PKK ve PAJK'lı tutsaklar: Çocuk tutsakları yalnız bırakmayacağız

Kırıklar F1, F2, Şakran Kadın, Şakran T2, T3, T4 cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutsaklar aileleri aracılığıyla gönderdikleri mektupla cezaevlerinde yaşanan tecavüz ve işkencelere tepki gösterdi.

Kırıklar F1, F2, Şakran Kadın, Şakran  T2, T3, T4 cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı  tutsaklar aileleri aracılığıyla gönderdikleri mektupla cezaevlerinde yaşanan tecavüz ve işkencelere tepki gösterdi.
 
Açıklamada, "Şakran Çocuk Cezaevi Müdürünün bir görevli ile yaptığı iç yazışmanın basına yansımasından, yıllardır bildiğimiz ama her seferinde inkar edilen yargı yoluyla aklanan bir durum, yani çocuk tutuklulara tecavüz bu kez inkar edilemez şekilde belgelenerek açığa çıktı. Yine Van  ve Muğla cezaevlerinde  de benzer durumların yaşandığını basın yoluyla öğrenmiş bulunuyoruz" denilerek, önceki dönemlerdeki benzer saldırılar şöyle hatırlatıldı:
 
"Biz bunu en açık şekilde Pozantı Cezaevinden biliyoruz. Orada da çocuklar tecavüz edilerek baskı ve işkenceye tabi tutulmuş, konu kamuoyuna mal olunca cezaevi boşaltılmış, çocuklar Ankara Sincan ve İzmir Şakran Çocuk Cezaevlerine nakledilmişti. Tam da Şakran’da tecavüz olaylarının basına yansıdığı günlerde Pozantı’da haklarında çocuklara cinsel istismar ve kötü muamelede bulunmak gibi nedenlerle soruşturma açılan personelin davalarının kapatıldığı, soruşturmaya gerek duyulmadığı bilgisini edindik. Çok iyi bildiğimiz cezasızlık geleneği işletildi bir kez daha."
 
'ÖZGECAN'IN KATİLLERİYLE AYNI ZİHNİYET'
 
Ortada köklü bir sistem ve zihniyet sorunu olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Özgecan Aslan’ı katleden zihniyet ile 'devlet korumasında' olan çocuklara tecavüz edenleri birbirine benzetildi.
 
“Kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılır” diyen zihniyetin devam ettiğine vurgu yapan tutsaklar, şunları kaydetti:
 
KAMUOYUNA DUYARLILIK ÇAĞRISI
 
"Kadınları vuruyorlar, zira eril devlet aklının kadınlarca kırılacağını biliyorlar, çocuklara ahlaksızca tecavüz ediyorlar, zira geleceğin ışıklı ve gür sesini şimdiden karartıp susturmak istiyorlar. Yani hedeflenen bütünen aydınlık toplumun kendisidir.  Devlet hem bedene hem de ruha, kişilik ve kimliğe sınırsızca hükmetmek istiyor. Gelecek tahayyülü olan çocukların yetişmesine tahammül edemiyor.
 
Devlet nezdinde öldürülen, tecavüz edilen çocuklarımızı asla yalnız bırakmayacağız. 'Çocuk cezaevleri’ denilen ama özünde çocuklarımızın yaşamını ve geleceğini karartan bu onur kırıcı zindanların kapatılması için inatla ve ısrarla karşı koymaya ve direnmeye devam edeceğiz. Kamuoyunun da bu konuda duyarlı hareket etmesi ve devletin bu karanlık yüzünü teşhire dönük çaba içinde olması en büyük beklentimizdir."