Cannes’da Alman yönetmen Maren Ade sürprizi

Uluslararası Cannes Film Festivali'nde “Altın Palmiye” için yarışan birçok filminin gösterimi yapılırken Alman yönetmen Maren Ade’nin filmi “Toni Erdmann” büyük sürpriz peşinde.

Her ne kadar bu yıl güvenlik gerekçeleriyle başlangıçta katılım tartışmaları yapılsa da dünya sineması yine 69’ncu Uluslararası Cannes Film Festivali’ne akın etti. Geçen yıllara oranla yıldızların bol olduğu bu yılki festival, tam anlamıyla ünlülerin geçidine sahne oluyor. Ancak bütün bunların yanında özelikle dünya sinemasının ağır topları da filmleriyle adeta çıkartma yaptı. Woody Allen, Ken Loach, Sean Penn, Pedro Almodorvar, gibi yönetmenler, bu yılki festivalin gözdeleri.

Şimdiye kadar Ken Loach’ın “Ben Daniel Blake”filminin dışında, Maren Ade’nin, “Toni Erdmann”, Andrea Arnold’un ”Amerikan Honey” ile Park Chan-Wook’un “The Handmaiden” isimli filmleri büyük bir ilgiyle karşılandı.

‘ALTIN PALMİYE’YE KADAR GİDEBİLİR

Ancak bu yılki yarışma bölümün en sürpriz filmleri arasında genç Alman yönetmen Maren Ade’in filmi “Toni Erdmann” gösteriliyor. Film Cannes’da büyük bir çıkış yaparak ilgi odağı oldu. Uzun yıllardır Alman sinemasının yer bulamadığı Cannes’da Ade, “Toni Erdmann” ile bu geleneği kırarak, ülkesinin sinemasını temsil ediyor. Başrollerini Sandra Hüller ve Peter Simonischek'in paylaştığı filmde, dram ve komedinin iç içe işleniyor. Bir baba ile kızın ilişkisini irdeleyen yönetmen, olağan üstü senaryo ve buna eş değer oyunculuklarla filmi inanılmaz derecede çekici kılıyor. Uluslararası bir şirkette çalışan kızının hayatına dikey bir giriş yapan baba Toni (Peter Simonischek) Ines ( Sandra Hüller) başlangıçta inanılmaz derecede rahatsızlıklar verir. Komedyen tavırlarla kızının sempatisini kazanan babanın olağan üstü karmaşık bir o kadarda komedi bir alan bu ilişki sinema eleştirmenlerinden tam not alarak, Altın Palmiye’nin en favorileri arasında gösteriliyor.

Kimbilir belki de uzun yıllardır uluslararası arenada ödüllendirilmeyen Alman sineması Maren Ade ile bunu kırabilir. Tıpkı filmin 69’ncu Uluslararası Cannes Film Fesitvalin de seçkilerde gösterilmesi gibi. Cannes’da bulunan Alman sinemacılarının beklentileri de bu yönlü.

BU YÖNETMENLER SÜRPRİZ YAPABİLİR

Asya’nın usta yönetmenlerinden Park Chan-wook’un filmi “The Handmaiden” de festivalin gözde filmlerinden. Bir dönem filmi olan “The Handmaiden” 1930’larda Kore’de geçiyor. Miras ve onun etrafından dönen çıkar ilişkileri, komplo, entrika ve aşk ilişkilerinin anlatıldığı bir hikayeyi beyaz perdeye aktarıyor. Filmde, özellikle sergilenen oyunculuk ve görüntü yönetmenin hayal gücü sinema severleri zaman tünelinden geçmişe doğru görkemli bir yola çıkarıyor. Filmin “Altın Palmiye” almasa da mutlaka bir ödülle ülkesine döneceğini kesin gözüyle bakılıyor.

Bir diğer film de yönetmen Andrea Arnold” American Honey.” 2003 yılında “Wasp” isimli kısa film ile OSCAR ödülünü alan yönetmen Arnold, bu sefer senaryosunun da kendisinin yazdığı “American Honey” isimli uzun metrajlı film ile “Altın Palmiye” ödülü peşinde. Dram ve eğlencenin damgasını vurduğu film, evde kaçan iki gencin hikayesinin anlatılıyor. Filme, gece hayatı, aşk ve eğlence damgasını vuruyor. Yönetmen Andrea Arnold da bu kadar ustanın bulunduğu Cannes’da şansını zorluyor. Belli mi olur, Arnold, Oscar’da yaptığı çıkışı Cannes’da da yapıp, Ken Loach, Sean Penn, Pedro Almodorvar, gibi yönetmenlerin arasında sıyırabilir.