İZLENİM

‘İşgalci çeteleri topraklarımıza sokmayacağız’

Xanesor’da 6 gündür yaşananlara yakından tanık olduk. 2 Mart günü KDP-Türkiye ortaklığıyla örgütlendirilen çetelerin YBŞ/YJŞ kontrolündeki Xanesor’a girme hazırlıkları yaptığını duyduğumuzda olayların yaşandığı yere geçtik...

Xanesor’da 6 gündür yaşananlara yakından tanık olduk. 2 Mart günü KDP-Türkiye ortaklığıyla örgütlendirilen çetelerin YBŞ/YJŞ kontrolündeki Xanesor’a girme hazırlıkları yaptığını duyduğumuzda olayların yaşandığı yere geçtik. KDP oluşan halk tepkisinin ve dayanışmasının önünü alabilmek için Şengal dağından Xanesor’a çıkan merkezi yolu kapattığından YBŞ denetimindeki alanlardan Xanesor’a geçebildik. Xanesor’a ulaştığımızda gözümüze en çok çarpan silahlarını kuşanarak yollara dökülen Êzidî analar ve yüzlerce sivil Êzidî’ydi.

Kentlerini işgal etmek için gelenleri yaşanan son fermandan çok iyi tanıdıklarını ifade eden analar “Siba’da, Tilezer’de cesetlerimizi tek tek ezmeden insanlık dışı tecavüzcülerin topraklarımıza girişine nasıl izin vermediysek, Xanesor’da da son ferdimize, son damla kanımıza dek savaşacağız ve işgalci çeteleri topraklarımıza sokmayacağız” dediler.

Mevzilere ulaşabilmek için YBŞ/YJŞ savaşçılarını aşmaya çalışan anaların ve silahlı halkın arasından sıyrılıp Êzidî savaşçıların ve KDP çetelerinin karşılıklı mevzilendiği noktaya ulaşabildik. 2 Mart gecesi mevzilerinin ardında ısınmak için ateş yakan Êzidî savaşçılarla sohbet ederek sabahladık. Birçoğu fermanda yakınlarını, ailelerini yitiren gençlerden oluşan Êzidî savaşçılarının hemfikir olduğu konu; telsizlere Türkçe konuşmaları yansıyan Türk istihbaratı tarafından çetelerin , fermanda rol oynayan Şengalli Müslümanların, Türklerin Rojava devriminin tasfiyesi için ‘eğitip donattığı’ işbirlikçilerin, ferman sürecinde DAİŞ saflarında yer almış birçok karanlık simanın aşağılık ittifakı ile örgütlendirilen çetelerin özgürlük savaşçılarının kahramanca direnişi ile sonuçlandırmadıkları kirli amaçlarını, bu sefer amaçlarına ulaştırmak için saldırıya geçtikleriydi. 3 Mart günü Türkçe konuşmaları yansıyan, tekbir getirerek saldıran çetelere şahit olduğumuzda, savaşçıların ne ifade etmek istediğini en somut şekliyle anlamış olduk.

Açıkça ifade etmek gerekirse 3 Mart sabahı bu şekilde alçakça saldırabileceğini tahmin etmemiştik. YBŞ’lilerin hazırlığı da bir savaşı yürütmek temelinde değildi. KDP ile görüşülüp diyalog ile sorunu çözmeye çalışacakları konuşuluyordu. 3 Mart sabahı 7 sıralarında KDP çeteleri onlarca ağır silahla YBŞ mevzilerine girdiğinde, çatışma pozisyonu alma gereğin bile duymayarak yalnızca bedenleriyle zırhlı araçların geçişini engellemeye çalışan iki savaşçı hiçbir savaş ahlakı ile açıklanmayacak bir tarzda, KDP’nin şanına yaraşır bir şekilde katledilmesi ile çatışmalar başladı. Ağır silahlı zırhlı araçlardan hedef gözetmeksizin sivillerin bulunduğu alanlar, gazeteci arkadaşımızla bulunduğumuz nokta taranmaya başlandı. Bu esnada birçok sivil ile birlikte gazeteci arkadaşımız Nujiyan Erhan ve Çıra TV’nin iki çalışanı olay yerinde zırhlı araçlardan açılan mermiler ile yaralandı. Yaklaşık 4 saat süren çatışma neticesinde onlarca zırhlı araç karşısında ferdi silahlar ile son mermilerine dek kahramanca savaşan, mevzilerini terk etmeyen 4 YBŞ savaşçısı ve 1 asayiş gücü ile birlikte sorunun diyalogla çözülmesi arabuluculuk yapmak isteyen 2 HPG savaşçısı saldırıda yaşamlarını yitirdiler. Gittikçe büyüyen YBŞ/YJŞ direnişi karşısında sonuç almayan KDP çeteleri, 4 saatlik çatışma ardından ateşkes talep etmek zorunda kaldı.

XANESOR NEDEN HEDEF?

3 Ağustos 2014’te KDP’nin ihaneti ile Şengal’in DAİŞ çetelerine teslim edilmesi sonucunda binlerce Êzidî katledilmiş, binlercesi yollarda açlık, susuzluk ve hastalıktan yaşamlarını yitirmiş, binlerce Êzidî kadın ve çocuk ise çetelerin eline esir düşmüştü. İhanet ve ferman karşısında müdahale ederek fermanın önüne geçen Kürdistan özgürlük güçleri ve ferman sonrası teslim olmayan, Şengal’i terk etmeyerek sonuna dek direnişçilerin oluşturduğu Şengal Direniş Birlikleri, Aralık 2014’te Şengal’i özgürleştirmişlerdi. Özgürleştirildiği 2014 Aralığından bu yana Şengal YBŞ/YJŞ denetiminde bulunan bir alan.

Xanesor, Êzidî halkının fermanla açılan yaralarını sarıp, yeni özgür ve özerk yaşamını inşa ettiği yerlerin başında geliyor. Xanesor’da dolaşan herkes sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel anlamda yeni bir yaşamın inşa edildiğini rahatlıkla gözlemleyebilir. Xanesor Êzidî halkının ferman ve ihanetin asıl nedeni olarak işaret ettikleri kendi öz örgütlülüklerinden yeni öz yönetim ve öz savunmadan yoksunluğu gidererek kendi öz savunma güçleri YBŞ/YJŞ ve asayiş güçleriyle, halk meclisleriyle kendilerini toplumsal yaşamın tüm alanlarında örgütleyerek kendi kendilerini yönettikleri yeni yaşam pratiğinin en fazla görünür kılındığı yerlerdendir. Bu durumdan en fazla rahatsızlık duyanın KDP olduğunu anlamak çok fazla zeki olmayı gerektirmiyor. KDP ihanetin ve ferman sonrası 3 yıllık pratiğinin temelinde bu yeni durumun, bağımlılık ve kölelik zincirlerini parçalamış özgür Êzidîliğin tasfiyesi yatıyor. KDP’nin yaşadığı kuyruk acısının ve saldırganlığının hedefi özgür Êzidîlik, özerk Şengal’dir.

Sohbet ettiğimiz Êzidî savaşçıların ve anaların söylemlerine kulak verdiğimizde yaşananların en doğru analizinin dile gelen öfke ve isyan ifadelerinde saklı olduğunu görüyoruz. Êzidî halkı ‘hiçbir güç bizi ferman öncesine götüremez, teslim olmayacağız’ diyor. En doğru analiz bu çünkü; birincisi, halk KDP’nin temel gayesinin ferman öncesi klasik statükonun, yani kendi güdümlerinde, teslim alınmış öz yönetim ve öz savunmasından yoksun bağımlı ve köle bir Êzidîliğin ve Şengal’in tesisi olduğunu görüyor. İkincisi, ihanetini ifşa eden ve fermanın amacına ulaşmasını engelleyen direniş gerçeğini, direniş öğelerini ve direnişi çağrıştıran en ufak izi hafızalardan silmek için KDP’nin her yolu denediğini biliyor. Çünkü KDP özgür Êzidîliğe ve direnişe dair her izin, her öğenin; ihanet ve teslimiyet gerçeğini çağrıştıran, hatırlatan bir unsur olduğunu biliyor.

Barzani’nin Türkiye ziyareti ile devreye konan, Türk bakanı Soylu’nun daha önceden özgürlük mücadelesi yürüten güçlerin baharı görmeyeceği şeklinde ifade ettiği saldırı konsepti KDP çetelerinin Şengal’deki işgalciliği ve saldırılarıyla hayata geçirmeye çalışılıyor. Bakur’daki vahşi saldırılardan, katliamlardan, Rojava’daki Türk işgaline, Medya Savunma Alanlarından Şengal’deki çete saldırılarına dek kapsamına alan bu konsept karşısında halk direnişinin nasıl sonuçlanacağını Êzidî direnişçilerinin kendi dilinden aktarımı ise şöyle: “Artık ne eski Êzidîler var ne eski Şengal var. KDP kendi mezarını kazdığını yakında görecek. Türk sömürgeciliği ve KDP çeteleri Bakur kentlerinden Rojava’ya ve Şengal’e dek uzanan özgürlük ve direniş seli ile boğulup gidecekler. İhanet ve teslimiyet değil, direnişimiz kazanacak.”