KJK: Ulusal birlik için tarihi bir süreçten geçiyoruz

KJK Koordinasyonu: Kürt kadınının görkemli mücadelesini ulusal birlikle daha örgütlü ve bir merhaleye taşımakla yükümlü olduğumuz tarihi bir süreçten geçmekteyiz.

KJK Koordinasyonu: Dört parça Kürdistan'da, Leyla Qasım'lardan Viyan Soran'lara, Zilan'lardan Sakine Cansız'lara, Şirin Elemhuli'lerden Arin Mirkan'lara kadar var olan Kürt kadınının görkemli mücadelesini ulusal birlikle daha örgütlü ve bir merhaleye taşımakla yükümlü olduğumuz tarihi bir süreçten geçmekteyiz.

Yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, 20’inci yüzyılın başları ile beraber dünyanın hegemonik güçlerinin, dünya siyasetinin soykırımcı ve asimilasyoncu politikaları gereği Ortadoğu denkleminde Kürtlerin bir ulus olarak varlık bulmaması için Kürdistan’ı tamamen dört parçaya böldüğünü ve Kürt halkına yüzyıllık büyük acılar reva gördüğünü belirtti.

Tüm dünyanın yüzyıl boyunca bu soykırımcı ve sömürgeci politikalara karşın Kürt gençlerinin ve de kadınlarının görkemli direnişlerine tanıklık ettiğini kaydeden KJK Koordinasyonu, “Ancak tarih boyunca Kürt halkının gerçekleştirdiği direnişlerin parçalı ve yerel kalması 21. yüzyılda da sömürgeciliğin devam etmesine neden olmuştur. Bugün dahi bu realiteden feyz alan sömürgeci güçler, Kürt halkının kazanımlarını kendi lehlerine çevirebilmek için her türlü kirli ilişki ve ittifak arayışını sürdürmekten geri kalmamıştır. DAİŞ gibi barbar, insanlık ve kadın düşmanı çetelerin Kürdistan coğrafyasında serseri bir mayın gibi varlık bulması tesadüfi değildir. Ortadoğu nasıl ki birinci ve ikinci dünya savaşında dünya siyasal dengelerinin kurulduğu bir coğrafya ise bugün de üçüncü dünya savaşının merkezi olma özelliği ile yeni dengelerin de kurulduğu bir coğrafyadır. Tarih göstermiştir ki, 20. yüzyılda olduğu gibi 21. yüzyılda da uluslararası ve bölgesel güçler kendi konumlarını korumak için Ortadoğu'nun yeni dengelerini yine Kürdistan üzerinden kuracaklardır. Bütün faktörlerin etkin olmak istediği bu savaşımda ilişki ve ittifaklar günübirlik değişirken Kürt halkı sırtını birlik olmanın dışında hiçbir realiteye ve güce dayayamaz. Bu denklem içerisinde stratejik olan öz gücüne dayalı ulusal birliktir” dedi.

‘ORTAK MÜCADELE İÇİN ULUSAL BİLİNCE VE KİMLİKLERE SAHİPLENİR KONUMA GELİNMİŞTİR’

20’inci yüzyılda bir varlık ve yokluk savaşı yürüten Kürtlerin büyük acılar ve bedellerle büyük kazanımların da sahibi olduğuna dikkat çeken KJK Koordinasyonu açıklamasına şöyle devam etti: “Yarım asırdır tüm parçalarda Kürt halkı ve de Kürt kadınları güçlü örgütlenmelerin ve görkemli direnişlerin sahibi olmayı başarabilmiştir. Her bir parçada gelişen direniş ve mücadeleler sınırları anlamsızlaştırmış bir parçanın başka bir parçanın kaderini etkilediği ve belirlediği ruhsal bir birlik yakalanmıştır. Rojava devriminde Kürt halkı her parçada ayağa kalkmış, bu görkemli direnişe dört parça Kürdistan'dan Kürt gençleri ve kadınları katılarak ulusal birlik ruhunu beyan etmişlerdir. Rojava devrimi göstermiştir ki, Kürtler ortak mücadele ile hiçbir dönemde olmadığı kadar ulusal bilince ve kimliklerine sahiplenir konuma gelmişlerdir.

Kürt kadınları olarak çok iyi bilmekteyiz ki, uluslararası ve bölgesel güçler sömürgeci ve soykırımcı oldukları kadar ataerkil-iktidarcı zihniyet ve yapılanmalarından da kaynaklı toplumsal cinsiyetçi sorunların da kaynağındadır. Kürt kadınları açısından kadın özgürlük mücadelesinin büyüdüğü ve yükselişe geçtiği bu yüzyılda cinsiyetçi saldırılarda artışın olması ortak mücadeleyi de kaçınılmaz kılmaktadır. 21. yüzyıl ilk çeyreğinde Êzîdî kadınlarının soykırıma tabi tutulması, pazarlarda köle olarak satılması sadece Kürt kadınlarına değil tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarına karşı yapılmış cinsiyetçi ve soykırımcı bir saldırıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, Êzîdîlere ve de özelde Êzîdî kadınlarına karşı yapılan soykırımda ulusal birliğin sağlanamamasının da payı vardır. Kürt kadınları bu saldırılar karşısında tüm dünya kadınlarının feyz aldığı görkemli direnişlerin sembolü olma iradesini sergileyebilmiştir. Gerek ulusal mücadelenin gerekse de kadın özgürlük mücadelesinin öncüsü olmayı başaran Kürt kadınları ortak akıl ve ortak irade ile ulusal birliğin de öncüsü olma görev ve sorumluluğu ile karşı karşıyadır.

Kadın özgürlük hareketimizin başından bu yana kendi sorunlarımızın çözüm arayışına giderken birinci ilkemiz hep yurtseverlik olmuştur. Yani üzerinde yaşadığımız toprakların öz değerlerine sahip çıkıp, özgür yaşanabilecek yaşam alanlarında başta bütün parçalardaki Kürt kadınlarıyla olmak üzere bölgedeki diğer kadınlarla da demokratik birlik temelinde ortaklaşıp geliştirmek en temel ilkemiz olmuştur. Bunun üzerinden toplumsal cinsiyetçiliğe ve iktidarcılığa karşı bilinçlenme, örgütlenme, mücadele etme ve yaşamı kadın öncülüğü ile yeniden var etme vazgeçilmez varlık zeminlerimizdir.

Dört parça Kürdistan'da, Leyla Qasım'lardan Viyan Soran'lara, Zilan'lardan Sakine Cansız'lara, Şirin Elemhuli'lerden Arin Mirkan'lara kadar var olan Kürt kadınının görkemli mücadelesini ulusal birlikle daha örgütlü ve bir merhaleye taşımakla yükümlü olduğumuz tarihi bir süreçten geçmekteyiz. Bu süreç Kürt kadınları olarak bizlere Kürt halkının ulusal birliğinin sağlanması için öncü bir rol atfetmektedir. Dört parçada da soykırım kıskacı altında bulunan bir halk olarak varlığımızı korumak ve özgürlüğümüzü sağlamak için ortak bir zeminde buluşmak ve Kürt halkının her parçada öz iradesine dayalı olarak statüsünü elde etmesini gerçekleştirmek elzemdir. 

Ulus olarak günümüzde hem büyük risklerle karşı karşıyayız hem de her zamankinden daha fazla Kürdistan topraklarında her türden sömürgecilik ve işgale son vererek özgürlüğümüzü sağlama olanaklarına sahibiz. Yeter ki ortak irade gösterebilelim. KJK olarak bu konuda sorumlu yaklaşıp kadın cephesinden ulusal birliğin geliştirilmesi için üzerimize düşen rol ve misyonu oynamaya hazırız. Kürdistan'ın dört parçasındaki kadın örgütlerini, şahsiyetlerini ve genç kadınlarını ortak bir zeminde buluşup ulusal birliği inşa etme sürecine emeği, düşünceleri, mücadeleleri ile katılmaya çağırıyoruz. Her parçada ruhumuza, düşünsel gücümüze, bedenlerimize karşı sistematik saldırıların bir savaş düzeyine çıktığı böylesi bir süreçte Kürt kadınları olarak her zamankinden daha fazla bir araya gelmeye, ortak sorunlarımızı ortakça tartışmaya ve ortak çözüm geliştirmeye ihtiyacımız vardır. 

Bu temelde dört parça Kürdistan'daki kadın örgütlerinin, şahsiyetlerinin, genç kadınlarının ulusal birlik çağrısına tarihi sorumlulukla yaklaşacaklarına inanıyor, bir kez daha bu hususta üzerimize düşen her türlü sorumluluğu üstleneceğimizi vurguluyoruz.”