Göç eden Êzidîlere ve UNHCR’ye çağrı

Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ) yazılı bir açıklama yaparak United Nations High Commissioner for Refugees-Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu.

Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu. Açıklamada, "Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, halkımızın topraklarına geri dönüşü için pratik olarak imkanlar sağlamalıdır" denildi ve Türk devletinin düşmanlığına fırsat verilmemesi istendi.

Êzidî Özgürlük ve Demokrasi Partisi (PADÊ) yazılı bir açıklama yaparak United Nations High Commissioner for Refugees-Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu. 

Açıklamada, Êzidîlerin geri dönüşleri için ellerinden geleni yerine getirecekleri belirtilerek, göç etmek zorunda kalmış Êzidîlere topraklarına geri dönme çağrısını yaptı.

PADÊ’nin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:

“Savaş, cinayet ve talan insanlığın kendi elleriyle yarattığı en vahşi pratiğidir. İnsanları yerlerinden yurtlarından etmek, bilinmeyen yerlere sürgün etmek ve oralarda da her türlü insanlık dışı uygulamaya maruz bırakmak; insanların yarattığı bir durumdur. Bu bahsettiklerimizin hiçbirisinin doğada ve canlı yaşamında yeri yoktur. Ancak 20. yüzyıldan başlayarak bugüne kadar da göçmenlik ve mültecilik adet günlük bir uygulamaya dönüşmüş durumdadır. Özellikle de Ortadoğu’da milyonlarca insan yerlerinden kopartılmıştır ve artık öyle bir noktaya gelinmiştir ki, artık Avrupa ülkeleri de bu yükleri kaldıramamaktadır. Hep birlikte bu sorunu bir an önce çözüme kavuşturmalıyız.

Biz Êzidîler 3 Ağustos 2014 tarihinde yeni bir ferman yaşadık ve bu ferman sonucunda yüz binlerce insanımız mülteci durumuna düştü. Her bir ailemiz, topraklarından, köylerinden, evlerinden ayrılmak ve bir bilinmezliğe doğru sürüklendi. O gün bugündür göç sorunları devam etmektedir ve çözüme kavuşturulamamaktadır. Çünkü yüz binlerce insanımız halen topraklarına geri dönememiştir.

Özellikle de Türk devleti ve daha birçok devlet mültecilik ve mültecilerin içinde bulunduğu kötü durumdan fayda sağlamaya çalışarak ahlaksız bir politika yürütmektedir. Dikkatli bakıldığında aslında savaşı başlatanlar, bölge halkını göç etmek zorunda bırakanlar ve göç eden insanlar üzerinde oyunlar oynayanların hepsi aynı güçlerdir. Bu güçler insanlık vicdanında mahkum edilmiştir. Maalesef tüm bunlarla birlikte Türk devleti çok açık bir şekilde mültecileri bir pazarlık konusu haline getirmiştir. Satmakta, üzerlerinde oyunlar oynamakta ve onlardan teröristler devşirmeye çalışmaktadır. Tüm bu uygulamalar insanlık vicdanında kabul görmeyecektir.

2014 yılında 30 binden fazla Êzidî göçmen Türkiye’ye geçti. Bu rakamı Türkiye Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne kendisi vermiştir ve buna göre yardım almıştır. Fakat maalesef Êzidî oldukları için bu yardımlar kendilerine verilmemiştir. Aynı zamanda mültecilik hakkı da Êzidîlere tanınmamıştır. Êzidîlere sahip çıkanlar, Kürt belediyeleri ve sivil toplum örgütleri olmuştur. Fakat bu yardımlar da Kürt belediyeleri ve kurumları kapatıldığından zorla Êzidîler üzerinden kesilmiştir.

'TÜRK DEVLETİNE FIRSAT VERİLMEMELİ'

Son süreçte de Amed’deki Fidanlık Kampı'nın boşaltılması istenmektedir. Türk devletinin bu pratiği kabul edilmeyecektir. Çünkü Êzidî halkımızı gerçeklerinden, inançlarından uzaklaştırmayı ve böylelikle kendilerine göre bir maşa haline getirerek kullanmayı amaçlamaktadırlar. Bu nedenle Fidanlık Kampı’nda kalan halkımız Türk devletinin bu politikalarına bir tek gün bile fırsat vermeli ve bir an önce topraklarına geri dönmelidir. Türk devletinin Êzidîler ve Zerdüştilere yönelik düşmanlığı bilinmektedir. Bu tutumlarını açıkça dile getirmektedirler. Bu nedenle kampta kalan halkımız kendisini Türk devletine teslim etmeyerek bir an önce yönünü kendi topraklarına çevirmelidir.

Bu konuya ilişkin uluslararası kurumlara, görevlerine sahip çıkma ve sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulunuyoruz. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, halkımızın topraklarına geri dönüşü için pratik olarak imkanlar sağlamalıdır ve UNHCR’nin ahlaki ve vicdani bir görevidir.

'ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ'

Ayrıca mültecilerin kendi topraklarında yerleşebilmeleri konusunda PADÊ olarak elimizden geleni yapacağımızı ifade ediyoruz. Mültecilere yardım etmeye ve köylerini ve evlerini tekrar inşa ederek topraklarına geri dönebilmeleri için elimizden geleni yapacağız. Bu nedenle halkımız topraklarına geri dönmelidir. Çünkü özgür ve onurlu yaşam ancak bu şekilde yaşanabilir.”