Uluslararası Êzidî Kadın Konferansı’nda ortak mücadele kararı çıktı

Uluslararası Êzidî Kadın Konferansı’nda Şengal soykırımının tanınması, sorumluların yargılanması ve DAİŞ tarafından alıkonulan kadınların özgürlüğü için ortak mücadele kararı çıktı.

Şengal’deki 73. Ferman bağlamında ilk defa kadın perspektifiyle soykırımı ele alan uluslararası bir konferans gerçekleştirildi. Hafta sonu Almanya’nın Bielefeld kentinde düzenlenen iki günlük Uluslararası Êzidî Kadın Konferansı dün akşam sona erdi.

“Êzidî kadınlarına yönelik soykırımcı saldırılar ve soykırıma karşı direniş ile mücadele yöntemleri” başlığıyla düzenlenen konferans yoğun ilgi gördü. Almanya yanı sıra Kürdistan, Ermenistan, ABD, Fransa, Belçika, İngiltere, İsviçre, Danimarka ve İsviçre gibi birçok ülkeden kadınların katılım sağladığı konferansı Êzidî Kadın Meclisleri Çatı Örgütü, Cenî Kürt Kadın Barış Bürosu ile Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu düzenledi. Destekleyici kurumlar ise Almanya’dan Rosa Luxemburg Vakfı, :do Vakfı, UTAMARA Kadın Buluşma Merkezi, JXK, Frauen für Frieden, Courage, Feminist Parti Die Frauen; İngiltere’den Peace in Kurdistan Campaign Women’s Alliance, Fransa’dan Femmes Solidaires ve Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilciliği.

UCM YETKİLİSİ AÇILIŞ KONUŞMASINI YAPTI

Cumartesi günü Êzidî Kadın Meclisleri Çatı Örgütü temsilcisi Songül Talay ve Alman Frauen für Frieden derneği başkanı Barbara Cardenas tarafından açılışı yapılan konferansın açılış konuşmasını ise Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden Patricia Sellers yaptı. Konuşmasında uluslararası hukuk mekanizmalarında soykırımı yargılama koşullarını anlatan Sellers, kadın kırımının hukuktaki yerini ortaya koydu. KJK Koordinasyonu ve YPJ Komutanlığı tarafından gönderilen yazılı mesajların okunduğu konferansta gazeteci Abdurrahman Gök’ün 73. Ferman esnasında çektiği fotoğraflardan oluşan bir sergi yer aldı. Ayrıca Şengal’deki kadınların ferman sonrası örgütlenmesini işleyen bir video gösterildi.

SOYKIRIM VE KADIN KIRIMI İÇİÇELİĞİ

Toplam altı oturum şeklinde düzenlenen konferansın ilk oturumunun konusu ‘Soykırım ve kadın kırımı paralelliği’ idi. Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu’ndan Leyla Ferman’ın sunduğu oturumda Ermenistan Ulusal Akademi’den Osmanlı Tarihi uzmanı Dr. Anush Hovhannisyan ‘Kadın Perspektifiyle Ortadoğu’da Ermeni, Asuri, Yahudi ve Kürtlere Karşı İşlenen Soykırımlar’ konulu bir konuşma yaptı. Aynı oturumda Kürt Kadın İlişkiler Merkezi REPAK’tan Meral Çiçek ‘Kürdistan’da tarihsel örneklerle Soykırım ve Kadın Kırımı Paralelliği’ ve Dünya Kadınlar Yürüyüşü Koordinasyonu’ndan Vania Martins ‘Ataerkil Toplumlardaki Kadın Kırımı bir Soykırım mıdır?’ konulu sunumlar yaptı.

SOYKIRIMIN ARKA PLANI ANLATILDI

YJK’li Ferda Berse’nin moderatörlüğünü yaptığı ikinci oturumda ‘Êzidî soykırımı ve Şengal’ın önemi’ konusu ele alındı. Gazeteci Aysel Avesta Êzidî toplumunun kültürü, tarihi ve inancını anlatırken, akademisyen Rosa Burç, DAİŞ’in Şengal’de işlediği soykırımın jeostratejik, tarihi ve siyasi arka planını işledi. Alman devletinin vize başvurusunu reddettiği için canlı bağlantı ile konferansa katılan Şengal’deki Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi’nden (TAJÊ) Dayê Bihar’ın konuşması salonda büyük coşku ve heyecanla karşılandı. Dakikalarca ayakta alkışlanan ve ‘Bijî Berxwedana Şengalê’ sloganlarıyla karşılanan Dayê Bihar, şahidi olduğu 73. Fermanı kapsamlı bir şekilde anlattı. Ardından ise Bakur’daki Tevgera Jinên Azad’dan (TJA) Ayşe Gökkan da ‘Soykırımın bir Parçası olarak Göç ve Göçertme’ konulu bir sunum yaptı.

KADIN KIRIMINA ÖZEL VURGU

Konferansın ilk günü, üçüncü oturum ile sona erdi. ‘Şengal Soykırımının bir Parçası olarak Kadın Kırımı’ konusunun ele alındığı oturumu Êzidî Kadın Meclisleri Çatı Örgütü’nden Leyla Boran sundu. Şengal soykırımının şahitlerinden olan Nêrgiz Emer Salih, soykırım öncesi Êzidî toplumunda kadınların rol ve statüsünü işledi. Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu üyesi avukat Faika Deniz Paşa da DAİŞ’in kadın düşmanı ideolojisini anlattı.

AVESTA’DAN GÖRÜNTÜLÜ MESAJ

Konferansın ikinci günündeki ilk oturumunda ‘Sorumluların Yargılanması’ konusu işlendi. Gazeteci Claudia Wangerin’in moderatörlüğünü üstlendiği oturumda KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta’nın görüntülü konuşması dinlendi. Avesta konuşmasında soykırıma yol açan faktörleri ve hangi güçlerin nasıl bir rol oynadığını ortaya koydu. Ardından DAİŞ’in işlediği suçları araştıran Uluslararası Bağımsız Komisyonu üyesi olan ve DAİŞ’in Êzidîlere karşı işlediği suçlarla ilgili BM tarafından hazırlanan raporu kaleme alan Sareta Ashraf konuştu. ‘Êzidîlere Karşı İşlenen Soykırımın Tanınması ve Sorumluların Yargılanması İçin Uluslararası Hukukun Rolü’ konulu sunum yapan Ashraf, özellikle uluslararası yargı mekanizmaların görevini ve pratikteki yetersizlikleri anlattı.

DAİŞ’İN ELİNDEN KURTULAN AHLAS AĞLATTI

Psikolog ve travma terapisti Felicitas Treue’nin sunduğu dördüncü sunumun konusu ‘Soykırımın Psikolojik Sonuçları ve Travmayı Aşmanın Yolları’ idi. Oturumda psikoterapist Ulrike Held DAİŞ saldırılarının Êzidilerin kolektif psikolojisi üzerindeki etkileri ve travmayı ele aldı. Ardından DAİŞ tarafından kaçırıldıktan sonra kurtulmayı başaran genç bir Êzidi kadını olan Ahlas, yaşadıklarını anlattı. Ahlas DAİŞ esaretinde yaşadıklarını anlatırken salondaki dinleyicilerin büyük kısmı gözyaşlarını tutamadı. Canlı bağlantı üzerinden katılımcılara konuşan TAJÊ üyesi Zehra Şengali ise ‘Travmayı aşmanın yolları: Örgütlenme, bilinçlenme ve iradelileşme’ konulu bir konuşma yaptı. Şengali, Şengal’deki Êzidî kadınların soykırımdan sonra geliştirdiği örgütlenmeyi anlattı. Ardından, ‘Bijî Berxwedana Şengalê’ ve ‘Şehîd namirin’ sloganlarıyla ayakta alkışlanan YJŞ savaşçısı Zeynep Cudi canlı bağlantı yoluyla katılımcılara seslendi. Zeynep Cudi konuşmasında Şengal’de oluşturulan Kadın Savunma Birliklerini ve toplum üzerindeki etkilerini anlattı.

ŞENGAL’E STATÜ TALEBİ

Konferansın altıncı ve son oturumunda ‘Êzidilere karşı soykırım tehdidi nasıl ortadan kaldırılabilir?’ sorusuna cevaplar arandı. KURD-AKAD yöneticisi Dersim Dağdeviren’in moderatörlüğünü yaptığı oturumda ilk söz hakkı TAJÊ temsilcisi Dayê Zehrê’ye verildi. Almanya’nın vize vermemesi nedeniyle canlı bağlantı ile katılımcılara hitap eden Dayê Zehrê, konuşmasında Êzidilerin Şengal’den göçertilmesinin sebepleri ve geri dönüş için gerekli koşulları anlattı. Ardından HDP Amed Milletvekili Feleknas Uca ‘Şengal’e statü: Özerklik talebi’ başlıklı bir sunum yaptı. Statüsüzlüğün Êzidîlere yönelik fermanları kolaylaştırdığına vurgu yapan Uca, yeni katliamların bir tek özerk bölge statüsü ile önlenebileceğinin altını çizdi. Son konuşmacı olan Rojava Özgür Kadınlar Vakfı (WJAR) temsilcisi Maike Nack ise, konferansta ortaya çıkan sonuçları özetleyerek insanlığın ortak değerlerinin nasıl korunup çoğaltılabileceği sorusuna ilişkin yanıtlar sundu. Nack, Şengal’in Êzidilerin şahsında bütün insanlığın kutsal bir merkezini teşkil ettiğini vurgulayarak, dünya kadınlarının hep birlikte ortak mücadele geliştirmesi gerektiğini kaydetti.

ÇALIŞMA GRUPLARI OLUŞTURULDU

Konferansın son bölümünde kararlar okunup, Êzidî Kadın Meclisleri Çatı Örgütü adına Fikriye Ana kapanış konuşmasını yaptı. Ardından iki çalışma grubu oluşturuldu. Konferans katılımcılarından oluşan çalışma gruplarının ilki Êzidî kadınları ve Şengal’e dönük projeler geliştirecek. İkinci çalışma grubu ise soykırımın ve kadın kırımının tanınması ile sorumluların yargılanması için hukuksal alanda çalışma yürütecek.