söyledi.

MİTHAT SANCAR: AVRUPA’NIN PASİF TUTUMU KABUL EDİLEMEZ

Haşim Sancar’ın ardından özel davetle delege kongresine katılan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar söz aldı.

Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi tartışmalarına değinerek konuşmasına başlayan Sancar, “Türkiye’de bugün kurulmak istenen başkanlık sistemi Avrupa’nın bildiği başkanlık sistemi değil. Türkiye’de tek kişinin her şeyi yöneteceği bir sistem tartışılıyor. Ortaya konan bütün siyasetin tek amacı var tek kişilik bir sistem kurma cabasıdır” dedi.

Türk devleti ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Türkiye’de hem Rojava’da Kürtlere karşı ortaya koyduğu savaş politikasına da dikkat çeken Sancar, Kürt halkına ve siyasi temsilcilerine yönelik tamamen yok etme politikalarının yürütüldüğünü söyledi.

HDP’ye yönelik yapılan saldırı ve tutuklamaları hatırlatan Sancar, Avrupa’nın Türkiye’deki baskıcı rejime karşı ortaya koyduğu pasif tutumu eleştirdi. Sancar, “Erdoğan bütün hukuk yasalarını çiğnerken, bir bütün olarak anti demokratik yasalarla tek kişilik bir sistem kurarken, Avrupa’nın sessiz politikasını kabul edemeyiz” dedi.

RYTZ: ERDOĞAN’A KARŞI NET TAVIR ALINMALI

Sancar’ın ardından konuya ilişkin söz alan Yeşiller Eş Başkanı Regula Rytz, Erdoğan’ın ortaya koyduğu politikaların kabul edilemez olduğunu söyleyerek, Avrupa’da yaşayan her bireyin Türkiye’de yaşanan hukuksuz politikalara karşı harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. İsviçre ve Avrupa’nın Türk devletine karşı ortaya koyduğu pasif politikaları eleştiren Rytz, “Erdoğan’a karşı net tavır alınmalı ve Türkiye’deki demokratik kesimlerle özellikle HDP ile dayanışma büyütülmeli” şeklinde konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından “Türkiye’de barış ve insan hakları için” başlıklı önerge okunup delegelerin oylamasına sunuldu. Eksiksiz bir şekilde bütün delegelerin oylaması ile kabul edilen ve bundan sonra Yeşillerin, Türkiye’de yaşanan duruma ilişkin net tavrını sergileyecek olan 2 başlık adı altında sıralanan maddeler şu şekilde:

İsviçre Yeşiller aşağıda sıralanan durumlardan büyük endişe duyuyor:

HDP’li milletvekili ve belediye başkanlarının tutuklanması

Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskı ve kapatmalar, sivil toplum kuruluşlarına yönelik saldırılar

Gazetecilerin, öğrencilerin, akademisyenlerin tutuklanması, hukuk devletinin giderek yok edilmesi bizleri kaygılandırıyor.

İsviçre Yeşiller İsviçre Federal konseyinden istiyor:

Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri, işkencenin yasaklanması, bağımsız bir yargı ve yeniden gündeme getirilen idam cezasına yönelik girişimlerde bulunmalı.

Türkiye’ye temel insan haklarını koruması için baskı yapılması amaçlanıyor mu?

Sadece seçilmiş HDP milletvekillerinin tutuklaması kınanmamalı, aynı zamanda tutuklanan insan hakları temsilcileri ve demokrasi savunucularının özgürlüğü talep edilmeli. Türkiye’deki İsviçre temsilcileri, HDP vekilleri ve tutuklanan belediye başkanlarını ziyaret etmeli.

Avrupa Komitesi, Türkiye cezaevlerinin şartlarını incelemek ve işkenceye önlem almak için harekete geçmeye davet edilmeli.

İsviçreli temsilciler Türkiye’ye gönderilerek, seçilmişlerin davalarını takip edilmeli ve bu konuda İsviçre’ye bilgi vermeleri sağlanmalı.

Türkiye’deki insan hakları savunucusu ve işkenceye karşı mücadele eden sivil toplum kuruluşları desteklenmeli.

Savaş malzemelerinin ve askeri ilişkiler askıya alınması için acilen harekete geçilmeli.

İsviçre, Türkiye’deki çatışmalara son vermek için barışçıl çözümler bulmalı.

BM Güvenlik Konseyi prensiplerinden hareketle, kadınlara yönelik uygulanan şiddetin önüne geçilerek, barış ve güvenlik önlemleri alınması girişimlerinde bulunulmalı.