GÖRÜNTÜLÜ

‘Kazanan öz yönetim iradesidir’

YPS’nin birinci kuruluş yıl dönümünü kutlayan YPS Komutanı Şiyar Botan Kürt şehirlerindeki Öz Yönetim Direnişleri’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Türk devleti 24 Temmuz 2015 tarihinde Medya Savunma Alanları’na dönük gerçekleştirdiği hava operasyonlarına paralel olarak, Kürt halkının Ağustos 2015’ten itibaren ilan ettiği ‘Demokratik Öz Yönetimlere’ saldırılar gerçekleştirdi. Türk devletinin imha saldırılarına karşı başta YPS’li Kürt gençleri olmak üzere Kürt halkı 7’den 70’e direnişle cevap verdi. Aylarca süren direnişlerde yüzlerce sivil katledildi. Kürt halkının aylarca süren tarihi Öz Yönetim Direnişleri karşısında büyük kayıplar veren Türk devleti, yoğun teknik ve askeri operasyonlarıyla Kürt şehirlerini harabeye çevirerek İkinci Dünya Savaşını aratmayan görüntüler oluşturdu.

YPS’nin birinci kuruluş yıl dönümünde ajansımıza konuşan YPS Komutanlarından Şiyar Botan, Türk devletinin vahşi saldırılarla Kürt halkını imha etmeyi amaçladığını belirterek, Şırnak başta olmak üzere ‘Demokratik Öz Yönetimlerin’ ilan edildiği Kürdistan’ın diğer kentlerinde büyük bir direnişin sergilendiğini söyledi.

‘CİZRE’DE KAZANAN ÖZ YÖNETİM İRADESİDİR’

Her halkın, topluluğun kendi kendini yönetme ve öz savunmasını oluşturma hakkının olduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Komutan Şiyar Botan, öz yönetim ilanlarına ilişkin toparlayıcı bilgiler verdi. “Türk devleti yıllarca Kürt halkına yönelik baskı, sömürü ve zulüm politikaları uyguladı. Artık halkımız bunlara dur diyerek öz yönetimlerini oluşturup, kendini yönetmek istiyordu. Bu çerçevede kendi öz yönetimlerini ilan ettiler. Öz yönetimlerin ilanı ile birlikte faşist Türk devletinin saldırıları da gelişti. Türk devleti başta Varto, Sur ve Cizre olmak üzere öz yönetimlerin ilan edildiği yerlere vahşice saldırdı. Kendini korumak isteyen halkımıza yönelik Cizre bodrumlarında nefes aldırmayacak türden saldırılar gerçekleştirerek 200’ün üzerinde insanımızı diri diri yakarak büyük bir vahşet uyguladı. Mussollini ve Hitleri aratmayacak tarzda bir saldırı içerisine girdi. Ve bu vahşetin adını zafer olarak tüm kamuoyuna lanse etti. Böylelikle tam bir korku psikolojisini Türkiyeli halklara yaşatmak istedi. Halepçe’yi, Zilan’ı, Dersim’i unutmayan halk bu vahşeti de unutmadı, unutmayacaktır. Her ne kadar vahşice Cizre’ye saldırsa da Cizre’de asıl kazanan duruş öz yönetim iradesidir. AKP ise yenilmiştir. ”

TÜRK DEVLETİNİN NUSAYBİN SENDROMU

Türk devletinin Cizre’den sonra başta Sur olmak üzere Kürdistan’ın diğer kentlerine de aynı şiddetle yöneldiğinin altını çizen Botan, özellikle Nusaybin’in Türk devleti için bir sendrom haline geldiğini belirtti. “Türk devleti bir kenti (Sur) kuşatıp içindeki tüm halkı öldürmeyi amaçladı. Tüm teknik imkânları, tankını, topunu kullanarak bu iradeyi kırmak istedi. Bu saldırılara karşı Sevêler, Fatmalar, Mehmet Tunçlar, Axinler, Pakizeler, Çiyagerler, Çekolar diz çökmeyerek, teslim olmayarak büyük bir direniş ortaya koydular. Bu kahramanların duruşları herkese örnek oldu. Nusaybin’de aynı şekilde büyük bir direniş sergilendi. 90’lı yılları aşan bir direniş ile Nusaybin’de Xebatkar arkadaşın yönetiminde büyük bir direniş, fedai ruh ortaya çıktı. Türk ordusu tankıyla, topuyla, teknik imkânlarıyla ve ordusu ile gençlere bir adım bile geri attıramadı. Nusaybin artık Türk devleti için bir kâbus ve sendrom haline geldi.”

‘ÜÇ AYLIK BEBEĞİ KATLETTİLER’

Türk devletinin vahşetinden dolayı Kürt halkının ve YPS’nin silahlı direnişinin artmaya başladığını  söyleyen Botan, “Öz yönetim direnişleri ilk aşamada barikatlarla, hendeklerle başladı. Türk devletinin saldırıları artmaya başladığı an gençlerin ve halkımızın da direnişi gelişti. Ben kendimde bu direniş içerisinde yer aldım. Hatta silahlı direnişin gelişmesini bile istemiyorduk. Ancak artan saldırılar karşısında mecbur kaldık. Yanı başımızdaki üç aylık bebeklerin ve yaşlı insanlarımızın sokak ortalarında, kapı önlerinde katledilmesinden sonra direniş gelişti” dedi.

‘ŞIRNAK, TÜRK DEVLETİNİN KATLİAMLARINA DUR DEDİ’

Türk devletinin Hacı Lokman Birlik’i katletmesinin ardından Şırnak’ta ‘Öz Yönetim Direnişlerinin’ başladığını belirten Botan, 82 gün süren Şırnak direnişine ilişkin şunları söyledi: “Şırnak hiçbir zaman köleliği, teslimiyeti kabul etmeyen bir yerdir. Tabi Kürtler açısından böyle bir öneme sahip olan bir şehre düşmanın da yönelimi gecikmedi. AKP devleti Sur ve Cizre’den sonra Şırnak’ı hedef aldı. Şırnaklı yurtsever bir genç olan Hacı Lokman Birlik’i katlederek panzerlerin ardından sürükledi. Tabi bu durumu başta Şırnaklı gençler olmak üzere Kürt halkı kabul etmedi. Türk devletinin bu vahşi saldırısına karşı bir-iki mahallede barikatlar kurarak, hendekler kazarak Türk ordusunun katliamlarını durdurmak istediler. Yani devlete ‘sen bu vahşi saldırıları geliştirirsen bende sana karşı direnirim’ denildi. Ve düşmanın mahallelere girişi engellendi. 82 gün süren Şırnak direnişi bu şekli ile her geçen büyüyerek tüm Şırnak’a yayıldı. Ve AKP saray çeteleri her gün darbe yemeye başlayarak büyük kayıplar verdi.”

‘TÜRK ORDUSU KORKU PSİKOLOJİSİNİ YAŞADI’

Şırnaklı gençlerin direnişi karşısında Türk ordusunun büyük kayıplar vererek korku psikolojisini yaşadığını belirten Şiyar Botan, konuşmasını Şırnak’ın kahraman direnişçilerden örneklerle sürdürdü. “Özellikle Murat, Xwinda, Hizan, Gever ve Zeryan arkadaşların direnişi, Şırnak’ı etkiledi. Özellikle Murat arkadaşın iradesi düşmanın tüm saldırılarını kırmaya yetiyordu. Murat arkadaşın bulunduğu mevziiyi düşman hiçbir zaman düşüremedi. Direnişi düşmana göz açtırmıyordu. Ta ki kobra tipli zırhlı aracın vurmasıyla yaralanan bir arkadaşı kurtarmaya giderken şehit düşene kadar. 82 günün her dakikası, her saniyesi büyük kahramanlıkların yaşandığı anlardı.”

‘HALKIMIZ BOYUN EĞMEYECEKTİR’

İşgalci Türk ordusunun Şırnak’a topyekûn yönelmesi ile birlikte Kürt gençlerinin seferberlik ruhu geliştirip, Şırnak direnişine katıldığını belirten YPS Komutanlarından Şiyar Botan, son olarak şunları söyledi: “Kürdistan’ın birçok yerinde gençler Şırnak’a gelerek direniş içerisinde yerlerini aldılar. Bu direnişlerde birçok kahramanlıklar yaşandı. Bizler bu direnişi, bu kahramanları asla unutmayacağız. Onların mücadelesini büyüteceğiz. Ve halkımız da bu direniş destanını yazan kahramanlarını unutmayacaklardır. Onların yolunda ilerleyecektir. Düşmana boyun eğmeyecektir. Şehir direnişlerinde şehit düşen arkadaşlarımız başta olmak üzere tüm devrim şehitlerini saygıyla anıyorum. Bu çerçevede YPS’nin birinci kuruluş yıl dönümünü kutluyorum.”