KCK: Güneyli bazı medya organları provokatif yayınlar yapıyor

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Bu provokasyon ve dayatmalar Bakurê Kurdîstan’da tarihi bir seçimin olduğu ve Rojhılat Kürdîstan'da YRK gerillalarının birçok alanda İran ordusuyla çatışmalar yaşadığı bir dönemde gerçekleşmektedir" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Bu provokasyon ve dayatmalar Bakurê Kurdîstan’da tarihi bir seçimin olduğu ve Rojhılat Kürdîstan'da YRK gerillalarının birçok alanda İran ordusuyla çatışmalar yaşadığı bir dönemde gerçekleşmektedir. Bu gerçekler, bu provokasyon ve dayatmaların çok amaçlı gerçekleştirildiğini göstermektedir” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, KDP-İ ile PKK’nin çatışma içinde olduğunu göstermek için bir süredir kışkırtıcı, provokatif yayınlar yapıldığını belirtti. Kürdistan’ın dört parçasında gerillaların sömürgeci güçlere ve Kürt düşmanı taşeron örgütlere karşı mücadele yürüttüğü bir süreçte KDP-İ peşmergeleriyle HPG gerillaları arasında gerilim yaratan provokasyonların yapılmasının çok manidar olduğunu kaydetti.

“Bakurê Kurdîstan’da tüm Kürt halkını ve Ortadoğu halklarını yakından ilgilendiren bir seçimden önce bu tür provokasyonlar ve kışkırtmalar yapılması amaçlı görülmektedir” diyen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı Ortadoğu’da eski dengelerin yıkıldığı, yeni Ortadoğu dengelerinin ve statükonun kurulma mücadelesinin verildiği ve Kürtler arası birliğin çok önemli olduğu bir dönemde Kürt Özgürlük Hareketi’ni bir Kürt örgütüyle çatışma halinde göstermek için dayatmalara ve provokasyonlara başvurmanın sadece sömürgeci güçlere ve Kürt düşmanlarına yarayacağını belirtti.

Güney Kürdistan’daki bazı yayın organlarının ve çevrelerin bir kampanya biçiminde Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik karalama yapmaları ve saldırmalarının bu provokasyon ve dayatmaların planlı yapıldığını gösterdiğini de ifade eden KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasında şunlara yer verdi: “Dikkat edilirse bu provokasyon ve dayatmalar Bakurê Kurdîstan’da tarihi bir seçimin olduğu ve Rojhılat Kürdîstan'da YRK gerillalarının birçok alanda İran ordusuyla çatışmalar yaşadığı bir dönemde gerçekleşmektedir. Bu gerçekler, bu provokasyon ve dayatmaların çok amaçlı gerçekleştirildiğini göstermektedir. Kürt Özgürlük Hareketi'nin ulusal birlik çalışmalarını sürdürdüğü, Kürt parti ve gruplarla bırakalım çatışma içinde olması, ortaklıklar yaratmak için her türlü çabalar yürüttüğü bir dönemde böyle bir gerilim ve çatışmaya zorlanması, bu durumun yaşanmasının arkasında farklı güçlerin olabileceği kuşkusunu yaratmaktadır.

Çeşitli konularda farklı görüş ve yaklaşımlarımız olsa da, KDP-İ’le şimdiye kadar bir gerilim ve çatışma yaratacak sorunlar yaşanmamıştır. Çeşitli vesileler ve zamanlarda görüşmelerimiz de olmuştur, olmaktadır. Bu açıdan ortaya çıkan gerilim ve istenmeyen çatışmanın ortada sorunlar yokken çıkması, iyi niyetli olmayan yaklaşım ve kışkırtmaların varlığını göstermektedir.

Bundan on beş gün kadar önce KDP-İ peşmergeleri önceden hiçbir bilgi vermeden yirmi beş yıldır özgürlük gerillalarının hakimiyetinin olduğu Medya Savunma Alanlarına giriş yapmışlardır. İlk önce ‘Biz Rojhılat Kurdîstan’a geçiş yapacağız’ demişlerdir. Güçlerimiz Rojhılat Kurdîstan’a geçiş yapmalarına izin vermiştir. Makul bir süre sonra geçiş yapmayarak sözlerinde durmayıp ‘Biz burada kalacağız ve vergi alacağız’ dayatmasında bulunmuşlardır. Rojhılat Kurdîstan’la yüzlerce kilometrelik sınırların var olduğu ve Medya Savunma Alanları dışında da çok geniş alanların bulunduğu bir yerde, yirmi beş yıldır gerillanın hakim olduğu bir alana hiç bilgi verilmeden gelinmesi ve ‘Biz bu alanda kalacağız’ dayatmasında bulunulması kesinlikle iyi niyetle açıklanamaz. Rojhılat Kurdîstan’la çok uzun sınırlar ve kalınabilecek geniş alanlar bulunmasına rağmen gerillanın kontrolündeki Medya Savunma Alanlarından geçişlerine hiçbir engel çıkarılmamıştır. Ancak yaşananlar, amaçlarının sınırdan geçiş olmadığını ortaya koymuştur. Birden bire burada kalacağız dayatmasının yapılması, KDP-İ’nin niyetinin farklı olduğunu ve kimi güçler tarafından böyle bir dayatma içine sokulduğunu göstermektedir.

'TÜM KÜRDİSTANİ GÜÇLER SORUMLU DAVRANMALIDIR'

Hiçbir haber vermeden alana gelen, ancak güçlerimizin gözetiminde gittiği yerde zorla kalma dayatması yapan KDP-İ güçleri, üç gün önce bir küçük gerilla birimini kuşatmak ve etkisizleştirmek istemiştir. Bu fark edilince, bir timlik gerilla birimi KDP-İ peşmergelerine bu tutumlarından vazgeçmelerini ve çatışma konumundan çıkmalarını istemiştir. Israrlı uyarılara rağmen hareketlerinden vazgeçmemiş ve çatışma içine girilmiştir. İstemediğimiz, doğru bulmadığımız ve üzüntü yaşadığımız bu çatışmada bir peşmerge yaşamını yitirmiş, bir peşmerge de yaralanmıştır. Yaralı peşmerge de istenmeyen çatışmadan sonra KDP-İ’lilerden alınarak bizim hastanemize götürülüp tedavi edilmiştir. Yaşanan bu durum, tüm Kürt siyasi güçlerinin daha sorumlu davranmaları gerektiğini ortaya koymaktadır.

Kürt Özgürlük Hareketi olarak başından beri soğukkanlı davranarak provokasyon niteliği taşıyan dayatmanın amacını boşa çıkarmaya çalıştık. Hiçbir bilgi verilmediği halde makul sürede alanda kalmalarına ve geçiş yapmalarına izin verilmiş ve sorun çıkarılmamıştır. Buna rağmen dayatmalarda bulunup sorun çıkarmak ve çatışmalara yol açmak sorumsuz bir yaklaşımdır.

Bu dayatmalar karşısında sessizliğimizi koruduk ve görüşmeler yoluyla sorunların çözülmesi çabası içinde olduk. Dayatmalar sonucu yaşanan sorunları basın üzerinden gündeme getirmekten kaçındık. Ancak günlerce Güney Kürdistan'daki bazı yayın organları bu durumu kışkırtmak ve büyütmek için gündemleştirmişler, tek taraflı bir yayıncılıkla kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve bu temelde Kürt Özgürlük Hareketi hakkında yanlış algılar oluşturma çabası içine girmişlerdir. Bu durum, bu sorunun sadece KDP-İ’nin Medya Savunma Alanlarına önceden bilgi vermeyerek girip soruna yol açmasından öte bir durumu ifade ettiği kuşkusunu arttırmış bulunmaktadır.”

Kürt Özgürlük Hareketinin Kürtler açısından tarihi olan bir dönemde herhangi bir Kürt gücüyle çatışma içinde olmalarının düşünülemez olduğunu da belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Yine bir Kürt örgütünün herhangi bir sömürgeci güce karşı yürüttüğü mücadelede engel çıkartmamız düşünülemez. Şimdiye kadar böyle bir tutumda olduğumuzu gösteren tek bir örnek gösterilemez. Bu tür söylemler gerçeği olmayan maksatlı propagandalardır; Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı belli bir merkezden yönlendirilen özel ve psikolojik savaşın söylemleridir.

Kürt örgütleri, başka güçlerin yönlendirmesine girmeden yaşanan sorunları diyalog ve Kürt halkının çıkarına göre çözme çabası içinde olmalıdırlar. Tüm Kürt örgütlerinin, partilerin ve siyasi güçlerin de bu tür durumlarda olayları kışkırtan ve büyüten tavırlar içinde olma yerine, sorunların Kürtlerin birliğini ve ortak mücadelesini güçlendirecek biçimde çözülmesine yardımcı olmaları sorumlulukları gereğidir.

Tüm halkımız ve kamuoyu bilmelidir ki, Kürt Özgürlük Hareketi hiçbir zaman Kürt halkının özgür ve demokratik yaşamı için mücadele etmekten ve bu mücadeleyi geliştirmekten başka bir yaklaşım içinde olmayacaktır. Kürt halkının birliğini ve mücadelesini zayıflatan hiçbir tutum içinde olamayacağımız gibi, bu tür politika ve tutumlara da her zaman karşı olacağız

Olmaması gereken zamanda ortaya çıkan bu sorun aşılmayacak bir sorun değildir. Bir peşmergenin ölümüne yol açan bu çatışma yaşanmayabilir ve sorunlar görüşme yoluyla çözülebilirdi. Yaşamını yitiren bu peşmergenin anısına saygının gereği sorunları görüşmelerle çözmek tüm Kürt örgütlerinin sorumluluğu olmalıdır. Biz, bu sorumlulukla hareket edeceğiz. Herkesin de bu sorumlulukla hareket edeceğine inanıyoruz” dedi.