AKP'nin IŞİD'i koruma planı; Cerablus...-Amed Dicle

Rojava'ya saldırılar ve ilişki trafiği daha çok Tel Abyad, Halep bölgesindeki ilişki trafiği içinse Cerablus sınır kapısı kullanıldı, kullanılıyor. Şimdi Tel Abyad düştü, AKP'nin IŞİD ile ilişki sağlayabileceği tek sınır kapısı Cerablus kaldı.

Suriye'deki iç savaşın kaderi, Temmuz 2012'de önemli oranda değişti. 

Mart 2011'de başlayan olaylar ve giderek artan iç savaş, Temmuz 2012'de Halep'te ivme kazandı ve hatırlanacağı üzere, bu tarihte, Halep rejimden alınmak üzereydi. Suriye coğrafyasında silahlanan rejim dışı hemen hemen tüm örgütler, bu savaşta yer alıyordu. 

O dönemde El Kaide ve türevi gruplar daha pasif durumdaydılar. ÖSO ismiyle bir araya gelen onlarca grup, rejime karşı savaşıyorlardı. Onlar Suriyeli savaşçılardı, Suriye halkı adını savaşıyorlardı. Türkiye gibi devletlerle ilişkileri vardı, ama bu ilişki, Türkiye veya başka bir devletin siyasi çıkarları uğruna savaşmak değil, kendi çıkarları için geliştirilen bir çeşit zorunluluktu.

O dönem, Halep'te savaşan muhaliflere Cerablus-Mınbıc hattında bir koridor açılmıştı. Eğer Halep düşseydi; hem rejim zorlanırdı, hemde Nusra adlı tecavüzcü örgüt inisiyatif kazanmaz, Suriye muhalefeti Suriyelilerin kontrolünde kalırdı.

AKP, bu durumu kendi çıkarları için riskli buldu. Laik-demokratik muhalifler kazanırsa bana rest çekebilirler diye düşündü. Halep'te ilerleyen muhaliflerin silah koridorunu kapattı. Nusra ve İhvancılar geri çekildi. Esad rejimi Halep'te ÖSO gruplarını sandviç operasyonuyla ezdi. Kalanlar bir daha toparlanamadılar. Suriye'deki 'silahlı muhalefet' El Kaide türevi grupların kontrolüne geçti ve IŞİD güç kazanmaya başladı.

AKP hükümeti; bu gruplar üzeri Suriye'de söz sahibi olmak ve olası Kürt statüsünü önlemek için harekete geçti. Serêkaniyê, Tel Abyad ve Cerablus sınır kapısını kontrole alarak, hareket alanını genişletmek istedi. Serêkaniyê olmadı, Tel Abyad IŞİD'e teslim edildi.

Rojava'ya yönelik saldırılar ve ilişki trafiği daha çok Tel Abyad, Halep bölgesindeki ilişki trafiği içinse Cerablus sınır kapısı kullanıldı, kullanılıyor. 

Şimdi Tel Abyad düştü, AKP'nin IŞİD ile ilişki sağlayabileceği tek sınır kapısı Cerablus kaldı.

Cerablus, Halep'in 100 km kuzey doğusunda, Kobanê'nin 40 km batısında, Fırat nehrinin hemen kıyısındadır. Fırat suyu mevcut durumda Kobanê ile Cerablus'un sınırı konumundadır. 

Cerablus, Fransızlar zamanında Halep'e bağlı bir ilçe, Kobanê ise Cerablus'a bağlı bir nahiye idi. Ancak daha sonra Kürtlerden arındırıldı. Nüsufu 100 bin civarında. 15 Temmuz 2012'de rejim buradan çıktı ve kent, ÖSO gruplarının kontrolüne geçti. ÖSO Halep'te kırılınca, Cerablus AKP'nin desteklediği El Nusra'nın eline geçti. Bu bölgede yaşayan 10 binden fazla Kürt göç ettirildi. 15 Aralık 2014'te Cerablus IŞİD'e teslim edildi. IŞİD, kendisine biat etmeyen herkese yöneldi. Özellikle Arap Cedawra aşireti teslim olmadığı için vahşi katliamlara maruz kaldı. Komşu AKP'den tek kelime duyan olmadı... 

IŞİD, Kobanê-Cerablus arasındaki bağlantıyı sağlayan köprüyü 5 Mart 2015'te havaya uçurarak olası bir operasyonu engellemek istedi. 

AKP hükümeti, Tel Abyad'tan sonra Cerablus'un da düşecek olmasını kabullenemiyor. Bunun için, askeri müdahale hazırlıkları yapıyor. Cerablus bölgesini kontrole alarak buradan IŞİD ile ilişkileri devam edebilir, dışardan gidecek eleman ve silah sevkiyatını devam edebilirler. Çünkü Cerablus IŞİD'ten alınırsa, dünyaya açılan tek bir penceresi bile kalmayacak ve bu canavar örgüt, Suriye'de boğulma sürecine girecektir. Hakeza, aynı IŞİD, Irak'ta da istediği gibi hareket edemez durumuna gelecektir. 

AKP'nin, 'güvenlik için tampon bölge' dediği plan tam olarak IŞİD'i koruma planıdır. IŞİD'in daha fazla darbe almasını önleme planıdır. Tel Abyad üzerinden yürütülen AKP-IŞİD trafiğinin söz konusu bölgede devam edilmesi hedeflenmektedir. Zira başka bir zemin yoktur!

Türkiye devleti, IŞİD'i burada destekleyerek, Halep'e yönlendirmek, Halep bölgesindeki IŞİD saldırılarına arka çıkmak, zemin hazırlamak ve Suriye'yi önemli oranda kontrole almaktır. Kendi siyasi ve ticari hegemonyasını pekiştirmektir. 

Bu konudaki bir diğer hesap ise, Cerablus bölgesinin, yani Türkiye ile komşu olan bu bölgenin de, Kürtler ve Demokratik Suriye muhalefetinin kontrolüne geçmesini engellemektir. Bu aynı zamanda; Suriye'deki savaşın devam etmesi ve kaosun derinleşmesini sağlamak demektir. 

Sonuçta; Türkiye'nin Cerablus veya Suriye'nin başka bir bölgesine asker göndermesi mevcut durumda imkansızdır. Bunun siyasi, askeri, ekonomik ve diplomatik zemini yoktur. Böylesi bir operasyon savaşı Türkiye'ye taşıyacak, Rojava ile Kuzey Kürdistan arasında çizilmiş olan 'Türkiye-Suriye' sınırı fiilen ortadan kalkacak, Kürt halkı için hükmünü yitirecektir. 

Türkiye asker göndermekten ziyade; burayı 'sağlamak almak' kendisine bağlı grupların denetiminde bulundurmak, Kobanê-Efrin kantonlarının birleşmesini engellemek isteyecektir. Bunun için, yakın zamanda, Konya vb. bölgelerde eğittiği, Cerabluslu ve Mınbıclı gençlerden oluşan savaşçı grupları bu bölgeye yönlendirecektir.

Fakat; Kobanê'nin guneyindeki Sırrin bölgesinin IŞİD'ten temizlenmesi, koalisyon güçlerinin hava desteği ve YPG/YPJ güçlerinin kara operasyonuna karşı Cerablus şehri bu yaz IŞİD'ten temizlenecek ve Suriye coğrafyası temiz bir nefes alacaktır.