İktidarın hedefindeki kadınlar: Alanlarda olacağız

AKP’nin görevden aldığı, ihraç ettiği, kurumlarını kapattığı kadınlar, güçlerini örgütlülüklerinden aldıklarını, kendilerini görmezden gelen zihniyete karşı alanlarda olacaklarını vurguladı.

Erkek egemen zihniyetin kadını yok sayan politikalarının en önemli yürütücülerinden AKP iktidarı, özellikle örgütlü kadınlara saldırılarını hız kesmeden devam ettiriyor. 15 Temmuz sonrası politikalarını KHK ve OHAL adı altında meşrulaştırmaya çalışan hükümet, eş başkanlık sistemini yok sayarak belediye eş başkanlarını görevden aldı, kadın gazetecileri tutuklayıp, kurumlarını kapattı. Yine onlarca kadın derneğinin kapısına mühür vuruldu. Tüm bu saldırılara rağmen geri adım atmayan kadınlar 8 Mart alanlarında seslerini yükseltecek.

‘CLARA’DAN PAKİZELER'E…’

Hem iktidarın saldırılarını, hem de kadınların buna karşı ne yapacağını değerlendiren DBP Amed İl Eş Başkanı Ruken Acar, baskı ve tutuklamalara rağmen kadınların bir haftadır çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi. Amedli kadınların 8 Mart’ın tarihine coşku ve direnişle sahip çıktığını söyleyen Acar, “Clara Zetkin’den Beritanlar'a, Zilanlar'a, Saralar'a, Sêvê, Fatma ve Pakizeler'le devam eden direniş geleneği devam etti günümüze kadar. Bu yüzden de 8 Mart’ın startını Sur’da verdik. Yasaklara, katliamlara inat direnişin mekanında başladık çalışmalarımıza ve sürdürerek devam ettireceğiz” dedi.

YARIN İSTASYON MEYDANI’NDA

Amed’de bir haftadır 8 Mart çalışmalarının aralıksız sürdüğünü aktaran Acar, kadınların erkeğe inat barışa sahip çıkarak sokaklara inandığı söyledi. Tüm kadınları yarın yapılacak miting için İstasyon Meydanı’na davet eden Acar, “Kadınları yöresel kıyafetleri, zılgıtları ve pankartlarıyla miting alanında birlikte direnişe davet ediyorum. AKP diktatörlüğüne karşı kadınlar alanlarda olmaya devam edecek” vurgusunda bulundu.

‘RENGİMİZLE SOKAKTA OLACAĞIZ’

Hükümetin darbe girişimini bahane ederek yöneldiği Eğitim Sen’in üyelerinden Selda Avcı, AKP diktatörlüğüne karşı 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını, kadını düşman gören zihniyete karşı “Jin, jiyan, azadi” sloganını haykıracaklarını dile getirdi. 8 Mart’ın önemine değinen Avcı, “Kadınlar yıllardır erk zihniyet tarafından eziliyor ve yönetilmek isteniyor. Bugün de Türkiye’de kadın kimliği yok edilmek isteniyor. Bu yüzden de her dönem olduğu gibi bugün de kadınlar günü büyük bir önem taşıyor. Sokağa rengimizle kimliğimizle çıkma zamanı. Yarın da bizler onu yapacağız” diye belirtti.

‘HAKİKATİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Kapatılan Jin Haber Ajansı’nın çalışanlarından Şehriban Aslan da Türkiye'de topluma empoze edilen bir kadın profili olduğuna değindi. Bunun kadını evde yemek yapmaya, çocuk bakmaya, kararlar karşısında susmaya iten bir profil olduğunu söyleyen Aslan, şunları ifade etti:

“Oysa ki hepimiz biliyoruz ki kadın toplumun var oluş nedenidir. Kadın olmazsa toplum da olamaz. Erkekler kadınları yalnızca cinsel obje olarak görüyor ve kadının yaşamı hakkında her türlü kararı alabilme yetkisine sahip olduğunu düşünüyor. Fakat Kürt kadın mücadelesi ile aslında erkeklerin bu düşüncesini yok edecek bir direniş ortaya çıktı. Yıllardır kadınlar alanlarda 'biz varız' diyorlar. Kadın cinayetlerine karşı, tecavüze, istihdam sömürüsüne karşı her yerde tepkisini gösteriyor ve mücadele ediyor. Biz de KHK ile kapatılan JINHA ile beraber aslında bu kadın mücadelesinin bir parçasıydık. Kadının kaleminden ve gözünden kadın direnişini ve katliamları işliyorduk. Büyük bir etki yaratıyor olacağız ki iktidarın hedefine geçtik ve kapatıldık. Tabii bu bir bitiş değil, bir başlangıçtı. Daha güçlü ve daha kararlı yürümeye başladık. Kadınlar olarak yine kameralarımız ile alanlardayız ve hakikati yazmaya devam ediyoruz."

‘YAŞAMIN HER ALANINI KADINA DAR ETMEK İSTİYORLAR’

Görevden uzaklaştırılan DBP’li Silvan Belediyesi Eş Başkanı Zuhal Tekiner ise erkek egemen güçlerin özünde kendi iktidarlarını zora düşüren ve karşısında tehdit oluşturduğunu düşündüğü her şeyi bir tehlike olarak gördüğünü dile getirdi. Bununla beraber kadının özgürleşmesi, kendini güçlendirmesi ve atfedilen toplumsal rolleri reddeden bir düşüncede olmasının önemine işaret eden Tekiner, “Erkeklerin kendilerine veya erk'in egemenlik sürdürdüğü alanlara karışı kadınların ortak olması, iktidar alanlarının sarsması anlamına gelecek olan bu tehlikeliyi oluşturan kadınlara karşı bir müdahaleyi, yok etmeyi ve aslında yaşamın her alanında olan kadınları dar alanlar içinde hapis etmeye dönüşür. Bundandır ki kadın iktidarların erkek egemen sistemlerin birincil olarak hedefleri olur. Kadını hedef alan, devre dışı bırakan, görmezden gelen müdahalelerin sebebi olur” ifadelerini kullandı.

‘ERKEK KAYYUM ATANMASI MANİDAR’

Kadınlar olarak yaşamda eril zihniyetlerle mücadele içerisinde bulunan ve bu anlayış karşısında hep ayakta durmaya çalışan bir duruşa sahip olmaları gerektiğini ifade eden Tekiner, “Bu biz kadınlar için birincil görevdir. Bizlerin görevden alınıp yerimize tamamen erkek, tamamen kadınlara karşıt erkek kayyumların atanması manidardır. Bu bile başlı başına önemli bir mücadele sebebidir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü biz kadınlar için büyük anlama sahiptir. 8 Mart salt kutlanması gereken bir gün olarak görmüyor, kadınların mücadele azminin biz kadınlara nasıl büyük anlamlı kazanımlara dönüştüğünü, birlikte nasıl güç olduğumuzu gösteriyor. Bu anlamda dünyadaki tüm kadınların büyük direnişler sonucu kazanımlarını sahipleneceği daha da ileriye taşıyacak bir ruhla birlikte güçlüyüz" diye konuştu.