Asuri kadınlar: Devletin baskısı hala sürüyor

Yıllar önce Güney Kürdistan’a göç etmiş şimdi de yaşamını bir köyünde devam ettiren Asuri kadınların yaşamlarına tanıklık ettik. İlk evine gittiğimiz Marya Asuri isimli kadın. Marya Asuri bundan 1964’ten bu yana Zaxo’ya bağlı Bazê köyünde yaşıyor.

1915 fermanında Türkiye’den göç ettirilen Asuriler Güney Kürdistan gibi yerlere de yerleşmişlerdi. Marya Asuri yaşamından şöyle bahsediyor: “60 yıllık yaşamımda birçok zorluk gördüm. Devletin zulmüne maruz kaldım. Hala da rahat değiliz. Yıllardır savaşın içinde yaşıyoruz. Önce Türk devleti ve Saddam gibi örneği az bulunur bir faşizm ile karşı karşıya kaldık. İnsanlarımız katledildi. Bunları unutmak mümkün mü? Elbette bir kadın olarak tüm bunları yaşamanın iki kat daha ağır yükü vardı. Bir kadınsan eğer savaşın yükünü en fazla yaşayan olursun. Benim Enfal döneminde Saddam tarafından eşim katledildi. Eşimden sonra neler yaşadık bir biz biliriz. Çocuklarımı tek başıma büyütene kadar çok zorluklar yaşadım. Şimdi de Türk devleti sürekli gelip köyümüzü vuruyor. Sivilleri katlediyor. Bu faşizm yenilmediği sürece bizlere rahat yok.

‘TOPRAKLARIMIZ YOĞUN BOMBARDIMANDAN VERİMSİZLEŞİYOR’

Bizim yaşamımız ekonomik yönden de sıkıntılı. Ektiğimiz, biçtiğimiz hiçbir şey satılmıyor. Topraklarımız yoğun bombardımandan dolayı verimsizleşiyor. Her geçen gün daha da verimsiz hale geliyor. Kuruyor ağaçlarımız. Bunlar da günlük yaşamı etkiliyor. Biz de el emeğimiz ile geçinmeye çalışıyoruz. Bir Hıristiyan kültürü olarak eskiden beri yaptığımız yöresel kıyafetler var. Bunları yaparak şimdi geçimimi sağlamaya çalışıyorum. Eskiden koyunlarımız vardı, gidip sağıyorduk, bağ bahçelerimiz vardı. Şimdi o da fazla kalmadı.

Tüm yaşamımız Saddam’ın zulmü, Türklerin uçaklarından kaçış ile geçti. Oraya kaç, buraya kaç yaşamımız hep böyle geçti. Hep korku var. İnsan evinde rahat değilse, sakin bir yaşamı yoksa yaşam nasıl geçecek. Bir kadın olarak bunun ağırlığı daha fazla. Ben de 8 Mart kadınlar günü vesilesi ile tüm kadınlara sesleniyorum. Biz çok acılar çektik, çok yokluk gördük. Bu emeklerimize sahip çıkmalıyız. Tüm kadınların 8 Martını kutluyorum. 2017 yılında kadınların katledilmediği, haklarını elde ettiği bir yıl olmasını diliyorum.”

KADIN İSTERSE…

Evine konuk olduğumuz ikinci Asuri kadın ise Viyan Asuri. 49 yaşındaki Viyan Asuri 5 çocuk annesi. Eşinden yıllar önce boşanmış olan Viyan, kendi el emekleri ile yaşamına yön veriyor çocuklarını büyütüyor.

Viyan Asuri: “Güney Kürdistan’da kadın eziliyor. Ama buna karşı ciddi bir tepki de gelişmiyor. Kadına neden haklarını savunamıyorsun diyemiyorsun çünkü çok korkuyor. Ben de anlamadım neden bu kadar korkuyor. Kadın ve erkeğin farkı yoktur. Neden aralarında uçurum kadar fark var. Erkek neden kadının tüm haklarını çiğneyecek ve kadın susacak. Kadınlar korkmamalıdır. Hakkı ne ise onu istemelidir. Ona sahip çıkmalıdır. Bu olmazsa sonuna kadar haklarımız çiğnenecek.

Tüm kadınların başarılı olmasını, haklarını savunmalarını istiyorum. Hepsinin sürekli girişken, zulmü kabul etmeyen olmalarını istiyorum. Ben erkeğe muhtaç olmamak için sürekli çalıştım. Şimdi el emeğimle birçok süs eşyası yapıyorum. Ek iş olarak bunlar ile ev ekonomime katkı sağlıyorum. Çocuklarımı tek başıma büyüttüm. Evlendiğim kişi bana baskı yapmaya kalkınca bunu kabul etmedim. Ona da söyledim; eğer bana baskı yapacaksan benim yanımda kalamazsın. Kadınlar erkeklerin kendilerine olan baskısını, dışarı çıkmasını engellemesini kabul etmemelidir. Eğer öyle olursa çocuklarımızı büyütemeyiz, iyi bir iş yapamayız. Onları dinlersek kadın olarak irademiz hüküm altına girer. İnsan isterse her şeyi başarabilir. Hele bir kadınsa yapamayacağı şey yoktur. Özellikle de Güney Kürdistanlı kadınlara sesleniyorum. Haklarını savunsunlar, erkek şiddetini kabul etmesinler. Her zaman mücadele içinde olsunlar.”