GÖRÜNTÜLÜ

‘Öcalan’ın fikirleri Ortadoğu’da barış için önemli’

Uluslararası Delegasyon üyesi Federico Venturini, öncelikli amaçlarının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek oluğunu belirterek, Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini söyledi.

 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle Avrupa’dan yola çıkan ve aralarında gazeteci, akademisyen ve parlamenterlerin bulunduğu Uluslararası Delegasyon Amed’e geldi. Türkiye’deki siyasi atmosfere ilişkin bilgi almak amacıyla Kürt Siyasi Hareketi, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. 13 kişilik heyette; AP Vekili Costas Mavridest, Julie Ward, AP eski Vekili Francis Wurtz, Avrupa Konseyi Parlamenteri Miren Edume Gorroxategi ve Ulla Sandbaek, İzlanda Parlamentosu Eski Vekili Ogmundur Jonasson, The Guardian Gazetesi Yazarı Jonathan Steel, Barış ve Adalet Komisyonu Başkanı Peter Joe Ryan, Uluslararası Toplumsal Ekoloji Enstitüsü Danışman Kuru Üyeleri Dimitri Roussopoulos, Federico Venturini, Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi Thomas Jeffrey Miley yer alıyor.

‘ÖCALAN’IN FİKİRLERİ ORTADOĞU’YU ETKİLİYOR’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek amacıyla Türk Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruya ilişkin ANF’ye değerlendirmede bulunan Delegasyon Üyesi Federico Venturini şunları söyledi:

“Sayın Öcalan İmralı’da ağır bir tecride tabi tutuluyor. Özellikle son süreçte Türk devleti Kürt halkı ve Kürt Özgürlük Hareketinin Öcalan ile görüşmesini kesinlikle istemiyor çünkü Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi Öcalan’ı siyasi iradesi olarak ve Önderi olarak kabul ediyor. Güney Afrika için Nelson Mandela neyse Kürdistan ve Kürt halkı için de Öcalan odur. Türkiye’nin Öcalan ile müzakere etmesi sadece Kürt sorunun çözümü açısından değil, Ortadoğu’ya barış fikrinin hakim olması açısından da önemli. Bu nedenle vakit kaybetmeden Öcalan ile görüşmelerin ve müzakerelerin yeniden başlaması gerekiyor. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt siyasetçilerle, devlet temsilcilerinin de yer aldığı görüşme ve tartışmaların yeniden yapılması halinde Türkiye’de yeniden barıştan söz edilir. Bugün Türkiye’ye baktığımızda Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaşması nedeniyle derinleşen bir iç savaşın yaşandığını görüyoruz.”

‘TÜRKİYE CPT’NİN İMRALI RAPORUNU KABUL ETMİYOR’

CPT’nin İmralı Adasına yaptığı ziyarete ilişkin raporun hala açıklanmadığına dikkat çeken Venturini, CPT ve Avrupa ülkelerinin sorumluluğuna ise “Bu durumu sağlıklı değerlendirebilmemiz için, CPT ve Avrupa devletlerinin yaklaşımını iyi okumamız gerek. CPT ve Avrupa devletleri Sayın Öcalan üzerinde uygulanan hukuksuz tecride karşı sessiz kalıyorlar. CPT’nin kendi kurallarına göre eğer örgüt yabancı bir ülkeye ziyarette bulunmuş ise hazırladığı raporu basına ve kamuoyuna açıklamak zorundadır. Fakat yine CPT’nin kurallarına göre ziyaret edilen devlet, hazırlanan raporu onaylamadan bu rapor kamuoyuna açıklanamaz. Bu da Türkiye’nin CPT tarafından hazırlanan raporu kabul etmediğini kanıtlıyor. Buraya gelmeden önce CPT ile bir görüşme yapıp Sayın Öcalan hakkında bilgi almak istediğimiz söyledik fakat CPT rapor açıklanmadan bize bilgi veremeyeceğini bildirdi. CPT’nin hazırlanan bu raporu bugüne kadar açıklamamasında Avrupa devletlerinin de payı var çünkü hazırlanan raporun kamuoyuna açıklanması için gerek CPT’ye gerekse Türkiye’ye yeteri kadar baskı uygulamadılar. Avrupa devletlerinin bu tavrının en temel sebebi Türkiye’nin mültecileri hala bir koz olarak kullanmasıdır” sözleriyle dikkat çekti.

‘TÜRKİYE’NİN DEĞİŞİMİ KARŞISINDA ŞOKTAYIZ’

Türkiye’deki siyasi atmosfer ve iktidarın politikalarına da değinen Venturini, “Türkiye siyasetinde meydana gelen ani değişimler karşısında şoktayız. Türkiye ve Kürdistan’daki bu değişim bizi endişelendiriyor çünkü gittikçe derinleşen bir savaş yükseliyor. Öte yandan gerçekleştirilen darbe girişimi ile ilan edilen OHAL uzun bir süredir devam ediyor. Yaşananlar baş döndürücü!” dedi.

Türkiye ve özellikle bölgede yaşanan bu karmaşayı daha iyi kavrayıp gözlemleyebilmek için 13 kişiden oluşan heyetle Amed’de görüşmeler gerçekleştiren Venturini şöyle devam etti: “Gözlediğimiz kadarıyla darbe girişimi ardından Türkiye’de baskı ve zulüm her geçen gün artıyor. Bu da gösteriyor ki OHAL ve darbe girişiminden faydalanılarak Kürtler ve muhalifler susturulmaya çalışılıyor. Kapatılan kurumlar, belediyelere atanan kayyumlar, işten atılanlar ve basının durumuna baktığımız zaman hedefte Gülen Cemaati değil Kürtlerin olduğunu çok net görüyoruz. Ancak sizin de bildiğiniz üzere darbenin sebebi Gülen Cemaati’ydi.”

‘ENDİŞELİYİZ!’

Türkiye’de tek adam rejimi için derinleşen bir savaş yaşandığına dikkat çeken Venturini, “Tek adam iktidarına karşı çıkan Kürtler iktidar tarafından tek tek gözaltına alınıp tutuklanıyor. Söz konusu anayasa değişimi ve referandum ile istenilen de tüm güçlerin tek kişide toplanmasını sağlamaktır. Böylesi bir süreçte referanduma gidilmesi bizi endişelendiriyor. OHAL koşullarında ‘hayır’ kampanyası yürütülemediği için bu durumdan yararlanılmak isteniyor. Siyasetçilerin tutuklandığı bir ülkede referanduma gitmek ne kadar adaletli olur?” şeklinde konuştu.

‘OLUMSUZ BİR CEVAP ALIRSAK AVRUPA’DA KAMPANYA BAŞLATACAĞIZ’

HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile görüşmek üzere Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunduklarını aktaran Venturini şunları belirtti: “Hem Sayın Öcalan hem de HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile görüşmek amacıyla başvuruda bulunduk ancak şimdiye kadar olumlu ya da olumsuz hiçbir cevap alamadık. Meşru bir talepte bulunduk şu an tek isteğimiz Türk devletinin bu görüşmeleri gerçekleştirmemiz için izin vermesi. Başvurumuzun kabul edilmemesi halinde Avrupa’ya dönüp, bu arada farklı yol ve yöntemleri de içeren bir kampanya başlatacağız. Yine bu çerçevede Türkiye’deki gözlemlerimizi de kamuoyu ile paylaşacağız.”