GÖRÜNTÜLÜ

Erdoğan'ın baraj ısrarı ile DAİŞ'in katliamları eş değer'

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Batman'da tekrar gündeme getirdiği Ilısu Barajı'na çevrecilerden tepki geldi.,Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi Üyesi Gündüz, "Cumhurbaşkanı'nın tarihi eserlere yönelik yaklaşımı DAİŞ'in yaklaşımıyla eş değer" dedi.

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Batman'da tekrar gündeme getirdiği Ilısu Barajı'na çevrecilerden tepki geldi. 12 bin yıllık tarihi antik kent Hasankeyf'i sular altında bırakacak olan projeye itiraz eden, Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi Üyesi Gündüz, "Cumhurbaşkanı'nın tarihi eserlere yönelik yaklaşımı DAİŞ'in yaklaşımıyla eş değer" vurgusunda bulundu.
İnsanlık mirasının anayurdu olan Kürdistan’da binlerce yıllık tarihi mekanlar AKP Hükümetinin yıkım projeleri ile yok ediliyor. İnsanlık düşmanı DAİŞ çeteleri tarihi mekanlara doğrudan fiziki olarak saldırırken, Kuzey Kürdistan’da ise saldırılar 'güvenlik' barajları, HES ve toplu konut projeleri ile devam ediyor. 12 bin yıllık tarihi antik kent Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı'na karşı yıllardır çok boyutlu mücadeleler verilirken, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batman ziyaretinde Hasankeyf’i sular altında bırakacağını ‘müjdeli haber’ olarak dile getirdi. Göç, tarih ve kültür soykırımını ‘yatırım’ ile meşrulaştırmak isteyen Erdoğan’ın 10 yıldır sürdürdüğü baraj ısrarına tepki gösterildi. 

'BUNLARIN SAVUNMAK KENDİLERİ İÇİN SÜRECİN BİTTİĞİNİ GÖSTERİYOR'

Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi Üyesi Ömer Faruk Gündüz, Ilısu Barajı Projesi'nin DAİŞ’in Ortadoğu’da tarihi eserlere yönelik saldırıları ile eş değer olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın baraj projelerinde ısrarının ‘Kürt sorunu yoktur' inkarı ile bağlantılı olduğunu dile getiren Akyüz, şu değerlendirmede bulundu:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Batman ziyaretinde yaptığı konuşmada, Ilısu Barajı'na atıfta bulunarak, büyük bir bütçe ayırarak barajı tamamlayacağını ortaya koydu. Batman halkını, Hasankeyf halkını bu coğrafyadan sürerek bir yıkım projesine başvurması 'Kürt sorunu yoktur' demesiyle bağlantılı. Bu inkarı, somut olarak çevre ve doğa katliamı ile bağlı olarak kendisini gösterdi. Bugün bölgede, Kürdistan’da yaşayan halklar aslında Ilısu Barajı'nı istememesine rağmen buradaki ısrarını yine ‘Kürt sorunu yoktur' ifadeleri ile eş değer olarak görmek gerekiyor. Biz de şunu söylüyoruz; 'çözüm süreci'nde en önemli noktalarından biri olarak, Kürdistan’da yapılan kalekol ve 'güvenlik' barajlarından aslında vazgeçmesi gerekmektedir. Bugün halen bunları savunmak aslında 'çözüm süreci'nin kendileri açısından bittiğini gösteriyor."

'200 KÖY BOŞALTILACAK, 75 BİN İNSAN GÖÇE ZORLANACAK'

Erdoğan'ın Hasankeyf’i sular altında bırakma ısrarını DAİŞ'in tarihi mekanlara saldırılarına benzeten Akyüz, yüzlerce köyün yok olacağı ve 75 bin insanın kent varoşlarına göç etmek zorunda kalacağına değinerek, şöyle konuştu:  "Ilısu Barajı yapılırsa özellikle Mardin, Batman, Diyarbakır, Bismil ve Siirt bölgesinden 200 tane köy boşaltılacak,  75 bin insan kentlere göç etmek zorunda kalacak, bu köylerde yaşayan inanlar kentin varoşlarında yoksullukla karşı karşıya kalacak. Doğa ve tarih tahribatı açısından dünyanın en büyük yıkımları ile karşı karşıya kalacak. Nitekim Ilısu Barajı'ndan dolayı dünya UNESCO mirasında 10 kriterden 9’unu yerine getiren nadir kentlerden biri olan Hasankeyf maalesef sular altında kalacak. Bugün Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu bu anlayışın DAİŞ’in Ortadoğu’da tarih soykırımına, kültür katliamına eş değer olduğunu düşünüyorum."
 

...