Hükümete Dersim çağrısı: Arşivleri açın ve yüzleşin!

Çatakçın, 1937-38 Dersim soykırımı ile ilgili geçmişle yüzleşme konusunda hiç kimsenin artık başını kuma gömecek bir lükse ve hakka sahip olmadığını vurguladı.

Çatakçın, 1937-38 Dersim soykırımı ile ilgili geçmişle yüzleşme konusunda hiç kimsenin artık başını kuma gömecek bir lükse ve hakka sahip olmadığını vurguladı. 

Dersim'i Yeniden İnşa Cemiyeti Başkanı Ali Çatakçın, "AKP hükümeti Dersim soykırımı hakkında devlette bulunan tüm arşivleri kamuoyuna açıklamak ve devlet adına yüzleşmenin tüm gereklerini yerine getirmek zorundadır" diye kaydetti. 

SOYKIRIMIN SİYASET MALZEMESİ YAPILMASII KABUL EDİLEMEZ

Her seçim öncesinde ellerinde tuttukları belgeleri birer birer ifşa ederek bu konuyu istismar meselesi yapmaya son vererek, dönemin kurbanlarına ve geride bıraktıkları yakınlarına saygılı davranmak zorundadır denilen açıklamada devamla şunlar dile getirildi: "Devlette süreklilik ilkesi esas olduğuna göre bugünde AKP hükümeti geçmiş ve bugünden sorumludur. Bizler Dersim soykırımın siyaset malzemesi yapılmasını kabul etmiyor ve hükümeti sorumlu davranmaya ve adım atmaya davet ediyoruz."

Başta Seyit Rıza ve arkadaşları olmak üzere katledilen binlerin nerelere gömüldüğünün açıklanması isteyen Çatakçın, "Ailelerine bildirilmelidir ki inançlarına uygun dini tören yapılabilsin ve mezarları olabilsin" diye ekledi. 

Bir dizi talepte bulunan Çatakçın şunları ifade etti: "Dönemin insanlık suçlarının bir daha yaşanmaması için devletin etkili özür mekanizmasını yapabilmelidir. Anıt mezarlar, utanç müzeleri, ders kitaplarına olayın gerçeği ile yansıtılması, evlatlık verilenlerin isimlerinin ve nerelere verildiğinin açıklanması, gasp edilen tüm mallarının yakınlarına verilmesi, maddi ve manevi tüm zararlarının tazmin edilmesi ve ama her şeyden önce 1937-38 Dersim politikalarını günümüzdeki güncel devamına son verilmelidir. Keza Dersim halen kültürel soykırım politikaları ile asimilasyona ve zorla yerinden yurdundan sökülüp tehcire maruz kalmaya devam edilmektedir. Alevilik inancı anayasal ve yasal güvenceye alınarak tanınmalı, zorunlu din derslerine son verilmeli, Ana dilde eğitime bir an önce başlanmalı, kutsal Dersim topraklarına ve nehirlerine baraj yapımına son verilmeli ve kutsal mekanlar ibadet yerleri olarak hukuki ve inançsal korumaya alınmalı, tüm arşivler siyasi istismar konusu edilmeden kamuoyuna açıklanmalıdır. Dersim adı başta olmak üzere tüm yerleşim yerlerine eski isimleri tekrar verilerek dönemin tüm soykırım mimarlarının adları tüm kamusal alanlardan kaldırılmalıdır. O dönemin politikalarının devamı olan mayınlanan arazilerin, yerleşim yerlerinin temizlenmesi ve halkın kendi yerleşim bölgelerine yerleşmesine imkan sağlanması gerekir. Devlette devamlılık esas olduğundan bunu yıllardır yerine getirmeyen aksine siyasi istismar konusu haline getiren mevcut hükümet görevliler görevlerini yerine getirmeyerek birer insanlık suçu işlemeye devam etmektedirler. Unutturmak ve acıları dönem dönem siyasi malzeme yapmak mevcut kültürel soykırım politikalarına ek olarak manevi soykırımı da devam ettirmektedir. Bunu yapmayan mevcut yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı da bildiririz. "