GÖRÜNTÜLÜ

Sürgün Akademisyenler: ‘HAYIR’da ısrar özgür bir gelecekte ısrardır

Sürgünde yaşamak zorunda kalan akademisyenlerden Engin Sustam ve Çağla Aykaç, referandumda ‘hayır’ demenin Türkiye’nin zenginliklerini korumak anlamına geleceğini söyledi.

Herkesi hayır demeye çağıran Sustam ve Aykaç, “Tek kişilik bir sistem yerine, gelecekte özgür ve eşit bir yaşamı birlikte inşa etmek için hayır demeliyiz” dedi.

Türk Cumhurbaşkanı ve AKP öncülüğünde Kuzey Kürdistan’da yürütülen katliam politikalarına karşı “Bu suça ortak olmayacağız” adlı barış bildirisine imza attıkları için Türkiye’de görev yaptıkları üniversiteden ayrılmak zorunda kalıp ardından tutuklanma riskine karşı Avrupa’ya sürgüne çıkan akademisyenlerden Engin Sustam ve Çağla Aykaç ile 16 Nisan’da yapılacak referanduma yönelik konuştuk.

SUSTAM: KATLİAMLARA VE İŞLENEN SUÇLARA ORTAK OLMAMAK İÇİN HAYIR

“Bir akademisyen ve bu ülkenin bir vatandaşı olarak, Türkiye ve Kürdistan’da yapılan katliamlara işlenen suçlara ortak olmamak için bu referandumda hayır demek gerektiğine inanıyorum” diyerek düşüncelerini ifade eden Akademisyen Engin Sustam devamla şunları söyledi:

“Ülkede yaşanan şiddetin, çatışmanın toplumsal nedenlerini iyi bilmek zorundayız. HAYIR demek, aynı zamanda 1980 darbe anayasasına evet demek değildir. Hayır demek, aynı zamanda 1960 ve 1972 darbelerinin getirdiği sağcı, aşırı ırkçı, Kürtleri, Alevileri, Ermenileri, bu coğrafyada yaşanan kadınları LGBT’lileri, çocukları ve bütün farklılıkları dışlayan bir anayasa çalışmasına da evet demek değildir. Dolaysıyla HAYIR demek, tek adam rejiminin yaratacağı totaliter bir sisteme karşı durmak demektir. Toplumsal barış ve insanların beraber yaşama hakkına EVET demektir.”

‘ERDOĞAN ALMAN FAŞİZMİNİ HATIRLATIYOR’

Ortaya koyduğu politikalarla dünya halklarına Alman faşizmini hatırlatan Erdoğan’ın kurmak istediği tek kişilik sisteme karşı durmanın bir görev olduğunun altını çizen Sustam, Erdoğan’ın Türkiye toplumunu demokrasi ve barışa götürecek bir yapıya sahip olmadığını vurguladı.

“Kürtler, Türkler, Lazlar, Ermeniler, Çerkezler, Aleviler, Sünniler, Hristiyanlar toplumsal kesimin bütün farklılıkları ortak bir yaşam ve özgür bir coğrafyada birlikte hareket edebilmemiz için bu referandumda HAYIR demeliyiz” diyen Sustam, Türkiye halklarının, 16 Nisan referandumunda halkların özgürleşme baharı, insanların yaşam hakkı ve talan edilen coğrafyaların yeniden inşa edilmesi gibi tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya olduklarını vurguladı.

HAYIR DEMELİYİZ ÇÜNKÜ…

HAYIR demenin aynı zamanda Kürdistan’da yürütülen savaşa karşı çıkmak, talan edilmiş bütün coğrafyaların yeniden inşa etmek anlamına geldiğini özellikle belirten Sustam, herkesin 2010 ortalarından itibaren Türkiye toplumlarını ayrıştıran AKP politikasına karşı çıkması gerektiğini söyledi.

“Türkiye’nin özgür geleceği, Kürdistan’ın özgürleşmesi ve halklar arasındaki boğazlaşmaya karşı lütfen referandumda hayır oyu kullanın” diyerek çağrıda bulunan Sustam devamla şunları dile getirdi:

“Bütün farklı kesimler özgür ve eşitçe kendi yaşamlarını kursun diye, Kürtler özgür bir yaşam için kendilerinin deklare ettiği öz yönetim haklarını elde etsin diye, işçiler, emekçiler yani bütün ezilen kesimler horlanıp küçümsenmemesin diye HAYIR demeliyiz”

AYKAÇ: OHAL ALTINDA REFERANDUM OLMAZ

Barış bildirisine imza attıktan sonra hedef haline getirildiği için Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan akademisyenlerden Çağla Aykaç ise, OHAL politikaları altında yapılan bir anayasanın demokratik olmayacağına dikkat çekti.

16 Nisan’da halka sunulmak istenen anayasa değişikliğinin çoğulculuktan uzak olduğunu söyleyen Aykaç, “Bir kadın ve bu ülkenin geleceğini düşünen bir akademisyen olarak bu referandumda HAYIR diyeceğim” dedi.

‘ÜLKENİN FARKLILIKLARINI KORUMAK İÇİN HAYIR DİYECEĞİM’

Türkiye’de çoğulcu ve demokratik bir anayasa değişikliği isteyen bütün kesimlerin tutuklandığını veya sürgüne gönderildiğini işaret eden Aykaç, 16 Nisan’da halklara sunulanın yeni bir anayasa ötesinde sadece birilerinin geleceğini ilgilendiren bir durum olduğunu söyledi.

Aykaç, “Yeni bir anaya olması gerekir ama bu şekilde değil, OHAL altında ne bir referandum ne de bir demokratik bir anayasa yapılabilir” dedi. Referandumda sunulan paketin ülkenin farklılıklarına hitap etmediğini vurgulayan Aykaç, “Türkiye’de demokrasiyi savunmak, insan haklarının korumak ve ülkenin zenginliği olan farklılıkların haklarını korumak için HAYIR diyeceğim” şeklinde konuştu.