ANALİZ

Türkiye şansını zorluyor

Suriye’de kaybeden ve iç siyasette tükenen Türkiye, 2012 yılından beri uyguladığı, çetelerle Suriye’de sonuç alma planına şimdi yeniden döndü.

Suriye’de kaybeden ve iç siyasette tükenen Türkiye, 2012 yılından beri uyguladığı, çetelerle Suriye’de sonuç alma planına şimdi yeniden döndü. Hama ve Humus’tan çeteleri çekip Kürtlere karşı savaştırmaya çalışırken Ezaz, Rai, Exterin, Bab’daki çeteleri de rejime karşı savaşmak için Hama ve Humus’a gönderiyor. Suriye içinde bu oyunları oynarken stratejik ortağı KDP ile de Şengal’de çatışmaları derinleştirip işgalin yolunu açmaya çalışıyor.

Her şey Bab ve Halep üzerine yapılan anlaşma ile başladı. Türkiye, Halep’teki çeteleri çekerek yerine Bab’ı alma üzerine anlaşmıştı. Bu plan yürüdü. Rejim Halep’e hakim oldu. Türkiye de aylarca uğraştıktan sonra Bab’ı işgal etti. Bab’dan sonra Rusya’nın hesabı ve planı İdlip’i temizlemekti. Türkiye’nin hesabı ise Minbic ve Efrîn/Şehba’ya yönelik işgalini sürdürmekti. Hatta son dönemlerde yeniden tartışmaya açtıklarına bakılırsa Süleyman Şah türbesini eski yerine götürerek Kobanê’yi bile menzile almaktı.

Bu süre içinde Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, yüz yüze ve telefonla defalarca görüşmeler yaptı. En son 9-10 Mart’ta Moskova’da buluştular. Ancak bundan önce Rusya ile Minbic Askeri Meclisi bir anlaşma yaptı. Buna göre; kentin batısındaki köylerin savunması, Rusya’nın garantörlüğünde Suriye devlet güçlerine bırakıldı. Minbic’in kuzey hattı ise ABD’nin devriyesine açıldı. Böylece Türkiye’nin Minbic’e yürüme planı bloke edildi, boşa çıktı.

Bütün bunlar, Türkiye ile Rusya arasında son görüşmede de masaya yatırıldı. Türkiye’nin planı boşa çıkmıştı ama Rusya, İdlip, Hama ve Humus konusundaki planını devam ettirdi.

TÜRKİYE ÇETELERİNİ NE YAPACAK?

Minbic, Bab ve İdlip ile Hama Humus’a yönelik Rusya planı devam edince İdlip, Bab, Hama ve Humus’ta Türkiye’ye bağlı çete grupları elinde kaldı. Bab’daki gruplar Şehba’ya dönük olası bir saldırı için Cerablus taraflarına çekildi. Hatta Kobanê’nin Şêxan (Şeyhler) kasabalarına yönelik bazı saldırı planları da yapıldı. Türkiye’nin Kobanê ve Girê Spî’ye yönelik saldırılar planladığı, bunun için hazırlıklar yaptığı da ortaya çıktı. Ancak özellikle Minbicli gruplar bu plana karşı gelerek 'bizim Fırat’ın doğu yakasında bir işimiz yok, bizim için öncelikli olan kendi kentimizdir' diyerek Türkiye’nin bu planına katılmadı. İçeriden de bu itiraz yükselince ertelendi. Türkiye açısından hala bu plan geçerlidir; fırsat bulduğu an devreye sokacağının işaretleri fazlasıyla var. Çünkü Girê Spî sınırına büyük oranda yığınak yaptı. Ayrıca Cerablus’ta Şêxan’a yönelik saldırı için güç biriktirdi.

HAMA, HUMUS VE ŞAM SALDIRILARI

Türkiye, Rojava/Kuzey Suriye konusunda bu açmazı yaşarken İdlip, Hama ve Humus’ta da bir açmazla karşı karşıya kaldı. Açmaz şu; Rusya ile yaptığı anlaşmanın gereği olarak burada çetelerinin elinde olan alanlardan çıkarılmasıydı. Türkiye Rusya’nın gözünü boyamak için Hama, Humus’tan çeteler ile ailelerini çekme görüntüsü vermeye başladı. Ancak Nusra ve içinde Ehrar Şam’ın olduğu bazı gruplarla Şam ve Hama, Humus’ta rejime karşı saldırılar başlattı.

ZORLA, TEHDİTLE DE GÖNDERİYOR

Hama ve Humus’tan çektiği grupları bir yerden Ezaz, Cerablus, Rai’ye getirirken aynı grupları yeniden örgütleyerek Hama, Humus, Şam ve İdlip’e gönderme hazırlıklarını yaptı. Örneğin önceki gün Ezaz’dan, Hama El Waar’dan ve daha önce Sultan Murad, Liva El Hemze için topladıklarından bin kişilik bir grubu Hama’ya geri gönderdi. Gitmeyi reddeden kişiler ise ya tutuklandı ya da silahsızlandırıldı. Ayrıca savaşmak istemeyen kişilere verdiği maaş ve gıda yardımlarını kesmekle tehdit etti. Hatta Şehba tarafında Exterin, Şava, Şeverin, Rai, Til Cican, Marea, Erşabe üslerinde görevlendirdiği çetelerin gıda yardımı ile maaşlarını kesti. Bu durumla karşı karşıya kalan çeteler ise yeni arayışlara girdi.

YAKALANAN ELEMANLARIN İTİRAFLARI

Minbic Askeri Meclisi tarafından üç gün önce Cerablus’tan geçmek isteyen 5 çete elemanı yakalandı. Yakalananlar, Humus’tan getirilen Sultan Murad çetesinin elemanlarıdır. Humus’tan rejime karşı savaştırılmak için getirildiklerini ancak getirildikten sonra Kürtlere karşı savaş planı önlerine konduğunu, bunu kabul etmediklerini söyledi. Kendileriyle birlikte getirilen çete elemanlarından bazılarının Hama’ya geri gönderildiklerini aktardı. Bu durumdan rahatsız olan çete elemanlarının çoğunun silah bırakmak istediklerini hatta bazılarının silah bıraktığını da itiraf etti.

Yakalanan çete elemanlarının itirafları Türkiye’nin yukarıda anlatmaya çalıştığımız geniş işgal planını da teyit ediyor. Yani Türkiye, Kuzey Suriye ve Rojava’yı işgal ve saldırı planlarından vazgeçmiş değil. Rusya ile bir yandan yaptıkları anlaşmanın gereğini yerine getiriyormuş gibi yaparken çektiği çeteleri geri göndererek Rusya’nın desteklediği rejim ile Hama, Humus, Şam ve İdlip’te savaştırıyor. Bu da aslında Türkiye’nin 2012 yılındaki ajandasına geri döndüğünü gösteriyor. Daha önce deneyip başaramadığı oyunun, bu kez başarması imkansız. Buna rağmen çözümsüzlüğü uzatan iç savaşı derinleştirebilir.

BÖLGENİN DEMOGRAFİSİYLE OYNUYOR

Türkiye, bir yandan da kendince 'güvenli bölge' uygulamasını hayata geçiriyor. Hama, Humus ve diğer bölgelerden getirdiği çete gruplarının aileleri için Cerablus’ta Taşlı ve Hava Höyük; Rai’de Ğendura, Zenda gibi alanlarda çadır kentler kurarak hazırlık yapıyor. Bu çadır kentler şimdilik sınır boyunca yapılıyor. Ancak zamanla bu demografik yapı değişikliği Şehba, Bab, Cerablus, Ezaz’ın Kürt köylerini kapsayacak şekilde devam ettirmek istiyor. Bununla bölgeyi Kürtsüzleştirmeye çalışıyor.

KÜRT ÇETELERİ DE PLANIN PARÇASI

Türkiye ile KDP’nin stratejik işbirliği, başından beri Kuzey Suriye ve Rojava’yı ele geçirmeye, devrimi boğum öncülerini tasfiye etmeye yönelikti. Suikast girişimleri de bu kapsamdaydı. Rojava’daki örgütlülük ve yüksek güvenliğe dayalı tedbirler, bunları engelledi. Ankara’da yapılan Şengal planı denendi. İlk girişim akamete uğratıldı. Ortaklar, yine de vazgeçmiyor. Hem Şengal’de ciddi hazırlıklar yapıyorlar hem de MİT ajanlarının eliyle ENKS’den bazı kişileri hedefleyerek, saldırılarına gerekçeler oluşturmaya hazırlanıyorlar. Kirli ortaklığın, kirli pratiğinin ne kadar başarılı olacağını göreceğiz.