YENİLENDİ

Tuncel ve Kışanak için tahliye kararı çıkmadı

Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak için ilk duruşmada tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

Tutuklu Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ile Amed Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak hakkında toplam 385 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tuncel'in katılmadığı duruşmaya, Kışanak tutuklu bulunduğu Kocaeli Cezaevi'nde SEGBİS üzerinden katıldı.

Duruşmayı HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP Amed milletvekilleri Feleknas Uca ve Osman Baydemir’in yanı sıra Kışanak'ın ailesi, HDP ve DBP yöneticileri izledi. Güvenlik gerekçesiyle başka bir şehre nakli için Adalet Bakanlığı'na gönderilen dava dosyasının gelmemesi nedeniyle Kışanak ve Tuncel davanın esası hakkında değil, tutuklu durumu ile ilgili savunma yaptı. Kimlik tespiti ardından görüşünü açıklayan savcı, Kışanak ve Tuncel'in tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

KIŞANAK'IN SAVUNMASI

Kışanak şunları ifade etti:

"Bu dava çok önemli bir davadır. Benim şahsımla ilgili değildir. Türkiye'de yerel demokrasiyi ilgilendiren bir dava olduğu için çok önemli. Bu dava 400 bin oy veren, 17 ilçesi olan 1 milyon 600 bin insanın yaşadığı Diyarbakır'ı ilgilendiren bir konudur. Davanın ciddiyetle ele alınması ve adaletin tecelli etmesi yönünde bu konuyu sizlerin dikkatine sunmak isterim. Bu dava ısmarlama bir davadır. Bu suçlamaların tamamı 5-6 yıl öncesine dayanan iddialardır. Madem bunlar suç konusu ise neden zamanında gerekli hukuki süreç işletilmeli. Bunların hiçbiri sonradan ortaya çıkmış deliller değildir. Kamuoyu önünde açıkça kameraların önünde polis ve basın kameraların önünde yapılan açıklama ve etkinliklerdir. Bunlar suç teşkil ediyorsa neden 5 yıl beklendi neden zamanında soruşturma açılmadı? Bunlar milletvekili olduğum dönemde yapılan siyasi faaliyetlerdir. Ben konuşmalarımda demokratik siyasi ve adaleti savundum. Neden şimdi dava açıldı sorusunun cevabı şuradadır. Bu dava belediyeye el koymak ve merkezi hükümete bağlı bir memur atamak için gerekçe yapıldı. Bu dava bahane edilerek daha hakkımda tutuklama kararı verilmeden 1 gün önce İçişleri Bakanlığı belediye bir memur atadı.

Şu anda 1 milyon 600 bin nüfusu olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde bir tane bile seçilmiş yoktur. Meclis askıya alınmıştır. Seçilmiş üyeler devre dışı bırakılmış yerel demokrasi askıya alınmıştır. Bu anayasanın açıkça ihlalidir. Bu nedenle bu dava çok önemlidir. 17 ilçenin bulunduğu, 1 milyon 600 bin insanın yaşadığı Diyarbakır'da beni seçen 400 bin seçmenin iradesi askıya alınmıştır. Diyarbakır halkı bunu hak etmiyor. Diyarbakır’da 1 kez milletvekili, 1 kez de belediye başkanı olarak seçildim. Yargılama konusu olan konuşmalarımı daha önce yapılan seçim kampanyalarında açıkça konuştum, anlattım ve savundum. Yurttaşlarım bana oy verdiler. Ben diğer siyasi partilerin hazırladığı bir listeden karambolden seçilmiş değilim. Ben bağımsız milletvekili adayı olarak seçime girdiğim Siirt'te 55 bin oy aldım, iktidar partisinin milletvekilleri aynı yerde 24 bin oyla seçildi. Halk bana teveccüh gösterdi.

Konuşmalarımda suçu teşvik eden, şiddeti içeren tek bir kelime bile yoktur. Bu dava siyasi bir davadır. Benim siyasi görüşlerim ve siyasi faaliyetlerim belediye başkanı olarak yaptığım demokratik siyaset çalışmalarım yargılamaya konu edilmiştir. Ismarlama olarak bu yargılama hazırlanmıştır. Belediyeyi bir memura teslim edilmesi amacıyla bahane olarak bu dava hazırlanmıştır. Sizin bu davaya ‘bakamayız’ demeniz lazım. Ortada cebir yok, şiddet yok, kimseye zarar yok. ‘Bu bizim konumuz değil’ demeniz lazım. Bunu demediğiniz sürece bu ülkede adalet yara alır. Siyasi görüşlerimi beğenmeyebilirsin. Hükümetin hoşuna gitmeyebilir. Siyaset kendi sorunları kendi mecrasında çözmelidir. Siyaset kendi sorunların yargının kucağına atamaz. Bizim görüşlerimiz beğenmiyorsa karşı propaganda yapsın konuşsun. Halkı ikna etsin. Yargı bu davayı kabul etmeli. Ben halka gitmeye hazırım. Ben iyi temsil etmemişsem, yanlış yaptıysam eğer halk beni zaten görevden alır. Kayyum atanan 65 belediyede belediye başkanı binlerce meclis üyesi görevden alınarak demokrasi askıya alınmış. Diyarbakır halkı bunu hak etmiyor. Diyarbakır halkının oyları herkesin oyu kadar önemlidir. İnsanların siyasi etkinliklerini beğenmiyoruz diyemezsiniz. Ben buradan Diyarbakır halkına bu yaşanan durum nedeni ile büyük bir üzüntü içinde olduğumu ifade etmek istiyorum. Çünkü inandılar, güvendiler ve oy verdiler. Ama bugün onların hakları gasp edildi. Ellerinden alındı. Çok şükür alnım ak, hırsızlık ve yolsuzluktan yargılanmıyorum. Halkıma hizmet ettiğim için buradayım. Sadece bu halkın tercih ettiği siyasi çalışmaları yürüttüğüm için yargılanıyorum.

Ben Diyarbakır Cezaevi'nde en büyük işkenceleri çekmeme rağmen kaçmadım. Buradan yaşanmışlıklarım var. Kovsalar dahi ben buradan gitmem. Bu davanın açılacağı zaten biliyordum. Yine de gitmedim. Gözaltına alınmadan 10 gün önce Dünya Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne gidecektik. Telefon geldi, delegasyondan çıkarıldığımı öğrendim. Yazılı bir gerekçe olmadığı söylendi. Çok açıkça bana 'Seni 10 gün önce gözaltına alacaklar, tutuklayacaklar. Yurtdışına çıkmanı istemiyorlar' dediler. Ancak ben gittim çalışmalara katıldım. Gözaltına alınacağımı bile bile geri geldim. Doğdum topraklardan kopmayacağım, demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğim. Özgürlük talep etmekten vazgeçmeyeceğim. Bunlardan vazgeçersek insanlığımızı kaybederiz. İnsan duygu ve anılarıyla yaşar. Kapının önüne koysalar bile gitmeyeceğim... Diyarbakır halkına yapılan haksızlığın son bulmasını istiyorum. Elektronik iletişim ile bu davanın duygusunun yaşanamayacağına inanıyorum. Bana isnat edilen suçlar Diyarbakır'da ama ben 1000 km ötedeyim. 3 aydır bir odada tek başıma tutuluyorum. Bu özel bir politikadır. Burada ısmarlama şeklinde cezaevi koşulları da ayarlanmıştır. Bu cezaevine gelmeden 1 gün önce kalacağım odanın hazırlandığını buradaki yetkililer söyledi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar bile tek başına kaldıkları zaman ortak havalandırmaya çıkıyorlar. Ama ben ortak havalandırmaya bile çıkamıyorum. Bir kin ve nefretle yaklaşma pozisyonudur. Bu nedenle davamın ortadan kaldırılması ve tahliye edilmem gerektiğini belirtmek istiyorum."

AVUKATLAR SÖZ ALDI

Kışanak'ın savunması ardından söz alan avukatlar, Tuncel ve Kışanak'ın milletvekili olduğu dönemde yasa dışı bir şekilde dinlendiğine dikkati çekerek, dava dosyasına giren bu kayıtların çıkarılmasını istedi. Müvekkillerinin yaptıkları siyasi parti faaliyetlerinin yargılama konusu yapıldığı belirten avukatlar, müvekkillerinin beraatını talep etti. 

ARA KARAR

Mahkeme Heyeti, Tuncel ve Kışanak hakkındaki suçlamaların katalog suçlardan olması, delillerinin tam olarak toplanmaması nedeniyle adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı iddiasıyla tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. 
Duruşma Şubat'a ertelendi.