‘Tek adam diktatörlüğüne HAYIR demeliyiz’

Federal Almanya İşçi Dernekleri Federasyonu’ndan Kemal Kıran ile Hessen Eyaleti SPD Milletvekili Turgut Yüksel, 16 Nisan’da yapılacak referandumda “Tek adam diktatörlüğüne karşı” “hayır” oyu kullanma çağrısında bulundu.

Federal Almanya İşçi Dernekleri Federasyonu’ndan Kemal Kıran: Bu getirilen anayasa değişikliği paketinin 18 maddesinin hiçbiri Avrupa’daki göçmen işçilere katkı sağlamıyor. Sadece Erdoğan’ın tek adam iktidarını sağlamlaştırma değişikliğidir. Bu da faşizmin kurumsallaştırılmasıdır.

En başta tek adamlık diktatörlüğüne “hayır” dediğimiz için “hayır” oyunu kullanacağız. Erdoğan’ın bütün çabaların, burada yaşayan emekçilerin yaşamına katkısı yok, aksine buradaki insanların yaşamını daha da zorlaştıracak bir politikanın yürürlüğe girdiği bir durum olacaktır.

İzine gitmeler, aile birleşimi gibi insanların günlük sorunlarını daha da zorlaştıracaktır. Zaten Erdoğan son 15 yıllık iktidarı boyunca döviz artırımı dışında bir şeye gitmedi.

İnsanların emeklilik sorunların çözülmemiştir, gençlerin sorunlarını çözememiştir. Özellikle Almanya olmak üzere hükümetle gizli anlaşmalar yaparak, din derslerini zorunlu haline getirmiştir.

Yaptığı her şey kendi politik çıkarları içindir. Bu nedenle Erdoğan’ın bize bir faydası olmadığını belirtiyoruz.

Irkçılığa ayrımcılığa karşı burada yıllardır mücadele ediyoruz, Erdoğan bu politikası ile hem Türkiye’deki azınlıkları, kültürel grupları ötekileştiriyor, burada Türk düşmanlığı, Alevi, Ermeni düşmanlığı yaparak, Türkiye’deki halklar arasındaki düşmanlığı yaydığı gibi, yurtdışına da yaymıştır.

Irkçılığa, ayrımcılığa, şovenizme, milliyetçiliğe karşı olduğumuz için de bu referandumda Erdoğan’ın bu politikalarının kabul etmeyeceğiz.

Üyelerimizin, gerici, faşist, ırkçı iktidarların nerden gelirse biz karşı duruyorsak, aynı şekilde Türkiye’de AKP ve MHP’nin karşısında durmayı, hiçbir zaman ırkçılığa, faşizme, milliyetçiliğe prim vermemelerini istiyoruz. Üyelerimizin bulunduğu her yerde toplumun tüm kesimleri ile barış, halkların kardeşliği için, Erdoğan’ı durdurmak için, 7 Haziran’da onu yendiğimizi düşünerek, bu referandumda yeneceğimizi düşünerek, çalışmalara aktif katılım çağrısında bulunuyoruz.

 

Hessen SPD Milletvekili Turgut Yüksel: Almanya’da yaklaşık bir buçuk milyon Türkiye vatandaşı olup da seçme hakkı olan insan var. Demokratik bir hak kullanılarak, referandumda ya “evet” ya da “hayır” denilecek.

Türkiye’de Meclis’te alınan karar, bir konsensüs bulunmadan, muhalefetin düşünce ve görüşlerini dikkate almadan büyük bir ivedilikle, böyle bir değişikliği referanduma sundular.

Anayasa yalnız bir kesimin, bir zümrenin değil, tüm toplumun anayasası olması gerekiyor. Türkiye bir rejim değişikliğine gidiyor. Bunun en bariz örneklerinden biri de gücün tek kişiye bağlayıp güçler dağılımını etkisiz hale getirip, parlamentoyu etkisiz hale getirmektir.

Bu nedenle yapılacak bu referanduma “hayır” diyebilmeliyiz.

Böyle bir girişim içinde bulunduk. Bunu yaparken de anayasaya ilişkin insanları duyarlı hale getirip, anayasanın getirdiği, götürdüğü konusunda aydınlatmak ve bu çerçevede insanları sandığa yönlendirmektir.

Almanya’da ülkedeki hükümetin sempatizanı olan ayrı bir kesim var. Bu kesimi de Alman kamuoyuna anlatmaya çalışıyoruz. Bu açıdan da son dönemlerde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin gerginleşmesi, Türkiye’nin agresif bir tutum alınması ve burada Türkiye toplumu arasında gerginlik yaratılması durumu var.

Bundan dolayı da böyle bir gerginliğe girmeden demokratik oylarını kullanmaya çalışıyoruz.

Türkiye Başbakanı Almanya’da miting yapma, konuşma ve “evet” propagandası yapma hakkı varsa, bizim de Türkiye kökenliler olarak “hayır”da birleşmemizde veya “hayır”ın propagandasını yapma hakkımız da olmalı.

Özellikle seçime katılmayan, bu hakkı kullanmayan insanları seçime yönlendirip katılım oranını yükseltmeliyiz. “Hayır” diyenleri değil, ortada olan, çekimser olanları kazanmaktır. Türkiye’nin geleceği üzerinde kuşkularımız oldukça fazla  olduğu için de kampanyaya büyük önem vermekteyiz. Maalesef özellikle “hayır” kampanyasını yürüten insanlar hem Türkiye’de hem de Avrupa’da kriminalize edilmeye çalışılıyor.