GÖRÜNTÜLÜ

Cihan Şêx Ehmed: Dünya kadınlarının intikamını alıyoruz

Fırat’ın Gazabı Eylem Odası Sözcüsü Cîhan Şêx Ehmed, DAİŞ çetelerinin hilafetin başkenti ilan ettiği Rakka’nın kadınların öncülüğü ve komutasında özgürleştirileceğini belirtti.

 

Fırat’ın Gazabı Eylem Odası Sözcüsü Cîhan Şêx Ehmed, DAİŞ çetelerinin hilafetin başkenti ilan ettiği Rakka’nın kadınların öncülüğü ve komutasında özgürleştirileceğini belirterek, DAİŞ çetelerinden ve yarattığı karanlık zihniyetten tarihi bir intikam alınacağını söyledi.

Fırat’ın Gazabı Eylem Odası Sözcüsü Cîhan Şêx Ehmed, Rakka’ı özgürleştirme hamlesi üzerine konuştuk…

Rakka’yı özgürleştirme hamlesinin 2. aşamasında bugün itibariyle durum nedir? Kısaca özetleyebilir misiniz?

Fırat’ın Gazabı Eylem Odası oluşturulduktan sonra 5 Kasım 2016 günü Fırat’ın Gazabı Hamlesi adıyla DAİŞ çetelerinin hilafet başkenti ilan ettiği Rakka’ya yönelik birkaç aşamadan oluşan özgürleştirme hamlesini başlattık.

Hamlenin birinci aşamasında Eyn Îsa ve Sülük kasabasından harekete geçen güçlerimiz Rakka’nın kuzey hattında çok kısa bir süre içerisinde onlarca köy, mezra ve stratejik tepeyi de kapsayan büyük bir alanı DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi.

Kısa bir süre sonra da Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nin 2. aşamasını da 10 Aralık 2016 günü Sülük kasabasında gerçekleştirdiğimiz basın açıklaması ile başlattığımızı duyurduk.

Rakka’nın batısında yer alan çok geniş bir alanda kasaba, köy, mezra ve birçok stratejik tepe bulunuyor. Güçlerimiz Qadriye ve Qerdoşan’dan harekete geçerek Rakka’nın batısında yer alan büyük kasabaları, onlarca köy, yüzlerce mezra ve stratejik tepeyi DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi.

Qadriye ve Qerdoşan’dan harekete geçen güçlerimiz hedef alanın hemen hemen tümünü temizleyerek Fırat’a ulaştı. Caber kalesi, Doğu ve Batı Caber köyleri, yine Siwediye köyü DAİŞ çeteleri için çok stratejik ve büyük kırılma yaratacak olan alanlardı, buralar DAİŞ çetelerinin merkezi konumundaydı.

Güçlerimiz Rakka’nın batısında Fırat kıyısında yer alan ve DAİŞ çeteleri için son derece stratejik olan Doğu ve Batı Caber köyünü, tarihi Caber kalesini de DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirmiştir. DAİŞ çeteleri bu alanlara yönelik yoğun saldırılar geliştiriyor. Ancak güçlerimiz DAİŞ çetelerine gereken cevabı vererek saldırıları püskürtüyor.

Eyn Îsa hattından da güçlerimiz 2 kol şeklinde harekete geçerek kuzey ile batı hattı arasındaki ara bölgede kalan onlarca köy, mezra ve stratejik tepeye yönelik özgürleştirme operasyonlarına başladı. Hamle şu an tüm hızıyla devam ederken, çok önemli bir aşamaya da geçmiş bulunuyoruz. Güçlerimiz hedef alanlardaki ilerleyişini sürdürüyor.

Rakka merkezi de güçlerimizin ilerleyişi ile birlikte adım adım kuşatmaya, ablukaya alınıyor. Rakka kent merkezi artık savaşçılarımızın menzilinde diyebiliriz. Savaşçılarımız zorlu kış koşullarına rağmen büyük bir fedakarlık ile DAİŞ çetelerinin kalbi Rakka’ya doğru ilerleyişini sürdürüyor.

Rakkalı bir kadınsınız... Ve DAİŞ çetelerinin kalbi Rakka’yı özgürleştirme hamlesine sizin açıklamanız ile start verildi. Bu durumu nasıl okumak gerekiyor?

Önce DAİŞ çetelerini, ardında kadın rengini değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. DAİŞ çeteleri İslam adı altında kendi barbarlığını en üst seviyede yürütüyor.

Bunu tüm insanlığa karşı yapıyor. Ancak özel olarak kadını yok etmeyi hedefliyor. Çünkü kadın insanlığın temelidir. Yani DAİŞ çeteleri insanlıktan önce kadını yok etmeyi esas alıyor. Kadınlar Rakka şahsında hedefleniyor. Rakka’da kadınlar işkence, katliam, tecavüzlerden geçiriliyor. Kadınlar orta çağda dahi olmamış tarzda köleleştiriliyor ve satılıyor.

Örneğin DAİŞ çeteleri Şengal’i işgal ettikten sonra yüzlerce Êzidî kadını kaçırarak, Rakka’ya getirilerek, buradaki pazarlarda satmıştır. Başta Rakkalı kadınlar olmak üzere tüm kadınlar halen DAİŞ çetelerinin ve zihniyetinin tehditi altındadır.

Kadınlar da sürekli kadını yok etmeyi, yok edemese dahi köleleştirmeyi hedefleyen böylesi bir anlayışa karşı Şeddadê, Şehit Rubar Qamişlo Hamlesinde, Minbic hamlesinde ve daha birçok hamlede aktif bir mücadele içerisinde oldu.

DAİŞ çetelerinin kalbi olarak, karanlığın sembolü olarak tanınan Rakka’ya yönelik bir kadının iki dudağı arasından çıkan bir açıklama ile böylesi tarihi bir hamlenin başlatılması çok önemli ve çok anlamlı bir mesajdır. Kadınlar karanlığın üstüne tarihi adımlar ile yürüyor. Bu durumu böyle değerlendirmek ve okumak gerekiyor.

DAİŞ çetelerinin kalbi Rakka’ya kadınların öncülüğünde başlatılan özgürleştirme hamlesinde kadınlar nasıl bir rol ve misyon üstleniyor?

Kadınların bu hamleye katılmasının esas amacı da hem kadının hem de tarihin kendisine yüklediği misyondan kaynaklanıyor. Çünkü her şeyden önce biz kadınız. Kadın savunma gücüyüz. Kadınların bize yüklediği tarihsel görev ve sorumluluklarımız var. Nerede olursa olsun ezilen her kadını korumak, kadın kimliğini korumak bizim görevmizdir.

Bu hamle ile sadece DAİŞ çetelerini değil, yarattığı zihniyeti Rakka şahsında her yerde yok etmek kadınların, kadın savunma güçlerimizin en temel ve tarihi görevidir. Fırat’ın Gazabı Hamlesi de esas olarak bu amaçla başlatılmıştır. Bu hamle kadınlar için tarihi bir hamledir.

Kadınlar Rojava devrimi ve devrimci savaş pratiğinden öğrendikleri ile her hamle de olduğu gibi bu hamlede de öncü bir rol ve misyon üstleniyor. Çok önemli, anlamlı ve altı çizilmesi gereken bir nokta da kadınların bu hamleye öncülükten ziyade komuta ediyor oluşudur.

Rakka’yı özgürleştirme hamlesi kadın öncülüğünde devam edecek, DAİŞ çetelerinin hilafetin başkenti ilan ettiği Rakka kadın savunma güçlerimizin öncülüğü ve komutasında özgürleştirilerek, DAİŞ çeteleri ve yarattığı karanlık zihniyetten tarihi bir intikam alınacaktır. Başta Êzidî kadınları olmak üzere tüm kadınların intikamı alacağız.

Fırat’ın Gazabı Hamlesi’ne bir başka ad verecek olursak da “Dünya kadınlarının intikam hamlesi” diyebiliriz.

Hamlenin başladığı günden bu yana birçok kadının QSD, YPJ saflarına katıldığı belirtiliyor. QSD, YPJ’yi kadınlar için çekim merkezi haline getiren nedir?

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) bugüne kadar gerçekleştirdiği tüm hamlelerde neler yapabileceğini çok net bir biçimde ortaya koydu.

Suriye halkları, QSD’nin bulunduğu alanlarda DAİŞ ve karanlık zihniyetinin yok edildiğini görüyor. İnsanlar QSD güçlerinin genişlemesi ve derinleşmesi halinde demokrasi ve özgürlüğü getirebileceğini görüyor ve buna yürekten inanıyor.

Rakkalılar da bu gerçeği gördüğü ve bildiği için QSD güçlerine Rakka’dan da DAİŞ çetelerinin yok edilmesi çağrısında bulundu. Biz de bu çerçevede Fırat’ın Gazabı Eylem Odası’nı oluşturarak Rakka halkımızın çağrısına cevap olamaya başladık. Güçlerimizin özgürleştirdiği kasaba ve köylerde yaşayan Rakkalılar da güçlerimize katılım gösteriyor.

Çünkü herkesin DAİŞ işgali altında yaşadığı farklı hikayeler var. Herkesin DAİŞ çetelerinden intikam alma gerekçesi var. Özellikle de Rakkalı kadınların. Bu nedenle de güçlerimize özellikle kadın savunma güçlerimize çok sayıda katılım oluyor. Güçlerimize katılan kadınlar özgür ve yeni yaşamın ancak ve ancak kadınlar tarafından kurulabileceğini düşünüyor.

Güçlerimize katılım gösteren Rakkalı genç kadınlar bize ‘DAİŞ zulmü altında çok şey yaşadık. DAİŞ çetelerinden intikam almak istiyoruz. Halen DAİŞ çetelerinin zulmü altında olan kadınlar var. Kadınlar bizi özgürleştirdi. Biz de kadınlar olarak diğer kadınları özgürleştirmek istiyoruz’ diyor.

Gerçekten de kadınlar çok öfkeli. Ancak bir o kadar da umutlu. Çünkü kadın savunma güçleri var. Savaşan kadın gerçekliği var. Tarihin her safhasında yok sayılan kadın bugün öncülük ve komuta düzeyi yakalamıştır. Tabi bu sözünü ettiğim durum kadın savunma güçlerini çekim merkezi haline getiriyor.

DAİŞ çetelerinin işgali altında olan kentinizi özgürleştirmeye adım adım ilerliyorsunuz. Ne hissediyorsunuz?

Bugüne kadar birçok hamlede yer aldım. Ancak Rakka’yı özgürleştirme hamlesine başlarken çok büyük bir heyecan yaşadım ve hala da yaşıyorum.

Özgürleştirdiğimiz köylerde insanlarımızın yaşadağı sevinç, bir kadının özgürlüğe kavuştuğu an çok farklı farklı duygular içerisine giriyorum. Topraklarımı, kentimi adım adım özgürlüğe kavuşturduğum için mutlu oluyorum. Yani kendimden fedakarlık ederek topraklarım için bir şeyler yapabiliyorum. Bu duygu tariflenemez, anlatılamaz sadece ve sadece yaşanır.

Ayrıca daha çok şahsi bir soru olduğu için de ifade etmek istiyorum. İnsanın doğup, büyüdüğü toprakları, ailesi ile çok zorluk ve zahmet yaşadığı, acılar çektiği, sevinçler yaşadığı kentini özgürleştirmek çok farklı bir duygu. Moral ve motivasyon açısından oldukça iyi bir durumdayım. Öfkeli ve umutluyum. Bize yaşatılanların intikamı almak istiyorum. Çünkü ailemden biri de DAİŞ çeteleri tarafından vahşice katledildi.

Ailem ile konuştuğum zaman şöyle diyorum: ‘Rakka’da doğduğum, büyüdüğüm evde bir kez daha hep beraber toplanacağız. Orada özgürlük halayına duracağız.’

Son olarak bir mesajınız var mı?

Halklarımız şunu bilsin; Fırat’ın Gazabı adıyla başlattığımız Rakka’yı özgürleştirme hamlesi başarılı bir şekilde devam ediyor.

Biz halkımızı korumak adına üstümüze düşen görevi yerine getiriyoruz. Özgürleştirme operasyonlarında önceliğimiz her zaman olduğu gibi halkımızın can güvenliğidir. Çünkü halkımızın kanayan bir parmağı dahi olsa bu bizde inanılmaz bir acı yaratır. Rakka halkımız DAİŞ çete karargah ve merkezlerinden uzak durmalı. Yönünü özgür alanlara vermeli.

Suriye’deki mevcut savaş ortamının sonlanması, Demokratik Federal Suriye’nin inşası için tüm Suriye halkları olarak ele ele vermeliyiz. Birlik ve dayanışmamızı artırmamız gerekiyor. Ülkesini, topraklarını seven devrimci, demokratik, yurtsever herkese böylesi tarihi bir süreçte aktif bir rol üstlenmeye çağırıyoruz.

Halklarımızın içinden geçtiğimiz bu tarihi süreçte üstüne düşeni yapacağı ve tarihin akışı halklarımızın lehine çevireceğine inanıyoruz.

Cîhan Şêx Ehmed, kimdir?

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) kurucularından Cîhan Şêx Ehmed, doğduğu toprakları özgürleştirmek için Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nde yer alıyor.

Fırat’ın Gazabı hamlesi resmi sözcüsü Cîhan Şêx Ehmed, 1981 yılında Rakka’da dünyaya geldi. Şedadan aşireti üyesi olan Cîhan Şêx Ehmed’in ailesi 40 yılı aşkın bir süre Rakka’da yaşadı.

İlkokulu Hewarî Bomdî Okulu’nda, ortaokulu Ebî Elaa El-Mairî Okulu’nda, liseyi Finûn Cemîlê Lisesi’nde okuyan Cîhan Şêx Ehmed, Finûn Cemîlê Enstitüsü’nde tamamladığı çocuk gelişimi bölümü sonrası Rakkalı çocuklara eğitim verdi.

Suriye’deki savaşın başlaması ve Rojava Devrimi’nin hayat bulmaya başlaması ardından Cîhan Şêx Ehmed, YPG saflarına katılma kararı aldı. DAİŞ ve El Nusra çetelerine karşı Rojava’daki farklı savaş cephelerinde savaştı. 2011 yılında Serekaniyê direnişi esnasındaki komutanlardan biri de Cîhan Şêx Ehmed idi.

Burada yaralanan Cîhan Şêx Ehmed, bir ay boyunca Serekaniyê Hastanesi’nde tedavi gördü. Yarası ağır olan Cîhan Şêx Ehmed, tedavi görmek için doğduğu topraklar olan Rakka’ya doğru yola koyuldu. O dönemler kent rejim güçlerinin kontrolü altındaydı ve Suriye Ulusal Koalisyonu’da (SUK) Rakka’yı işgale hazırlanıyordu. Cîhan Şêx Ehmed, SUK çetelerinin kenti işgalinden önce Rakka’dan çıkarak Cizir kantonuna geçmek istedi.

Serêkaniyê’ye geldiği esnada SUK’a bağlı çete grupları tarafından yakalanan Cîhan Şêx Ehmed iki hafta boyunca esir tutuldu. 2 haftalık esaret ardından YPJ savaşçılarının düzenlediği bir eylem ile kurtarıldı.

Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) kuruluş sürecinde yer alan Cîhan Şêx Ehmed, 5 Kasım’da ilan edilen Fırat’ın Gazabı Hamlesi’nde Fırat’ın Gazabı Eylem Odası Resmi Sözcüsü olarak görev alıyor.