Süryanilar: Demokrasi ve özgürlük için tek adam rejimine ‘HAYIR’ diyoruz

Bethnahrin Ulusal Konseyi İsveç temsilcisi Metin Rhawi, AKP-MHP ittifakının hazırladığı anayasanın yetkileri tek kişiye vermesinin baskıların daha da artmasına yol açacağı uyarısında bulundu.

Süryanilerin yanı sıra Türk ve Kürtlere de sandığa gitmeleri, demokrasi ve özgürlük için tek adam rejimine Hayır oyu kullanmaları çağrısı yaptı.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürürlüğe konulan olağanüstü hal koşullarında demokrasinin rafa kaldırıldığına, medyanın, AKP ve Erdoğan'dan farklı düşünenlerin baskı altına alındığına dikkat çeken Rhawi, en kaygı verici olanın da dış dünyanın olanları sessizce izlemesi olduğunu söyledi.

SUSKUNLUK AKP'YE CESARET VERİYOR

Var olan suskunluğun AKP Hükümeti'ne muhaliflere daha fazla baskı yapması için cesaret verdiği değerlendirmesinde bulunan Rhawi, “HDP'nin liderleri ve bazı milletvekilleri cezaevlerinde. Bu koşullarda yapılacak referandumunda Erdoğan'a her istediğini yapmasına olanak tanıyan bir anayasanın kabul edilmesi demokratik hak ve özgürlüklerin daha da kısıtlanmasına yol açacaktır” dedi.

Gerçek anlamda bir muhalefetin olmadığı ve HDP'lilerin cezaevlerinde bulunduğu koşullarda bir referandumun yapılmasına karşı güçlü bir tepki olmamasının düşündürücü olduğunu ve referandum sonuçlarını tartışmalı bir hale getireceğini söyledikten sonra şunları kaydetti:

“Tüm olumsuz koşullara rağmen bu referandumdan hayır sonucunun çıkacağına inanıyorum. Erdoğan ve hükümet halkın evet oyu vermesini sağlamak için çok tartışmalı yöntemler kullanıyor. Bizden olmayanlar bize karşı diyor. Avrupa'da bazı ülkeler AKP yöneticilerinin propaganda yapmalarına izin vermediği için onları da düşman ilan ediyor.”

ERDOĞAN FAŞİST GÜÇLERLE İŞBİRLİĞİ YAPMAYI SEÇTİ

Rhawi, yapılacak anayasa oylamasında evet sonucu çıkmasının hangi sonuçlara yol açacağı sorusunu da “Eğer Erdoğan'ın yetkilerinin artırılmasını ülkenin geleceği için kullanma olasılığı olsaydı bir evet sonucu Türkiye için iyi olabilirdi. Ama Erdoğan'ın bu günkü yetkileri bile iyi şeyler yapması ve Türkiye'nin Avrupa'ya yakınlaşması için yeterli. Türkiye'nin Avrupa ve dünyadaki yeri çok farklı olabilirdi. Ama Erdoğan demokratik güçlerle yakınlaşma yerine aşırı sağcı, milliyetçi ve faşist güçlerle iş birliği yapmayı seçti. Bunlar başka inanç ve etnik kökenden insanların varlığına bile tahammül edemiyor. Eğer Erdoğan referandumda istediği sonucu alırsa yetkilerini yanlış bir şekilde kullanacaktır” diyerek cevapladı.

TEKÇİ ANLAYIŞ AZINLIKLARIN ÇIKARLARIYLA ÇELİŞİYOR

Rhawi, Erdoğan ve AKP Hükümeti'nin Türkçü ve İslamcı politikasının ve tekçi anlayışının sadece Kürtlerin değil ülkede bulunan diğer azınlıkların çıkarlarıyla çeliştiğini hatırlattıktan sonra “Ben Süryaniyim. Kendimi hiçbir zaman Türk olarak tanımlamayacağım. Türkiye'de doğdum ama var olan sistemde benim yerim neresi? Erdoğan'ın anlayışına göre benim kabul görmem için kendimi bir Türk olarak adlandırmam gerekiyor. Bunu asla kabul edemem” dedi.

KİLİSELERİMİZ CAMİ, AHIR VE GARAJ YAPILDI

Tüm Asuri-Süryanilerin bu referandumda evet çıkmasının azınlık halkların durumların daha da kötüleştireceğinin bilincinde olmaları gerektiğini söyledikten sonra “Tarihi binalar ve kiliselerimiz cami, ahır, garaj ve tuvalet yapıldı. Türkiye'de yaşayan halkın çoğunluğu Müslüman. Bunlardan bazıları baskılardan dolayı İslamı seçti. Bu anlaşılır bir şey. Ama biz Hristiyanız ve dinimiz, tarihimiz ve kiliselerimize saygı gösterilmesini istiyoruz. Ama AKP Hükümeti'nden olumlu bir yaklaşım görmedik” dedi.

Türk devletinin camilere gönderdiği imamlara aylık verdiğini, ancak papazlara herhangi bir ödeme yapmadığı gibi düşüncelerini açıklama cesareti gösteren Hıristiyan din adamlarına baskı yaptığını söyledi.

BİZE HALA HAİN DİYORLAR

AKP Hükümeti döneminde Asuri-Süryanilerin bazı kilise ve arazilerine el konulduğunu anımsatan Rhawi, “Eğer Erdoğan'a daha fazla yetki verilirse ne yapacak? Daha mı iyi olacak? Bana göre tersi olacak. Bize hala hain diyorlar ve bin yıllardır yaşadığımız topraklardan tamamen sürmek istiyorlar” dedikten sonra AKP'nin 1915 soykırıma yaklaşımlarını şu cümlelerle eleştirdi:

“Önce Asuri ve Süryanileri hain olarak gösteren okul kitaplarını kaldırsınlar. Neden 1915 yılında gerçekleşen soykırımı hala inkar ediliyor. Öcalan kabul etti Erdoğan neden kabul etmiyor? Eğer bu yapılmazsa acıyı ve sevinci paylaşamazsak bir arada yaşayamayız. Erdoğan'ın izlediği çizgi bizlerin Türklere yakınlaşmamızı engelliyor.”

ASURİ-SÜRYANİLERE YÖNELİK BASKILAR ARTTI

Bethnahrin'de yaşayan Asuri-Süryaniler üzerindeki baskıların arttığını somut örnekler vererek dile getiren Rhawi, “İdil'de sadece bir Süryani aile yaşıyor. HDP'lilerle selamlaştığı için asker ve polisler evini bastı. Halkımız kendini güvenlik içinde hissetmiyor. Baskı ve tehdit altında yaşıyor” dedi.

Türk devletinin baskı ve saldırıları sonucu Asuri-Süryanilerin Türkiye'yi terk ettiğini ve sadece 30 bin civarında Süryaninin kaldığına dikkat çeken Rhawi, “Yaşadığımız koşulları bilinçli olarak kötüleştirerek, baskıları artırarak bizi topraklarımızı terk etmek zorunda bıraktılar. Bu çok üzüntü verici” şeklinde konuştu.

HERKESİN HAYIR DEME CESARETİNİ GÖSTERMESİ GEREKİR

Rhawi, referandumdan hayır sonucunun çıkmasının ülkenin demokratikleşmesine katkıda bulunacağını, Türkiye'nin gelişmesi için yeni adımlar atılmasını sağlayacağını, özgürlüklerin genişlemesine zemin hazırlayacağını söyledikten sonra tüm seçmenlere şu çağrıyı yaptı:

“Referandumdan hayır sonucu çıkması biz Süryaniler için çok önemli. Aynı şekilde Kürtler ve Türkler için de önemli. Bu yüzden herkesin hayır deme cesaretini göstermesi gerekir. Referandumda biz bu baskıları kabul etmediğimizi göstermeliyiz. Eğer iktidar tek kişiye verilirse baskılar daha da artacaktır. İşte bundan dolayı sandığa gidecek, demokrasi ve özgürlük için tek adam rejimine hayır diyeceğiz.”