Alişêr Tepesi’nde düşen asker mevzileri

Gerilla eylemleri ve Türk ordusunun yoğun hava saldırılarıyla ismini duyuran Alişêr Tepesi, bu kez Türk askerlerinin, gerilla karşısındaki büyük yenilgisi ile anıldı.

Takvim yaprakları, 2016 yılının 30 Ekim’ini gösterdiğinde Avaşin suları, her zamanki durgunluğunda gerillalarına eşlik ediyordu. Alişêr Tepesi eylem sesleriyle yankılandı. Kürdistan dağları, ne ilk ne de son olan bir eyleme daha tanıklık etti.

2016 yılında ve öncesinde, gerilla eylemleri ve Türk ordusunun yoğun hava saldırılarıyla ismini duyuran Alişer Tepesi, bu kez Türk askerlerinin, gerilla karşısındaki büyük yenilgisi ile anıldı. Bu eyleme katılan Gerilla Simko Serhildan, Alişêr eylemini çarpıcı detaylarla ajansımıza anlattı.

‘ÇAYI SOĞUTMAYIN GELİYORUZ HEVAL’

Saldırı grubunda yer alma hayalleriyle 2 saatlik yolu bir solukta aştığını söyleyen Gerilla Simko Serhildan, eylem öncesine dair şu bilgileri paylaştı: “Eylem planlama alanına giderken çok heyecanlı ve mutluyduk. Alana ulaştığımız gibi planlamaya geçildi. Moral, motivasyon üst düzeydeydi. Bu eylemimiz Önder Apo üzerindeki tecrite, halkımıza yönelik katliam politikalarına karşı son dönemde şehit düşen tüm yoldaşlarımızın intikamı için yapılacaktı.”

Eylem öncesi halayın bir gelenek olduğunu hatırlatan gerilla Simko Serhıldan, “Eylem planlamamızın ardından zılgıtlar eşliğinde halay çektik, birbirimize serkeftin dileklerinde bulunduk, çayı soğutmayın geliyoruz heval dedik ve dört grup olarak yola koyulduk” şeklinde konuştu.

Hava şartlarından dolayı 3 gün düşmana yakın bir yerde konumlandıklarını belirten Simko Serhildan, eylem hazırlığını şöyle aktardı: “Artık her şey hazırdı, hiçbir engel kalmamıştı. Bir grup planlamaya göre olması gereken yerde konumlanmıştı. Bizim grupla, ikinci grup yan yana geldiğinde moraller üst düzeydeydi, artık vakit gelmişti. Yerimizi almak için yola koyulduk. Biz 6 kişilik bir gruptuk, BKC ve B-7 kullanan arkadaşların mevzilenmesi yapıldı. Dört arkadaşla birlikte yerimizi aldıktan sonra, hazır olduğumuzu söyledik.”

KULAKLAR CİHAZDA ELLER TETİKTE

Eylem hazıklarının tamamlandığını sadece telsizden vurun talimatını beklediklerini belirten Gerilla Simko Serhıldan, eylem anına ilişkin şunları paylaştı: “Kulaklar cihazda, eller tetikte ve eylem başladı. Yanımdaki arkadaş el bombasının pimini çekti hemen önümüzdeki düşman mevziisine fırlattı. Tam da mevziinin içine isabet etti. Patlama sesinden sonra mevziden birkaç el silah sesi duyuldu. Daha sonra keleşlerimizle mevziiye saldırdık. Saldırıdan önce, mevzide 9 asker vardı. Biz mevziiye girdiğimizde de içerde 2 askerin öldüğünü, geri kalanların da silahlarını bırakıp kaçtıklarını gördük. Attığımız bombalardan, askerlerin kullandıkları silahlar da nasibini almıştı. Bomba atar, BKC, 2 termal ve ferdi silahları darbe almıştı. Rütbeli bir askerin üzerinden tabancası ve askeri eşyaları toplandı.”

‘MEVZİİLER BİR BİR İMHA EDİLDİ’

Simko Serhıldan, gerilla eyleminden detayları şu şekilde ifadelendirdi: “Hemen yanımızda bir mevzi daha vardı. Mevziden hiç ses çıkmıyordu, biz mevziinin boş olma ihtimalini yürütürken, bir arkadaş her ihtimali göz önünde bulundurarak, el bombasını mevziiye fırlattı. Bomba patlar patlamaz bağrışmalar, çığlıklar yankılandı. Bir el bombası daha atıldı, ardından silahla tarama yapıldı ve bir mevzii daha imha edildi. Mevziide 5 asker ölmüştü, 2 asker de mevziiden kaçarken hemen birkaç metre ilerde ölmüştü. Diğer gruplar da bulundukları yerlerden vuruyorlardı. Düşman böyle bir şeyin başlarına gelmeyeceğini sandıklarından dolayı, eylem anında şok olmuşlardı. Bağrışmalar, çığlıklar toz ve duman içinden yankılanıyordu. Bütün gruplar bayrak mevziisine doğru ilerliyordu.”

‘BAYRAK MEVZİİSİ DÜŞTÜ’

Eylemin başlangıcından itibaren, dört gerilla grubunun da etkili vuruşlarla ilerlediğini, hedefin bayrak mevziisi olduğunu belirten gerilla Simko Serhıldan, eylemin devamına ilişkin şunları aktardı: “Dört taraftan vuruyorduk. Roket atarlarla mevziiler vuruluyor, gittikçe yakınlaşıyorduk. Aynı anda savunmamız da ağır silahlarla vuruyor, askere göz açtırmıyordu. Bir başka grubumuz da bayrak mevziisindeki Türk askerleri ile çatışmaya girdi. Biz biraz gerilerindeydik. Ardından dört taraftan etkili vuruşlarla, mevziiye ulaştık ve bayrak mevziisini imha ettik.”

‘TÜRK UÇAKLARI KENDİ ASKERLERİNİ BİLE VURUYORDU’

Bayrak mevziisinin düşmesinden sonra, eylem koordinesinin geri çekilme anonsu ile geri çekildiklerini belirten gerilla Serhıldan, “Bu tarz eylemler ardından Türk savaş uçakları tepede ne var ne yok bakmaksızın hava saldırılarına başlarlar. Çoğu zaman tepedeki asker cenazelerini, hala yaşayan askerlerini bombardımana tabi tutarlar. Bu durumların defalarca yaşanmasından kaynaklı, eylem koordinesi geri çekilmemizi istedi. Öyle de oldu” dedi.

Simko Serhildan yerlerine dönüşlerini ise şöyle dile getirdi: “Yanımıza 1 BKC, 2 melez silah, 1 tapanca ve bazı teknik eşyalar alarak geri çekildik. Diğer gruplar da mevziilerden kaldırdıkları silahlarla yola çıkmışlardı. Ardından hava saldırıları başladı, tepede hala yaşayan askerler vardı. Türk uçakları kendi askerlerini bile vuruyordu. Savunma grubumuzun yanına vardık. Bizi gören arkadaşlar çok sevinçliydiler, bu her hallerinden belli oluyordu. Hemen yüklerimizi aldılar. Her şey istediğimiz gibi olmuştu, eylemden başarılı bir şekilde dönmüştük. Güvenli bir şekilde ikişerli, üçerli gruplarla akşam karanlığında planladığımız yere vardık.”

‘KAHRAMAN ASKERİMİZ SÖYLEMLERİ GERÇEKLİĞİ YANSITMIYOR’

Eylem esnasında düşürülen mevziilerin durumuna ve Türk devletinin askerine yaklaşımına ilişkin ise Simko Serhıldan, şunlara değindi: “Şunu dile getirmeden geçemeyeceğim. Türk askerinin imkân ve olanaklarına rağmen; mevziileri kirli ve pislik içindeydi. Karşılaştığım manzara ve mevziide ki o pis kokudan içeri bile giremedim. Mehmetçikmiş, Türk devleti askerinin her türlü ihtiyacını gidermekteymiş, bunların hepsi yalan. O manzara ve koku tüm hakikati dile getiriyordu. Biz kendimizi övmek ya da düşmanı küçük göstermek için askerler savaşmaktan kaçıyor, korkuyor demiyoruz. Oradaki gerçek bu. Mevziilerde bırakılan silah ve kask sayısı tüm hakikati dile getiriyor. Bu yüzden ‘kahraman askerimiz’ söylemleri savaşta gerçekliğini yansıtmıyor. Türk ordusunun savaşacak gücü yok. Halkımız bunu böyle bilsin.”

ÖLÜLERİNİ SAHİPLENMEYEN DEVLET YAŞAYANLARI NASIL SAHİPLENECEK?

Türk devletinin her zamanki gibi kayıplarını gizlediğini, gerçekleri çarpıttığını ifade eden gerilla Serhıldan, gerçekleştirdikleri eylemin bilançosuna ilişkin bilgileri paylaştı: “Genel olarak bu eylemde 36 asker öldürüldü. Türk basını, asker sayısını; 3 ölü, 1 yaralı olarak verdi. 36’nın, 6’sı unutulmuş herhalde. Bizim grup tarafından 4 mevzi imha edildi, net 9 asker öldürüldü. Diğer grupların imha ettikleri mevzii ve vurdukları asker sayısıyla, net olan 36 ölüydü. Ölülerini sahiplenmeyen bir devlet, yaşayanları nasıl sahiplenecek? Kendi iktidarı için bu yalanlara sığınmak, insan yaşamının onlar için ne kadar değersiz olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu katliam ve soykırım politikaları devam ettiği sürece, biz her zaman savaşarak ezilen halkların yanında yer alacağız. Bu dağlarda Türk ordusu, karakollarında ve kalekollarında bir gün bile rahat uyuyamayacaklar.”

‘BAYRAK MEVZİİSİNİ DÜŞÜREN GERİLLALAR ŞEHİT OLDU’

Alişer eyleminde bayrak mevziisini kahramanca savaşarak düşüren dört gerilla yaşamını yitirir. Savaşçı yoldaşlarının haberini alan gerilla Simko Serhıldan, o anları şu sözlerle ifade etti: “Dört arkadaş da öndeki kolda yer alıyorlardı. Roni ve Peşeng arkadaşlar, en öndeki mevzileri ilk düşüren arkadaşlardı. Peşeng arkadaşın komutasındaki bu kol, bayrak mevziisine kadar ilerledi. Cihazda; Peşeng arkadaşın sesini duyuyordum, o anda ilerleyişini anlatıyordu. 3 mevzii düşürdüklerini, birçok asker cenazesi ve silahın olduğunu belirtiyordu. Peşeng yoldaş biraz daha ilerliyor ve en son mevziiye kadar gidip orada şehit düşüyor. Roni arkadaş da orada yaralanıp, şehit düşüyor.”

‘ONLAR; DEVRİMİN YILMAZ SAVAŞÇISIDIRLAR’

Gerilla Simko, yaşamını yitiren yoldaşlarını hiçbir zaman unutamayacağını ifade ederek yaşamını yitiren diğer iki gerilla; Zerin ve Numan’ın kahramanlığına ilişkin ise şunları söyledi: “Numan ve Zerin yoldaşlar, şehit düşen arkadaşların cenazelerini almak için gidiyorlar. Numan arkadaş önden ilerleyip Roni ve Peşeng arkadaşların cenazelerine ulaşıyor. Arkadaşların cenazeleri bile çok yoğun saldırı altına tutuluyor. Numan arkadaş orada girdiği çatışmada şehit düşüyor. Bu esnada Zerin arkadaş da yaralanıyor. Yaralı haliyle ilerlemek istiyor ancak yarası ağır olduğundan ilerleyemiyor. Düşmanın eline yaralı bir şekilde geçmemek için bombasını kendinde patlatarak fedaice şehit düşüyor. Biz hiçbir zaman onları unutmayacağız, her eylemimizde onların ismi anılacak, kahramanlıkları anlatılacaktır. Onlar; devrimin yılmaz savaşçısıdırlar.”