‘Rojava’da demokratik konfederalizme inanıyoruz’

Kobanê zaferinin yıldönümü vesilesiyle direnişte yer alan Baharin Kobanê, ANF’ye konuştu: “Korkuları milliyetçi zihniyetlerinin başarısızlığındandır, ulus-devlet zihniyetinin ortadan kalkmasındandır.”

Kobanê direnişinde yer alan Baharin Kobanê, “Rojava Devrimi’nde ilk kez kadın öncülüğünde bir başarı örneği yaşanıyordu. Neden bu devrim kadın öncülüğündedir? Hepimiz biliyoruz ki bugüne kadar kadın, her zaman varlığından, toplumsallığından uzak tutuldu. Sürekli eksikmiş, yokmuş gibi bakılıyordu ona ve eziliyordu. Tarihte ilk kez en zalimlerinden bir kral tüm dünyaya hüküm etmek istedi, insan kafataslarından kuleler yaptı” dedi.

Kobanê zaferinin yıldönümü vesilesiyle duygularınızı öğrenmek istiyoruz.

Kobanê direnişinin zafere erişmesinin yıldönümü vesilesiyle, öncelikle o direnişte yerini almış tüm şehitleri anıyorum. Başarmaya dönük umutları olan, başta evlatlarını kaybeden anneler olmak üzere, direnişe katılan bütün halkları kutluyorum. Tabii ki bizim için anlamı büyük bir başarıydı. Diyebilirim ki ilk kez insanlık tarihinde halkın kendisi direndi ve kendisi başarıyı elde etti. Daha önce de tarihte pek çok anlamlı direnişler yaşanmıştır, fakat hiç biri bu kadar dünya genelini etkilemeyi başaramamıştır. Bu düzeyde halkların birliği yaratılamamıştır. Bizim için bu açıdan da anlamı çok büyüktür. Bu zafer, özgürlüğü arayan, beklentisinde olan tüm halklar için umutları daha da büyüttü. Öyle ki direnişlerinin tarihte bir kez daha yer almasına vesile oldu. Bir kez daha tarihi varlığını göz önüne getirdi ve kendisine sahip çıktı. Böyle bir başarıydı.

Halkları Rojava Devrim’ini, Kobanê direnişini sahiplenmeye iten neydi?

Rojava Devrimi’nde elde edilen kazanımlar bu halkın ve halkların direnişi sonucudur. Eğer bir halk önünde herhangi bir engel görmezse, üst düzeyde bir zulüm ve baskı ile yüz yüze gelmezse çok güzel başarabilirler. Rojava direnişi bunları bize gösterdi. Rojava toplumu pek çok kez kültüründen, Kürtlüğünden uzaklaştırılmaya çalışılmış, işgalcilerin zulmü altında, düşmanları tarafından ezilmişlerdi. Biraz da gerçekliklerinden uzaklaştırılmışlardı. Kürt halkının öncü mücadelelerini tanıdıkça biraz daha kendini tanıdılar ve ayağa kalktılar. Bu da özellikle Önderlik sayesinde, Serok Apo sayesinde oldu. Onun aracılığıyla Kürtlüğünü, kültürünü, varlığını tarihi direnişini, savunmasını tanıma Reber Apo’yla gelişti. Bu miras devrimin başlamasında çok etkili oldu. Eğer bu farkındalık olmasaydı, devrim üzerinde bu düzeyde etki bırakmazdı. Rojava Devrimi için böylesi bir devrim tanımı yapabilirim. Tabii ki sadece bizim için değil, Ortadoğu’da yaşayan bütün halklar için bir başarı örneği oldu.

Rojava’da, Kobanê’de Kürt kadını nasıl bir direniş sergiledi?

Rojava Devrimi’nde ilk kez kadın öncülüğünde bir başarı örneği yaşanıyordu. Neden bu devrim kadın öncülüğündedir? Hepimiz biliyoruz ki bugüne kadar kadın, her zaman varlığından, toplumsallığından uzak tutuldu. Sürekli eksikmiş, yokmuş gibi bakılıyordu ona ve eziliyordu. Tarihte ilk kez en zalimlerinden bir kral tüm dünyaya hüküm etmek istedi, insan kafataslarından kuleler yaptı. Diyebilirim ki ikincisi de bu DAİŞ çeteleridir. Böylesi bir güç karşısında başını kaldırmak, devrim yapmak öyle kolay değil. Kadının konumu da ağırdı. Fakat Rojava Devrimi’nin başlangıcında, PAJK’ın kadın özgürlüğü çizgisinde bunu çok iyi görebildik.

Bunun örgütlenmesi var. Bir kez daha özgürlüğüne sahip çıkma, toprağına, ülkesine sahip çıkma, kendi halkıyla yaşama sahip çıkma Rojava Devrimi’nde bir kez daha tüm gücünü ortaya koydu. Onun öncülüğünde bu savaş başarıya ulaştı. Eğer Kürt kadının öncülüğü olmasaydı, insan soruyor kendine, acaba bu devrim nasıl gelişecekti diye. Belki yürürdü, fakat böylesi bir başarı temelinde olmazdı. Pek çok devrime şahit olduk, sonuca ulaşan, özgürlüğe kadar da giden fakat sadece toplumun yarısını esas aldığı için, kadını görmemezlikten geldiği için, kadın özgürlüğü ele alınmadığı, iradesi tanınmadığı için bu devrimler başarısız oldular.

Kadın Kobanê’de nasıl bir öncülük yaptı?

Kadının iradesi ve özgürlüğü, toplumun iradesi, özgürlüğü ve varlığı ile bir bütündü. Jinda Tiltemir arkadaş bunlardan biriydi. O bir komutandı. Savaşın en yakıcı olduğu cephede DAİŞ çetelerine karşı savaştı, direndi, şehitler kervanına katılana kadar da bu direnişi sürdü. En çok yiğitliğin istendiği yerlerde kadınlar vardı. Devrim öncülüğünde, savaşın en yakıcı olduğu yerlerde, direniş isteyen, büyük iddia düzeyi isteyen yerlerde Jinda arkadaş gibi komutanlar, Peyman Kobani gibi arkadaşlar, Silav arkadaş, Berivan arkadaş öndeydiler. Kuşkusuz bu sadece Kürt kadını üzerinde etki bırakmadı, tüm kadınları etkiledi.

Özellikle de Rojava Devrimi’nde Arap kadını üzerinde de çok etki bıraktı. Arap kadını ki; yıllardır egemenlik altında, erkek egemen zihniyeti altında binlerce yıldır üst düzeyde, yakıcı bir şekilde zulüm altında yaşıyordu. Fakat kadın öncülüğünde, YPJ ile Kürt kadını burada çok büyük bir etki bıraktı. Bugün Arap kadını, Asuri kadını, değişik ülkelerden kadınlar etkilenip bu devrime katılıyorsa eğer, Kürt kadının fikir ve düşünceleri ile yaşam tarzından kaynağını alıyor. Bu devrim demokratik rengiyle, halkların iradesi, toplumun iradesi, bireyin iradesi ile iyi bir başarı örneği olacaktır. Kuşkusuz çok yakıcı savaşlar geçti ama Kobanê direnişini ele aldığımızda bunlardan kopuk ele alamayız.

Kobani direnişi nasıl başarıya ulaştı?

Devrimin başlangıcından beri fedakarlık, bilinç ve yiğitlik vardı. Düşmanlar bu halkın direnişini, Kürt kadının bu iradesini görünce çok büyük bir korkuya kapıldılar. Bu korku sadece DAİŞ çetelerinde oluşmadı. Karşılarında kadını görünce korktular ve burada yenilgilerini gördüler. Buna karşın topyekûn saldırıyı esas aldılar. Hep talan, öldürme, idam, zulüm, gözaltı, tutuklama ile Kürtleri bitirmek istediler. Kobanê direnişiyle gördüler ki bu mümkün değildir. Ben kendim de bu direnişin içinde yer aldım ve gördüm ki en ön mevzilerde, savaşın en yakıcı olduğu yerlerde Kürt kadınları vardı. Bu yiğitliğe karşı, düşmanın ne kadar güçlü tekniği olursa olsun bütün dünyayı arkasına alsa da, eğer sen toprağına, toplumuna sadıksan ve davanda haklıysa düşmanın asla başarı elde edemez. Biz irademizle böylesi zalim bir düşmana karşı savaştık, bu kadar gelişmiş tekniğe karşı. Başka hiçbir ordu, ferdi silahlarla savaşmaya cesaret etmez fakat biz bunu yaptık. Nam salmış ordular, bu kadar silaha sahip ve imkanları olsalar da Şengal’i üç saat sonra bırakıp kaçtılar. Yani kolay değildi. Biz bunu gördük; orduları halk savunması için değildir, iktidarın savunma gücüdürler. Bu çok iyi anlaşıldı.

Halk da bunları daha iyi tanıdı. Kadın öncülüğünde, halkların birliğiyle bu savaş nasıl kazanılır diye görüldü. Rojava Devrimi, Kobanê zaferi kadınların, Kürt genç kadınlarının ve erkeklerinin öncülüğünde kazanıldı. Çok büyük bir direniş gösterildi. Zozan Kobani arkadaş şahsında, Revan arkadaş başlattı, Arin arkadaş şahsında büyüdü, Adil arkadaş şahsında, Gelhat arkadaş şahsında, Gulan arkadaş, Hebun arkadaş, Özgür arkadaş şahsında bu direniş daha da büyüdü ve başarıya götürüldü. Kürt halkının başarısı şahsında tüm Ortadoğu halklarının başarısı, zaferi elde edildi. Bu direnişte yıllardır Kürtleri yenilgiye uğratmak isteyen güçlerin kendileri yenilgiye uğradı, planları boşa çıktı. Korkuları çoktur. Korkuları milliyetçi zihniyetlerinin başarısızlığındandır, ulus-devlet zihniyetinin ortadan kalkmasındandır. Biz tarihlerimize inanıyoruz. Biz istem ve amaçlarımızı biliriz. İnandıklarımız var, paradigmamız, düşüncemiz ve halklarımızın birliği var. Biz Rojava’da demokratik konfederalizme inanıyoruz. Demokratik özerklik için mücadele devam edecektir. Bu projeyi hayata geçirmeliyiz ki Ortadoğu’nun tüm halkları huzur içinde beraber yaşayabilsinler. Biz direnişi daha da büyütme sözü veriyoruz ve başarıya ulaşacağız diyoruz.