Berfu Dilan Canbay’ın mücadelesi kadınlara güç verdi

Dersim dağlarında yaşamını yitiren Berfu Dilan Canbay'ın (Arjin Selçuk) arkadaşları, onun mücadelesinin kadın ve gençlere güç verdiğini söyledi.

Dersim'in Ovacık ilçesine bağlı Kozluca köyü kırsalında 8 Eylül günü yaşanan çatışmalarda MLKP'li kadın komutanlardan Berfu Dilan Canbay (Arjin Selçuk) hayatını kaybetti. Çatışma alanından cenazesi alındıktan sonra Malatya Adli Tıp Kurumuna götürülen Canbay, vasiyeti üzerine Amed’de Yeniköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.

7 Kasım 1993'te Amed’in Ergani ilçesinde dünyaya gelen Canbay, çalışmalarına ilk 2013 yılında okumak için gittiği İstanbul Üniversitesi'nde başladı. Mücadelesine ilk SGDF'de başlayan Canbay, o zamanlar Suruç katliamında hayatını kaybeden Polen Ünlü ve Büşra Mete ile çalışma yürüttü. Daha çok sosyalist gençlikle ilgili çalışmalarda aktif olan Canbay, yasaklı 1 Mayıs ve Gezi eylemlerinde yer aldı. 

'KADIN DEVRİMİNDE NETLEŞTİ’

Sürekli aklında Rojava ile yaşayan Canbay için arkadaşları, "Sabah kalktığında ilk Rojava'yla ilgili haberlere bakardı, sürekli Rojava marşları dinlerdi alarm sesi bile oydu. YPJ ve oradaki kadın mücadelesi onda netlik yarattı" diyor. İstanbul'da çalışma yürütürken Kürdistan'ı içinde taşıyan Canbay, halkının özgürlük mücadelesi ve kadın devrimi için 2014'ün Sonbahar ayında Rojava'ya gitti. Orada bir süre kaldıktan sonra yönünü Dersim dağlarına döndü. 

Onu ne olursa olsun hep hayranlıkla hatırlayacağını söyleyen arkadaşı İlke Başak Baydar, İstanbul'la geldiği ilk yıllarda Canbay’ın enerjisinin çok yüksek olduğunu vurgulayarak şunları anlattı: "Onunla SGDF çalışmaları sırasında tanıştık. Kendisi benim SGDF başkanlığı yaptığım bir dönem İstanbul Üniversitesi'ni kazanıp gelmişti. O zaman SGDF çalışmalarına katılmak istediğini söylemişti. Polen ve Büşra ile çalışmalar yürüttü. O zamanlar daha yeni yeni örgütleniyordu, enerjisi yüksekti." 

'ÇALIŞMA YAPTIKÇA MÜCADELEYE DAHA SIKI SARILIYORDU’

Daha sonra birlikte katıldıkları yasaklı 1 Mayıs ve Gezi Parkı direnişinden sonra Canbay’ın mücadeleye daha sıkı bağlandığını belirten İlke Başak Baydar "İlk çalışması 1 Mayıs'ta oldu, tüm barikatları aşıp alana girmiştik ve daha sonra da Gezi süreci başladı. Mücadelede yeni olup enerjisinin yüksek olduğu bir dönemdi. Çok büyük bir militanlıkla mücadeleye sarıldı, o yüzden onun için çok önemli bir süreç oldu. Bunlar onun için bir anda parladığı mücadeleyle kurduğu ilişkiyi netleştirdiği bir süreçti. Sonralarda Rojava da MLKP savaşçısı Serkan Tosun'un şehit düştüğü haberi geldi.  Berfu'nun da mücadele ile kurduğu ilişkinin en çok netleştiği anlardan biri oldu. Sürekli Rojava devriminin fotoğraflarına bakıyordu, haberleri ile yatıp kalkıyordu. Serkan Tosun'un şehit düşmesi onun bakımından çok keskin çok net bir an oldu. Bu onun açısından bir kopma anı oldu" diye konuştu.

'ROJAVA DEVRİMİ ONA ÇOK ŞEY KATTI’

Görüşlerinde netleşmesinin ardından çalışmalarını daha çok kadın odaklı yaptığını bunu da Rojava'da olan kadın devriminden esinlenerek yaptığını söyleyen İlke Başak Baydar şöyle konuştu: "Özellikle eşit temsiliyet ve YPJ'nin kurulması ona büyük bir heyecan vermişti. Bu yaşananlardan sonra da Berfu, kendini kadın özgürlüğü noktasında daha çok geliştirmeye başladı."

'KÜRDİSTAN İÇİN MÜCADELE EDİYORDU’

Canbay’ın Türkiye ve Kürdistan halklarının birleşik devrimine inandığını aktaran İlke Başak Baydar, "Kendini güçsüz hissettiği anlar da oldu ama bu anlardan hep devrimci çıkışlar yaparak geçiyordu. Bir süre sonra kafasından her şeyi silmeye başlamıştı. Mesela saçlarını çok seviyordu ama saçlarını kesti. O anda kendini bir savaşa hazırladığı belliydi. Kendisini daha fazla geliştirmeye başladı. Sonra bir gün Rojava'ya gitti, çok arzuladığı yere. O bunu yaparak kadın mücadelesine dokundu" dedi.

'DEVRİMİN EN BÜYÜK YILDIZLARINDAN BİRİ OLDU’

İlke Başak Baydar son olarak Canbay’ın bu mücadele de kadınlara ve gençlere büyük cesaret verdiğini ise şöyle ifade etti: "Şu an fotoğraflara dönüp bakıyorum, gülüşündeki muziplik hala aynı ama kararlılığı ve inancı bakımından kesinleştiği belliydi. Kendisini yaratmadaki en büyük değişim kendi kadınlığı ile buluşma, onu tanıması oldu. Kendisini bir kadın olarak özgürleştirdiğini hem halkının hem de kadın özgürlüğü için mücadele ederek kendisinde ki en büyük çelişkiyi çözdüğünü gördük. Genç yaşta kendisini bir kadın komutan olarak var edip bu devrim parçasının en büyük yıldızlarından biri oldu. O bununla gençlere ve kadınlara büyük cesaret verdi."