GÖRÜNTÜLÜ

Kaftan: Minbic’in çocukları savunmasını yapacaktır

Minbic Siyasi Meclisi Eş Başkanı İbrahim Kaftan, “Türkiye’nin Erdoğan liderliğindeki saldırılarına karşı Minbic Askeri Meclis savaşçıları, DAİŞ çetelerine karşı savaştığı gibi savaşacaktır” dedi.

 

Minbic’te inşaat mühendisliği yaparken, muhalif saflarda mücadeleye başlamış olan Minbic Siyasi Meclisi Eş Başkanı İbrahim Kaftan, çocuklarını okula götürürken, DAİŞ çeteleri tarafından silahlı saldırıya uğruyor. Kaftan bu saldırıda ayağından yaralanıyor ve DAİŞ çeteleri tarafından zindana atılıyor.

Zindandan çıktıktan sonra ailesi ile birlikte Türkiye’ye geçen Kaftan, Minbic, özgürleştirildikten sonra da ailesi ile birlikte geri dönüyor.

Suriye ve Minbic’te savaş başlamadan önce tüm halkların alışkanlık halinde olan bir yaşamı olduğunu söyleyen Kaftan, “Herkes işince gücündeydi, çelişkiler ve çatışmalar genellikle iş toprak ya da aşiret kavgaları biçiminde olurdu” dedi.

‘MİNBİC HALKLARIN MOZAİĞİ VE ÖYLE KALACAK’

Çatışmalar başlayınca halkların bulunduğu yerden muhalif olduğunu vurgulayan Kaftan şöyle konuştu: “Her ayrı etnik kesim kendi yerinden muhalif oldu. Muhalifler bir birlik olmadı, ama hepsi Esat rejimine muhalif olmayı hedefliyordu. Bu da çok parçalılığı, çok başlılığı getirdi. Onlarca muhalif grup oluştu ve bunların hiçbiri de halklar adına iyi bir yaşam ve düzen istemedi. Hepsi birer devletçik oldu. Rejimle bu anlamda örtüştüler. Her grup kendine göre düzen kurmaya çalıştı. Minbic’te üç ayrı grubun üç ayrı mahkemesi vardı. Bu gruplar halka güven vermek bir yana kendilerinin parçalı duruşundan dolayı DAİŞ çeteleri şehri çok kolay teslim aldı. DAİŞ çetelerinin gelişiyle birlikte zulmün, işkencenin dozajı daha da arttı, hayat yaşanmaz hale geldi. QSD güçlerinin başlattığı ve başarıyla sonuçlanan hamleleri bu halkın yaşayacağı en güzel şeydi ve başarılı olması Minbic halkının yaşadığı zorluklardan sonra yaşayacağı en güzel olay oldu.”

Askeri hamlenin başarıyla sonuçlanması ardından da şimdi toplumsal yapı için gerekli çalışmaları yapmaya çalıştıklarını kaydeden Kaftan, eğitim çalışmasına öncelik verdiklerini dile getirdi.

‘İDARİ, AHLAKİ VE HUKUKİ ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR’

DAİŞ çetelerinin Minbic’i üç yıl boyunca baskı altında tuttuğunu da belirten Kaftan, “İnsanlarımızın beyni çok geriledi. Şehirde yaşayan insanların daha düzenli bir hayat yaşayabilmeleri için biz meclis olarak hem idari hem de ahlaki, hukuki anlamda çalışmalarımızı yoğunlaştırmış durumdayız. Çalışmalarımızın temel amacı burada yaşayan insanların rahat etmeleri rahat yaşamaları rahat çalışmaları içindir” diye konuştu.

Minbic nüfusunun çoğunluğu Arap olsa da Türkmenlerin, Kürtlerin, Çerkezlerin, Ermenilerin de yaşadığını sözlerine ekleyen Kaftan, halklar arasında da büyük sorunlar olmadığını belirtti. Sorunun DAİŞ çetelerin gelmesiyle başladığını kaydeden Kaftan, şunları söyledi: “Şimdi şehirde yine aynı halklar yaşıyor, ama halklar kardeşçe ve anlayışlı olarak yaşıyor. Meclisimiz de bu halkların bir prototipi. Meclisimizde Minbic’te var olan tüm halk kesiminden insanlar yer alıyor. Minbic’te halklar daha nasıl iyi yaşanacağını düşünerek temsil ediliyor.”

Minbic’i, Minbic’in çocuklarının kurtardığına dikkat çeken Kaftan, “Şehirlerini kurtaranlar savunmasını da yeni, her türlü tehlikeye karşı bilir. Şimdi bize karşı yapılacak olan saldırılar bizi birbirimize daha fazla bağlar, bağlarımızı güçlü kılar. Türkiye’nin Erdoğan liderliğindeki saldırılarına karşı Minbic Askeri Meclis savaşçıları, DAİŞ çetelerine karşı savaştığı gibi savaşacaktır. Minbic’in özgürleştirilmesi için çok bedel verdik, çok kan aktı. Şimdi bunun savunmasını da Türkiye ve Erdoğan’ın saldırılarına karşı da yapacaktır. Biz de siyasi meclis olarak onlardan aldığımız emaneti koruyup daha da güçlendirmek için şehirde yaşaması için çalışıyoruz. Biz de şehrimize yönelik tehditleri böyle bir savaşın içine girerek yapıyoruz. Tehditlerden korkmuyoruz daha da güçleniyoruz” diye konuştu.

KDP’ye bağlı güçlerin Şengal’e yönelik saldırılarına ilişkin de konuşan Kaftan şunları dile getirdi: “Biz bütün ezilen ve toprağını koruyan halkların ve onların mücadelelerinin yanındayız. Direniş ve zafer bütün mazlum halkların hakkıdır. Halkların kardeşliğini bozmak için yapılan hiçbir saldırı başarıya ulaşmayacak.”