KJK Koordinasyonu, “Bazı zamanlar vardır ki, geleceğin gidişatı o anlarda saklıdır. Bu içinde olduğumuz zaman da işte böyle geleceğe dair kaderimizin belirlendiği bir özelliğe sahip. Türkiye’de AKP-MHP ittifakı öncülüğünde gündeme getirilen Anayasa değişikliği, faşizmi daha da derinleştiren bir rejim değişikliği olarak gündemdedir. Sahipleri tarafından her ne kadar inkar edilip gizlenmeye çalışılsa da, çok açık olarak halklar, kadınlar, etnik ve mezhepsel çeşitlilikler, ısıtılarak önümüze konmuş bir faşizmin içinde yok edilmek, eritilmek istenmektedir. Cumhuriyet tarihi boyunca toplum, siyaset ve yaşam zaten “tek bayrak”, “tek devlet”, “tek millet”, “tek dil” olarak renksizleştirilmişti, şimdi bunlara eklenen “tek adam”a dayanan yönetim sistemidir. Değişiklik dedikleri budur. Aslında 12 Eylül darbesinin önünü açtığı AKP ve anlayış olarak iktidarda olan MHP, 12 Eylül anayasasının faşist ruhuna yakışır bir biçimde düzenlemeler yapmaktadır. Önceki anayasanın kadınlar, halklar, ezilenler, çeşitlilikler açısından tercih edilir bir demokratik karakteri olmadığı gibi, yeni gündeme getirilen anayasanın da tercih edilir hiçbir bir yanı yoktur” dedi.

“Biz kadınlar asıl olarak demokrasiden, özgürlükten, eşitlikten, ekolojik ilkelerden yanayız” denilen açıklamada, “Bizim tercihimiz asıl olarak yaşamı anlamlandıran, güzelleştiren özgürlük değerlerinden yanadır. Genel anlamda tüm cumhuriyet tarihi boyunca en fazla ezilen kadınlar olmuştur. Yine son on beş yıldır AKP iktidarı döneminde de en fazla ezilen kadınlar olmuştur. Kadınlar şiddetsiz, tecavüzsüz, cinayetsiz, sömürüsüz bir gün bile görmemiştir. Özellikle de AKP iktidarı döneminde bu daha yoğunlaşmış, kadın istismarı, çocuk istismarı gayet meşru görülen bir düzeye ulaşacak kadar ahlaksız bir yönetim anlayışına dönüşmüştür. Biz bu güçlerin dününü çok iyi biliyoruz, bugün ne yaptıklarını da çok iyi biliyoruz. Bunların kendi çirkin çıkarları için kadınları, halkları nasıl kurban ettiklerini ve edeceklerini de çok iyi biliyoruz” ifadelerine yer verildi.

‘ZAMAN HAYIR DEME ZAMANIDIR’

KJK Koordinasyonu açıklamasında şu hususlara dikkat çekildi:

“Geleceğimizi asla ve asla bu güçlere teslim edemeyiz. Zaman şimdi kadınların zamanıdır, geleceğimizi aydınlık ve özgür günleri yaratma temelinde belirleme zamanıdır. Şimdi tam da “HAYIR” deme zamanıdır. “HAYIR” diyerek, kabul edeceğimiz bir demokratik, özgür ve eşit bir yaşamı kendi ellerimizle örme zamanıdır!

Biz kadınlar;

Demokratik bir anayasa için HAYIR diyoruz!

Önderliğimizin ve Kürt halkının özgürlüğü için HAYIR diyoruz!

Türk, Kürt, Ermeni, Süryani, Romen, Laz, Alevi, Caferi ve tüm renkleri ifade eden kimliklere sahip olduğumuz için ve kendi renklerimizi taşıyarak eşit ve ortak yaşamak istediğimiz için HAYIR diyoruz!

İşçi, köylü, işsiz, ev kadını, öğrenci, ana, yaşamın her alanında yer alan emekçiler olarak, yaşam emekçileri olarak daha fazla sömürülmemek için HAYIR diyoruz!

Çocuklarımızın küçücük bedenleri ve masum ruhları daha fazla tecavüzle, istismarla kirlenmesin diye, çocukça umutlarıyla yaşasınlar diye, onların dili olarak HAYIR diyoruz!

Toprağın, suyun, ağacın, havanın, korumasız hayvanların ve bitkilerin dili olarak, yaşadığımız doğaya daha fazla tecavüz edilmesin, kirletilmesin diye HAYIR diyoruz!

Soma’da, Siirt’te, ülkemizin her bir yanında işçilerimiz en ucuz ölümlere mahkum olmasın diye HAYIR diyoruz!

Düşünüyor ve konuşuyor diye insanlarımız, gazetecilerimiz, akademisyenlerimiz tutuklanmasın, işkence görmesin, katledilmesin diye HAYIR diyoruz!

İnsanlarımız bir gece ansızın ortadan kaybolmasın, faili belli devlet cinayetlerine kurban gitmesin, Cumartesi anaları her cumartesi çocuklarının kemiklerini aramasın diye HAYIR diyoruz!

Demokratik siyaset yürütenler, eş başkanlar, milletvekilleri, belediye eş başkanları, demokratik kurum temsilcileri, yurtsever ve demokrat insanlarımız tutuklanmasın, siyaset demokratikleşsin diye HAYIR diyoruz!

Özgecanların kanı yerde kalmasın, kadınlarımıza her an her yerde tecavüz edilmesin, sokak ortalarında tekmelenmesin, yakılmasın diye HAYIR diyoruz!

Kadınlığımız, doğurganlığımız birilerinin çirkin çıkarları için kullanılmasın diye HAYIR diyoruz!

Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Kürdistan coğrafyasında sadece özerklik istedi diye katledilen Mehmet Tunçların, Sewelerin, Pakizelerin, Fatmaların, Asyaların, Taybet anaların, Cemilelerin diz çökmeyen ruhları için HAYIR diyoruz!

Binlerce yıldır ortak yaşadığımız bu coğrafyada öz kimliklerimizle kardeşçe yaşamak için, savaş ağalarının TEK ADAM’lığına son vermek için HAYIR diyoruz!  

DAİŞ gibi bir çete örgütü ile el ele verip terör yaratan AKP iktidarına ve anayasasına HAYIR diyoruz! Menşei DAİŞ ve AKP ortaklığı olan Suruç, Ankara, Amed, Antep, İstanbul katliamları bir daha olmasın diye HAYIR diyoruz!

Enver Paşa ruhu ile sınırların dışında başka ülke topraklarını işgal ederek, bir hiç uğruna insanlar ölmesin diye HAYIR diyoruz! 

Yolsuzluğu, hırsızlığı, adamcılığı, soygunculuğu meşrulaştıran, sarayını emekçinin bir parça ekmeğini çalarak milyarlarla besleyen “TEK ADAM”ın anayasasına HAYIR diyoruz!

Bu ülkede analar artık her gün onlarca cenazeyi karşılamasınlar diye, savaş olmasın diye HAYIR diyoruz! Savaş suçlusu olan, katliam talimatları veren faşist iktidar yargılansın diye HAYIR diyoruz!

Darbeye karşı darbe gerçekleştiren, ülkeyi boydan boya OHAL yasalarıyla yöneten ve yönetecek olan bu faşist AKP-MHP ittifakına, anayasasına HAYIR diyoruz!

Yani onurlu bir nefes alabilmek için, özgürce yaşayabilmek için, ahlaklı ve vicdanlı bir toplum olabilmek için bizler HAYIR diyoruz.

Kadınlar HAYIR derse, yaşam değişir, siyaset değişir. Biz kadınlar şimdiye kadar hep "evet" dedik, "evet" dedikçe de daha çok sömürüldük, ezildik, katledildik, tecavüz gördük. "Hayır" diyerek kabul edilebilecek eşit ve özgür yaşamı yaratabiliriz. Hep birlikte bu faşist erkek egemenlikçi sisteme hayır diyelim, kabul edeceğimiz demokratik ve özgür bir yaşamı birlikte inşa edelim. Bu temelde KJK olarak başta kadınlar, analar olmak üzere tüm gençleri ve tüm demokrasiden yana kesimleri bu faşist sisteme, faşist anayasaya HAYIR demeye çağırıyoruz. Herkesi büyük bir fedakarlıkla, emekle, küçük-büyük iş demeden ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle çalışmaya, etrafımızı aydınlatmaya ve örgütlemeye davet ediyoruz.”