Kizwan Dağı'ndan birkaç not

YPG, 6 Mayıs’ta Serêkanîyê’den başlattığı 7 Mayıs’ta Hesekê-Til Temir cepheleri ile devam ettirdiği ‘Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi’nin 14. gününde Kizwan Dağı’nın çetelerden temizlemesi ile zaferini de ilan emiş oldu.

YPG, Cizîr Kantonu’nun batı kırsalını çetelerden temizlemek amacıyla 6 Mayıs’ta Serêkanîyê’den başlattığı 7 Mayıs’ta Hesekê-Til Temir cepheleri ile devam ettirdiği ‘Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi’nin 14. gününde Kizwan Dağı’nın çetelerden temizlemesi ile zaferini de ilan emiş oldu. Hamlenin simgesi durumuna gelen dağın ilk haberlerini, muhabir arkadaşlarımızın Kizwan Dağı’nın özgürleşme haberinden sonra dağa ulaşıp fotoğraf ve görüntülerini kamuoyu ile paylaşmıştık. Şimdi sıra dağın kendisini görmeye gitmişti. Zira gün boyunca sıcağı sıcağına takip ettiğimiz YPG hamlesinin her anında büyük kahramanlıklar, tarihi değerler vardı hiç şüphesiz. Ama söz konusu yıllarca çetelerin üs merkezi olarak kullandığı Kizwan Dağı olunca bir başka oluyor hamlenin anlamı.

Haberi geçtiğimiz ilk günden itibaren dağa gidişler, ziyaretçi akını başlamıştı. Biz halen arama tarama şeklinde devam hamleyi takip etmek ve siyasi sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmakla meşgul idik. Ve işte an geldi bizimde dağa gitme imkanı doğmuştu.

Günün ilk ışıkları ile gözlerimiz açtığımızda onlarca YPG ve YPJ savaşçılarının doluştuğu karargâhta, bir yandan gelişmeleri takip ediyor, diğer yandan geceden hazırlanan dağ yolculuğu için bir an önce çıkmanın heyecan içerisindeyiz.

KIZWAN DAIĞI GERÇEK KİMLİK VE ADINA KAVUŞTU

YPG’nin iki hafta gibi kısa bir zaman dilimi içinde darbe üstüne darbe vurduğu DAİŞ çeteleri, yüzlerce ölüyü, çok sayıda silah, cephane, teknik malzeme ve çeteler ait örgütsel dokümanları da geride bırakarak kaçmak zorunda kaldı.

Hamlenin 14. gününde Kizwan Dağı’nın özgürlüğüne kavuştuğu haberlerini verdiğimizden hemen sonra Cizirê Kantonu başta olmak üzere, tüm Rojava ve Kürdistan toplumu içinde bir bayram havası ile insanlar sokaklara çıkarak sevinç gösterilerinde bulundu. Kürt halkı içinde manevi değeri olan Şex Abdulkadir Geylani sülalesinden ismini alan Evdilêzîz-Kizwan Dağı’nı çeteler yöre ve bölge halkına terör ve kirli amaçlar için kullanıyordu. Üstünde tarihe damgasını vuran liderlerden Selahattin Eyyübi’nin de üstünde kalesi bulunan dağ, gerçek sahiplerine ve gerçek ismine kavuşuyordu. Dağ, YPG’nin eline geçip çetelerden temizlenmesi ile birlikte artık Kizwan Dağı olarak anılmaya başladı.

ÜNLÜ GAZEETCİ DAĞIN KAHRAMANLARINI GÖRMEYE GELİYOR

DAİŞ çeteleri YPG’nin hamlesi karşısında darbe aldıkça savaşı kirleten tüm uygulamaları devreye koymuştu. YPG’nin hamlesi karşısında tutunamayan çeteler bırakmak zorunda kaldıkları köylerde, mayınları döşedikleri ve yakıp yıktıklarının haberlerini sürekli vermiştik. YPG’nin alanda halen devam eden arama tarama operasyonundan dolayı YPG güçlerinin öncülüğünde yola çıkıyoruz.

Dağa giden grubumuz birkaç araçtan oluşuyor ve oldukça kalabalık ve renkli. Rusya’dan gelen Rojavalı gazetecilerin yanı sıra İngiliz gazetesi The Independent gazetesinin Ortadoğu temsilcisi Patrick Cockburn da bulunuyor. İlerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarından dolayı bastonla yürümek zorunda kalan Cuckburn dağın kalbinde YPG savaşçıları ile yaptığı söyleşiden sonra sizi buraya çeken nedir sorumuz karşısında ‘bir tek şeyi görmeye geldim’ diyor ünlü gazeteci ardından ekliyor: “DAİŞ’in olduğu tüm yerlerde ilerlemesine rağmen, DAİŞ’e karşı duran ve onu yenen tek güç YPG’dir. Ondan dolayı buradayım. Burada YPG ve YPJ savaşçılarını görmeye geldim.”

ÇETELER GERİDE BİR ENKAZ BIRAKMIŞ

YPG savaşçılarının ‘Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi’ devam ettiği sürü boyunca sürekli operasyonu takip ettik, sonuçlarını kamuoyu ile paylaştık. Ancak çeteler geride bıraktığı alanı çok sayıda mayın ile doldurduğundan dolayı ilk defa çok geniş olan Hasekê-Til Temir ovasını gezebildik.

YPG’nin Hasekê hattında başlattığı hamlenin ilk köyü olan Til Mecdel üzerinden alana giriyoruz. YPG halkın gidiş gelişlerini kolaylaştırmak için Til Mecdel köyünün hizasında Habur suyu üzerine yaptırdığı köprüyü geçerek çatışmaların yoğun yaşandığı alana da giriyoruz.

Til Mecdel köyüne girişle birlikte savaş izlerini ve çetelerin tahribatları da göze çarpmaya başladı. Til Mecdel ve Salihîyê köyleri biri tepenin bir tarafı diğer köy ise öbür tarafta kalıyor. İki köyün hemen doğusunda ise yörede gir denilen ve Mecdel köyünün ismini ondan aldığı tepe var.

Çeteler bu iki köyü kaybetmemek için ki, hemen sağ tarafında Rezazê köyü bulunuyor, içinde bomba yüklü üç kamyon ile onlarca intihar bombacısını bu köylerde patlattı. Çetelerin kamyonlarla yaptığı intihar saldırısı YPG güçleri tarafından boşa çıkarıldı çıkarmasına ama hem bomba yüklü araçlarla yaptığı saldırı, hem de köyleri YPG güçleri aldıktan sonra çok sayıda havan ve toplarla köylere saldırdığı için köy neredeyse harabeye dönmüş oldu.

Çeteler özellikle Til Mecdel, Asra, Rezazê gibi kendisine stratejik önem biçtiği köyleri kaybetmemek için yaklaşık 9-10 boyunca yoğun bir direniş içine girdi. Her türlü silah ve teknik ile YPG güçlerine karşı savaştı. Ancak YPG’nin kararlı duruşu karşında tutunamayıp yüzlerce ölü verdikten sonra kaçmak zorunda kalınca da köylerde neredeyse mayınsız bir yer bırakmadı.

ARTIK ÇETELERİN CİHAZ SESLERİ DE KESİLDİ

Çeteler YPG’nin hamlesi karşısında darbe yedikçe savaşı kirletebildiği kadar kirleterek, yolların kullanılmaması dahil, evlerde dolaplarda, çocuk beşiklerinde bile mayın bıraktı. Bu şekilde halkın YPG’nin istemi olan köylerini kurtarma ve özgürleştirmeye karşı köyleri ve yerleşim yerlerini kullanılamaz hale getirdi. Ancak ona rağmen özellikle Habur hattında kurduğu savunma YPG güçleri tarafından kırılınca iradesi kırılan ve psikolojisi bozulan çeteler büyük bir bozgunu yaşadı.

Til Mecdel’den çetelerin kalesi durumundaki Mexluca’ya kadar ondan fazla köyden geçtik. Her tarafta savaşın izleri göze çarpıyordu. Enkaza dönmüş çetelere ait araçlar, yıkılan evler, yakılan tarlar ve harabeye dönmüş köyleri gördük. Yolda hem etrafta savaşın yarattığı sonuçları izliyor, hem de konuşmaları dinliyorum.

Savaşın ilk günlerine göre seyrekleşen muhabere seslerinden YPG, YPJ savaşçılarının sesleri geliyor. Bir YPG savaşçı gülerek “artık bu çetelerin sesi tamamen bu ovadan kesildi. Onları çembere aldığımız gece sonrasında Kizwan Dağı’na çıktığımız gün ruh hallerini, panikleri görülmeye değerdi. Hani basında özellikle Türkler çok şişiriyor ya bu DAİŞ çetelerini birer çakal gibi nasıl kaçtıklarını görecektiniz” diyerek çetelerin içine girdiği yenilgiye dikkat çekiyor.

ÇETELER KÖYLERİ YAŞANILMAZ KILIYOR

Yol boyunca hem bize öncülük yapan hem de güvenliğimizi sağlayan YPG savaşçıları alanda çetelerle girdikleri çatışmaları anlatarak, başından geçen olayları anlattı. Til Mecdel köyü ve Salihiyê köyleri arasında çetelerin bomba yüklü kamyonun patlatıldığı yere geldiğimizde büyükçe bir çukurun yanına vardığımızda Rızgar adlı YPG savaşçısı, “çeteler Til Mecdel’de bomba patlatmak istedi. Ancak fırsat bulmayınca gelip buradan dönüp Salihiyê de patlatmak istedi. Ama arkadaşlar B7 silahı ile vurdu. İçinde biri şoför olmak üzere üç kişi vardı” diyerek yaşanan savaşın boyutlarını gözler önüne seriyordu.

Til Mecdel den Mexluca köyüne kadar birçok yerde YPG’nin gidiş gelişlerini, alanı çeteler ve artıklarından temizleme faaliyetlerine tanık olduk. Birçok köyün etrafında sararan başaklar göze çarpıyor. Ancak iki haftadır yoğun bir şekilde yaşanan savaştan dolayı yörede çok az sayıda insanı görebildik. Dağa yakın YPG’nin tam hakimiyet sağladığı bir yere geldiğimizde bir Arap köylünün sürüsü ile köye doğru geldiğini görüyoruz. Nerden geliyorsun? Diye soruyorum Ebu Ali ismindeki 40-50 yaşlarındaki köylü, savaş başladıktan sonra biz çetelerin korkusundan kaçtık. Bizi esir alıp canlı kalkan olarak kullanacaklardı. Ancak çeteler buradan çıktı şimdi YPG geldi ve rahatız onun için geri dönüyorum şeklinde duygularını ifade etti.

ÇETELERİN MERKEZİ MEXLUCA’DAYIZ

Uzaktan yeşil bir hat gibi görünen dağın yamacındaki yeşilliğe doğru yaklaştıkça ormanın büyüdüğünü gördük. Gün öğle sonrası ve havalar bu memlekette çoktan yazı getirmiş durumda. Sarı başaklar mevsimin yaz olduğunu gösteriyor. Mexluca’ya varıncaya kadar bizimle birlikte olan YPG savaşçıları hem çetelerin merkezi konumundaki köy hakkında hem de çetelerin yerleşkeleri üzerine epey bilgi veriyor. Bu bilgiler merakımızı daha da geliştirmiyor da değil.

Sedir ağaçlarının enlemesine uzayıp gittiği Kizwan Dağı’nın yamacına çeteler ağaçların içinde merkezlerinde kurmuş oldukları kampları göze çarpıyor. Kampın aşağı kısmında birkaç evden oluşan mezrada ise ağaçların içine sıra halinde gizlenmiş çete araçlarının koalisyon uçakları tarafından vurulmuş enkazları bulunuyor. Bir evin içine saklanmış bomba yüklü kamyonetin de iskeleti göze çarpıyor ve ağaçların ön kısmına pareler ondan fazla konteynırın önünde yükseltilen toprak set göze çarpıyor.

GİZLİ ÇETE KAMPINDA İŞKECNE TEZGAHLARI VAR

Birlikte geldiğimiz Berxwedan adlı YPG komutanı ise asıl kampın konteynerlerin arkasında olduğunu, ön kısmının göstermelik olduğunu, çetelerin araçların arasında bir yer altı kampı kurduklarını, işkence araçları ve tezgâhların orman içinde olduğunu izah ediyor.

Köy okulunda içi mayın dolu bir sınıf var. Çete üyeleri YPG geldiği için kullanmaya zaman bulamamış. Okul kapısının önünde de YPG’nin kimliklerini ele geçirdiği ve öldüğü düşünülen Ebu Kaka Ürdüni adlı çete Emir’inin ismi yazıldığını öğreniyoruz.

Çete kampını çeşitli açılardan izleyip fotoğrafını çektikten sonra daha ileriye doğru yol alıyoruz. Köyün hemen ilerisinde çetelere ait askeri eğitim kampları buluyor. Kızwan ağaçlarının bulunduğu tarla içine kurulan askeri eğitim kampını da inceleyip resimlerimiz çekiyoruz.

Çeteler yıllarca bu merkezden yöreye, Til Temir’e, Hasekê’ye ve Cizîr Kantonu’na terör ve çete faaliyetlerini sürdürdü. Hamle sürecinde de Til Mecdel, Rezazê ve Asra gibi köylerin bulunduğu çetelere takviye sürekli bu kamptan yapılıyor, bomba yüklü kamyonlar buradan hazırlanarak yollanıyorlardı.

‘NEREDE OLURSA OLSUN TÜM EZİLEN VE BASKI GÖREN HALKLARI KORUMAYA HAZIRIZ’

Ama artık Kizwan Dağı gibi Mexluca köyünü de çetelerden temizleyerek yöre halkının bir nefes borusuna dönüştürdü. Bu düşüncemizi köyde karşılaştığımız YPG yöneticileri de doğruladı. Köyde karşılaştığımız YPG Komutanı Levent Afrin, “halkın talebi ve desteği ile Komutan Rubar Qamişlo Hamlesini gerçekleştirdiklerini, çeteler nerede olursa olsun operasyonlarını devam ettireceklerini söyledi. Garzan Afrin ise, Cizîr Kantonu’nun batı kırsalını çetelerden temizleyerek özgürleştirmenin, yörede yaşayan halklar için en büyük kazınımdır olduğunu ifade etti. Afrin, “nerede olursa olsun YPG olarak tüm ezilen ve baskı gören halkları korumaya” hazır olduklarının altını çizdi.

Dağın yamacında kurulu bulunan çete kampları ve depolarını gezdik. YPG, YPJ savaşçılarının bulunduğu bir başka noktada ise The Independent gazetesinin Ortadoğu temsilcisi Patrick Cockburn YPG savaşçıları ile söyleyişini yaptı. Cockbrn, YPG savaşçılarla söyleyişini yaparken ateş üzerinde kaynatılan nefis çaylar da hazırlanmıştı. Nefis çayımızı da içtikten sonra misafir gazetecilerin işlerinin aciliyetinden dolayı geri dönüş hazırlıklarını başladık.

Sarı başaklar mevsim burada yaz olduğunu gösteriyordu. Tozlu ve bulanık havanın kapattığı uzaklar ise halen yaşanmış acıları içinde barındırdığını hissettirir gibi. Tek umut veren ise yükseklerde dalgalanan YPG, YPJ bayraklarının artık tarihin kara gidişatına dur dediği ve artık bu toprakların gider özgür bir gelecek yarattığıdır. Yol kontrolündeki asayiş güçlerinin güler yüzlü ve moralli oluşu ile ‘xwede bi verebe’ sözleri güven ve kardeşliğin sembolizesi gibi. 

...