KCK: Tüm Kürt parti ve örgütleri Ulusal Kongre ve birlik için adım atmalı

KCK: Kürdistan'daki siyasi durum ve yaşanan çatışmalar tüm Kürt siyasi partileri ve örgütlerinin bir araya gelmesi için bir çağrı niteliğindedir… Tüm Kürtlere düşen tarihi görev Ulusal Kongre ve ulusal birlik yönünde adım atması olmalıdır.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, yaptığı açıklamada şunları belirtti:

“20. yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşen 1. Dünya Savaşı sonrası Kürdistan dört parçaya bölünmüştür. Her parçada başta Türkiye’den başlamak üzere Kürtler fiziki ve kültürel soykırıma tabi tutularak hâkim uluslar içinde eritilmek istenmiştir. Soykırım amaçlı politikalar ve uygulamalar nedeniyle Kürtler 20. yüzyılda büyük acılar çekmiş, ulus olarak yok oluşun eşiğine getirilmiştir. Kürdistan'ın dört parçaya bölünmüş olması, soykırımcı sömürgeciliğe karşı gelişen direnişlerin parçalı ve yerel kalması 21. Yüzyıldaki soykırımcı sömürgeciliğin varlığını sürdürmesine neden olmuştur.

1970’li yıllarda Kürdistan'ın tüm parçalarında örgütlü siyasi mücadelenin gelişmesi, 1990’lı yılların başında iki kutuplu dünyanın yıkılması, Kürtler için soykırımcı siyasal dengelerin olduğu 20. Yüzyıl dengelerini sarsarak giderek dağıtmıştır. Mücadele ettikleri ve siyasal birliklerini kurdukları takdirde Kürtlerin büyük kazanacağı, özgür ve demokratik yaşama dayalı statüye kavuşacakları yeni bir dönem başlamıştır.

Ortadoğu, dünya siyasal dengelerinin kurulduğu coğrafyadır. Eski dengelerin dağılması sonrası yeni dünya dengelerinin kurulacağı 3. Dünya savaşı Ortadoğu'da başlamış ve sürmektedir. Bu savaş içinde bölgede etkili olmak isteyen uluslararası güçler, eski konumlarını korumak isteyen bölgenin statükocu ve gerici güçleri ve konumlarından memnun olmayan halk güçleri yer almaktadır. Eski siyasi dengeler ve statükodan en fazla zarar gören Kürtler olduğu için on yıllardır yarattıkları örgütlülükler ve siyasal mücadeleleriyle yeni kurulacak siyasal dengelerde yer alarak özgür ve demokratik yaşamlarına kavuşmak istemektedirler. 2011’de Arap Baharı denen halk ayaklanmalarıyla Arap halkları da konumlarından memnun olmadıklarını, özgür ve demokratik yaşama kavuşmak istediklerini ortaya koymuşlardır.

Eski dengelerin yıkıldığı, çok boyutlu savaşla yeni dengelerin ve statükoların kurulmak istendiği 3. Dünya savaşında herkes pozisyonunu güçlendirmek, yeni kurulacak siyasal dengelerde etkin yer almak istemektedir. Bu nedenle her gün ittifakların bozulup yeni ittifakların kurulduğu şiddetli bir savaş sürmektedir. Bu durum en fazla da 20. yüzyıl statükosu içinde soykırıma uğratılmak istenen Kürtlerin değerlendirmesi gereken bir gerçekliği ifade etmektedir.

KÜRTLERİN ORTADOĞU’DA YÜKSELEN BİR ULUS HALİNE GELDİKLERİNİ HERKES KABUL ETMEKTEDİR

Kürtler 21.yüzyılda kurulmak istenen siyasal dengeler sürecinde 20. yüzyıldan farklı olarak çok büyük avantajlara sahiptirler. Kürtler bu süreçte önemli siyasi ve askeri örgütlere sahip oldukları gibi, Kürt halkında da hiçbir dönemde olmadığı kadar özgür ve demokratik yaşama iradesi ve kararlılığı bulunmaktadır. Kürtler Kürdistan'ın dört parçasında da özgür ve demokratik yaşam iradesine sahip olduğu gibi, bedeller ödeyerek mücadele edip özgür ve demokratik yaşama kavuşmak istemektedirler. Kürtler hiçbir dönemde olmadıkları kadar ulusal bilince ve kimliklerine sahiplenir konuma gelmişlerdir. Kürt halkı olarak güçlü bir dönemden geçtiğimiz tartışmasız bir gerçektir. Kürtlerin Ortadoğu’da yükselen bir ulus haline geldiklerini dost düşman herkes kabul etmektedir.

KÜRTLERİN GÜÇLENMESİ KAZANMA İMKANLARI KADAR BÜYÜK TEHLİKELERİ DE BAĞRINDA TAŞIMAKTA

Ortadoğu'da eski dengelerin yıkılması ve bu ortamda Kürtlerin güçlenmesi; büyük kazanma imkânlarını ortaya çıkardığı gibi, büyük tehlikeleri de bağrında taşımaktadır. AKP iktidarının “Irak’ın kuzeyinde yaptığımız hatayı Suriye’nin kuzeyinde yapmayacağız” demesi, her yerde Kürtlerin hak elde etmesine karşı çıkması bu gerçekliği ortaya koymaktadır. Kürtlerin güçlenmesi, Kürt düşmanlarını ve soykırımı gerçekleştirmek isteyenleri de harekete geçirmiştir. Ortadoğu'da hala Kürtlerin varlığını, özgür ve demokratik yaşamını kabul etmeyen ve sindirmeyen güçler bulunmaktadır. Kürtlerin güçlenmesi, karşı saldırıların artmasını da beraberinde getirmiştir. Tüm Kürt halkının ve siyasi güçlerinin bu gerçekliği görmesi gerekmektedir. Bu dönem gafil olmamamız ve duyarlılığımızı en yüksek düzeye çıkarmamız gereken bir dönemdir. Ortadoğu'da yaşanan çok yönlü savaş ve her gün yeni siyasal durumların ortaya çıkması bu gerçekliği ortaya koymaktadır.

KÜRTLER  BİRLİĞİNİ SAĞLARSA KESİNLİKLE BÜYÜK KAZANIMA DÖNÜŞTÜRÜRLER

Kürtlerin bulundukları her yerde özgür ve demokratik yaşama kavuşma imkânları fazlasıyla artmıştır. Kürtler hem bulundukları parçada hem de parçalar arasındaki Kürt birliğini sağlarlarsa kesinlikle tehlikeleri saf dışı edip imkânları büyük kazanıma dönüştürürler. İçinden geçtiğimiz yıllar kesinlikle ulusal birliği zorunlu kılan yıllardır. Kürtler bu dönemde birlik olmayacak ve ortak hareket etmeyecek de ne zaman edecektir? Bunu sadece örgütlü Kürt siyasi güçleri değil, tüm Kürt halkı dillendirmektedir. Bu açıdan içinden geçtiğimiz süreç tüm Kürt siyasi partilerine, örgütlerine ve ulusal demokratik güçlere tarihi sorumluluklar yüklemektedir.

Kürt halkı tarih boyu birlik olmamanın acısını çok çekmiştir. Parçalılık Kürtlere çok şey kaybettirmiştir. Bu açıdan Kürt halkı Mem û Zîn destanında Ahmedê Xanê’nin anlatımıyla bu özlemini en çarpıcı biçimde dile getirmiştir. 20. Yüzyılda çekilen acılardan dolayı onlarca yıldır PKK dâhil birçok parti ve örgüt ulusal kongre gerçekleştirme ve ulusal birliği sağlama özlemini ve çağrısını çeşitli defalar dile getirmiştir. Kürt halkı ve aydınları da her fırsatta ulusal birliğin önemini dile getirmiş ve ulusal kongre gerçekleştirme çağrısını yapmışlardır. Aslında halkımız çeyrek asırdır ulusal birlik konusunda önemli adımlar atmıştır. Kürdistan'ın bütün parçalarında verilen siyasal mücadelelerle sınırlar anlamsızlaşmış, halk düzleminde ulusal birlik önemli oranda sağlanmıştır. Ancak halk içinde sağlanan bu birlik siyasal partiler ve örgütler arasında istenen düzeyde geliştirilememiştir. Bu da Kürtlerin önlerine çıkan fırsatları iyi değerlendirmemesine yol açtığı gibi; Kürtlerin kazanımları, özgürlük ve demokrasi mücadeleleri konusunda sorunlar ortaya çıkarmaktadır.

Kürt siyasi hareketlerinin birlik olamamaları doğrudan Kürdistan'ın tüm parçalarındaki siyasal partiler ve örgütler arasındaki sorunlara yansıdığı gibi, en önemlisi de Kürtlerin önüne çıkan tarihi imkânların heba olmasına ve çok büyük fırsatların kaçırılmasına yol açmaktadır. Bunu bizim Hareketimiz her gün yakıcı olarak hissettiği gibi, tüm siyasi parti ve örgütlerin de hissettiğine inanıyoruz. Bakur’da, Rojava’da, Başur’da ve Rojhelat’ta Kürtler arası birlik olsa, tüm parçalardaki parti ve siyasi güçler arasında birlik olsa Kürdistan'ın tüm parçalarında Kürt sorunu çözüleceği gibi, tüm parçalarda Kürtlerin büyük kazanımlar elde etmesi sağlanır. Bu gerçeklik tüm siyasi partiler tarafından görüldüğü halde gereğinin yapılmaması hepimize tarihi sorumluluklar yüklemektedir.

SİYASAL DURUM VE ÇATIŞMALAR TÜM KÜRTLERİN BİR ARAYA GELMESİ İÇİN ÇAĞRI NİTELİĞİNDEDİR

Bakur, Başur, Rojava ve Rojhılatê Kürdistan'daki siyasi durum ve yaşanan çatışmalar tüm Kürt siyasi partileri ve örgütlerinin bir araya gelmesi için bir çağrı niteliğindedir. Siyasal durum ve yaşanan çatışmaların bizler açısından çağrı niteliğinde olması bizlerin sorumluluğunu artırmakta ve harekete geçmemizi zorunlu kılmaktadır. Bu sorumluluğu üstlenip harekete geçtiğimizde tüm parti ve örgütlerin, bir bütün olarak Kürt halkının ve siyasi güçlerinin bugünkü güçlerinden katbekat güçlenip önlerine çıkan sorunları çözme gücüne ulaşacakları görülecektir. Kürtlerin ulusal birliği Ortadoğu'da yaşanan siyasal gelişmelere etkili bir müdahale olacak; Kürtlerle birlikte tüm Ortadoğu halkları kazanacaktır. “Kazan kazan” gerçeği tam da bu durumda tüm Ortadoğu halkları için gerçekleşecektir.

TÜM KÜRT PARTİ VE ÖRGÜTLERİ ULUSAL KONGRE VE BİRLİK YÖNÜNDE ADIM ATMALIDIR

Tüm Kürt siyasi parti ve örgütlerine düşen tarihi görev tarihin ve zamanın çağrısına uyarak Ulusal Kongre ve ulusal birlik yönünde adım atması olmalıdır. 2013 ve 2014 yıllarında bu yönlü çalışmalar önemli deneyim kazandırmış ve önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte herkes kazanmıştır. Bu açıdan yaşanan deneyimleri de dikkate alarak ilk önce tüm siyasi örgütlerin ulusal birlik için bir toplantı yapmaları önemli bir adım olacaktır. Bu adımdan sonra kongre hazırlık komitesi oluşturmak, ulusal kongreyi toplayacak hazırlıklar yapmak, Kürtlerin önünde duran siyasal sorunları tespit etmek ve bunları hazırlık komitesi ve Ulusal Kongre'ye taşımak gerçekleştirilebilir. Ortaya koyduğumuz anlayış ve yaklaşım temelinde geliştirilecek ilişki ve diyaloglar çerçevesinde tüm parti ve örgütlerin bir ulusal birlik toplantısıyla Ulusal Kongre çalışmalarına ilk adım atmaları çağrısını yapıyoruz.

Siyasal parti ve gruplarla kurduğumuz ilişkiler ve görüşmeler sırasında ulusal kongrenin toplanması gerektiği ve bunun önemi konusunda diyaloglar yapmaktayız. Ancak birçok aydın ve çeşitli çevrelerden gelen çağrılar ve öneriler, halkımızın beklentileri böyle bir çağrıyı yapmanın gerekli olduğunu ortaya koymuştur. Kamuoyuna ve halkımıza yapılan bu açıklamayla başta Hareketimiz olmak üzere kendimizi taahhüt altına koymak ve bu tarihi süreçte bu adımı hızlandırmak istedik. Bu temelde tüm Kürt siyasi parti ve örgütlerinin de halkın ve tarihin bize yönelik bu çağrısı karşısında üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getireceklerine inanıyor, bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu üstleneceğimizi bir daha vurguluyoruz.”