Minbic'te ailece direnişteler

Birçok gücün denetimi, baskı ve zulmü altında yaşayan aile, şimdi özgür Minbic'te, kendi sistemlerinin güvenlik kurumlarında yer alıyor.

Akif Eceylo, 58 yaşında bir baba. Kendisi, kız ve erkek kardeşleri Minbic'te doğdu, büyüdü. Burada okuyabildikleri kadar okudular. Sonra birer birer evlenip çocuk sahibi oldular. Akif Eceylo, 8 kardeşin en büyüğü. Şimdi 58 yaşında. 9 çocuk babası. 

Aile, 2011 yılında Suriye’de iç savaş olayları başlamadan önce Suriye Baas rejimi yönetimi altında yaşıyordu. Olaylardan sonra ÖSO grupları Minbic'i ele geçirince onların denetiminde yaşamaya başladılar. Daha sonra Nusra ve en son DAİŞ kenti ele geçirince onların zulmü ve denetimi altında yaşamaya başladılar. Akif Eceylo, DAİŞ giderek zulmünü artırınca çocuklarını Şam’a gönderir. Kendisi ve kardeşleri ise Minbic'te kalır. DAİŞ bir gece 37 yaşındaki kız kardeşi Radva’nın evini basar. Radva’nın büyüğü Zehra ile Rıdvan adındaki kardeşleri ile birlikte yakalar. Birkaç günlük formalite soruşturmadan sonra Radva ile Rıdvan'ı bırakırlar. Ancak Zehra bırakılmaz. Göstermelik bir mahkeme ile Zehra’ya recim cezası verilir. Zehra’yı recim edilerek katledilir.

Akif Eceylo recim ile katledilen kız kardeşinin öfkesini içinde biriktirir. Babasının adını verdiği büyük oğlu Said, halasının ve tüm Minbiclilerin intikamını almak için Karakozak Köprüsü'nün öte yakasında karargahı olan Ebu Leyla’nın yanına giderek Şems El Şemal güçlerine katılır. Said’in katılımından kısa süre sonra Minbic'i Özgürleştirme Hamlesi başlar.

ÖZGÜRLEŞTİKTEN SONRA...

Özgürlüğün ardından Minbic Askeri Meclisi ve Şems El Şimal güçleri Minbic'e yerleşince, 58 yaşındaki Akif Eceylo ve diğer oğlu Ziyad Eceylo da Şems El Şimal güçlerine katılır. Kızı Zuke ise kentte asayiş örgütlemesinin başlamasıyla birlikte bu örgütlemenin içinde yer alır. Şimdi baba ve oğulları Şems El Şimal savaşçıları. Kızı Züke ise Minbic asayiş üyesi. Baba ve her iki oğul dış saldırılara karşı Minbic'i korurken, Züke iç güvenliğin sağlanması için çalışıyor.

SAİD İKİ AYDIR YARALI AMA SABIRSIZ...

Ailece direnişin içinde yer alan Eceylo Ailesi'nin büyük oğlu Said ve Ziyad daha çok cephelerde yer alırken, baba yaşından ötürü karargahta görev yapıyor. Said yaklaşık iki ay önce Türk devleti ve çetelerinin Minbic'in köylerine yönelik saldırılarına karşı savunma için Şeyh Nasır, Qurtweran, İlam hattında yer aldı. Bu köylerde yaşanan şiddetli çatışmalarda karnından, her iki bacağından yaralandı. İki aydan beri tedavi gören Said, kırılan ayağına yerleştirilen platinin bir an önce çıkarılmasını bekliyor. Çünkü "benim yerim evde yatmak değil, cephelerde savaşarak Minbic'i korumak ve Bab ile köylerini DAİŞ çetelerinden kurtarmaktır" diyor. 

"Hem rejim hem de ondan sonra gelenler sadece bize acı ve dert verdiler. Ekmeksiz, susuz, elektriksiz, ateşsiz bıraktılar. Bunun üstüne halamı recim ederek katlettiler. Bundan daha büyük bir acı ve zulüm olur mu... O yüzden içimizde biriken büyük bir öfke var. Bize yaşatılan acıların büyüttüğü bir öfkedir, bu. Bundan dolayı tez elden iyileşip cephedeki yerimi alarak bunlardan intikamımızı almak istiyorum."

BABA ECEYLO: İNTİKAM ALACAĞIZ

Baba Akif Eceylo da şöyle diyor: "Hem rejim zamanında hem de rejimden sonra Minbic'e hakim olanların hepsinin bize yaşattığı acıdan başka bir şey olmadı. Her gelen bizi biraz daha sömürmeye, bize acı yaşatmaya başladı. DAİŞ günahsız, suçsuz kız kardeşimi katletti. Şimdi içimizde biriken bu öfke ile onlardan bize yaşattığı acıların intikamını almaktan başka bir şey düşünmüyoruz. Küçük çocuklarımın da bir an önce büyüyüp saflarda yer almalarını bekliyorum. İşte o an çetelerden intikamımızı almış oluruz."

'ÖZGÜRLÜĞÜN NE OLDUĞUNU ANLADIK'

Baba Akif, oğlu Said ve Ziyad şunları da ifade ediyor: "Daha önce de özgürlük sözcüğünü biliyorduk. Çok kişi ve gruptan duymuştuk. Ama nasıl bir şey olduğunu, nasıl yaşanıldığını bilmiyorduk. Şimdi daha yeni bunun nasıl bir şey olduğunu ve nasıl yaşanıldığını anlıyoruz. Rejim ile başlayıp DAİŞ ile biten tüm güçlerin yaptığı tek bir şey vardı: kendileri bir sistem oluşturup bize hükmetmek. Ama şimdi sistemimizi kendimiz kurup, kendimiz yöneterek, kendimiz içinde çalışarak inşa ediyoruz. O yüzden iyi de olursa sorumlusu biziz kötü de olsa sorumlusu biziz. Çünkü her şeyi biz yapıyoruz."