‘Türk ordusu ardına bakmadan Çarçela’dan kaçtı’

Modern teknoloji ve binlerce özel eğitilmiş askeriyle, tam donanımlı Türk ordusu, Çarçela’da başlattığı operasyonda gerillalar karşısında aldığı darbelerden sonra sonuçsuz bir şekilde geri çekilmek zorunda kaldı.

Türk medyasında dağın gösterilmeyen, çarpıtılan yüzünü; savaş gerçekliğini PKK gerillalarından dinleyerek tüm hakikatiyle tarihe bir not olarak düşürmeye çalışacağız. Türk ordusunun 11 Eylül 2015’te Zagrosların silsilesi olan Çarçela’nın Binbir alanına yönelik başlattığı operasyona karşı, gerillaların emsalsiz bir direnişi oldu. Türk ordusu bütün modern tekniğiyle ve binlerce özel harekât askeriyle aylarca süren operasyonda, Çarçela’nın heybetli dağları ve gerillası karşısında verdiği ağır kayıplardan sonra geri çekilmek zorunda kaldı. Bu direnişin içerisinde yer alan gerilla Qamişlo, Türk ordusunun gerçekleştirdiği operasyon kapsamında Ş. Rojîn Tepesi’ne yönelik yapılan dört günlük saldırılarda yaşananları ANF’ye anlattı.

‘TÜRK ORDUSUNUN TEKNİĞİ OLMASAYDI ÇARÇELA’DA İKİ SAAT SAVAŞAMAZDI’

Şehit Rojîn Tepesi’ne yapılan saldırının hem karadan hem de havadan yürütüldüğünü belirten gerilla Delil Qamışlo, o anları anlattı: “Türk ordusunun başlattığı saldırı daha çok hava destekliydi. Ben de o süreçte Şehit Rojîn Tepesi’nde kalıyordum. İlk gün sabaha doğru savaş uçaklarıyla yoğun bir şekilde bombaladılar. Aralıksız olarak iki gün boyunca tepeyi havan, obüs ve savaş uçaklarıyla vurdular. Askerler ise karadan sızma yapmaya çalışıyorlardı. Fakat biz onları fark etmiştik. Bomba mesafesine girdiklerinde vurmaya başladık. Bu vurma karşısında düşman afallamıştı. Onlar zannediyordu ki bu bombardımanlardan sonra kimse Tepe’de kalmaz. Oysa biz onların gelişini bekliyorduk. Hayatları boyunca unutamayacakları bir karşılama hazırlamıştık. Bu yüzden neye uğradıklarını şaşırdılar. Çatışma iki gün boyunca ara ara şiddetlenerek sürdü. Keşif ve savaş uçaklarını çok yoğun kullanmalarına rağmen Türk ordusu büyük darbeler aldı. Karadan gelen Türk ordusuna karşı büyük bir direniş sergileyen arkadaşlar, biri yarbay olmak üzere 30’un üzerinde asker öldürdü. Düşman psikolojik olarak düşmüş, yenilmişti. Eğer hava destekli gelmeselerdi Türk ordusu Çarçela’da iki bile saat savaşamazdı. Onlar da bunu bildiği için savaş uçağı ve kobraların desteğiyle sızma yapıyorlardı. Buna rağmen 30’un üzerinde askerleri yaşamını yitirdi.”

‘KOMUTANIM UÇAK SESİ GELMİYOR, BİZ NASIL SAVAŞACAĞIZ’

Türk ordusunun çok kısa sürede savaşacak gücünün tükendiğini söyleyen gerilla Qamişlo, askerlerin konuşmalarına tanıklığını şöyle aktardı: “Zaman zaman askerlerin sesi bize geliyordu, ‘komutanım uçak sesi gelmiyor biz nasıl savaşacağız’ diyorlardı. Arkadaşlar büyük darbelerle Türk ordusunu psikolojik anlamda alt üst ettiler. Büyük bir direniş sergilendi ve tepe bırakılmadı. Askerler silah ve cephanelerini bırakıp kaçtılar. Arkadaşlar daha sonra gidip silah ve cephaneleri topladılar. Her ne kadar Türk ordusu var olan tüm askeri gücü ve tekniğiyle saldırsa da istediği sonucu alamadı. Çünkü askerlerinde savaşacak psikoloji kalmamıştı.’’

Türk ordusunun bazen köylüler aracılığıyla kendilerine mesaj gönderdiğini belirten Qamişlo, Türk medyasında yer alan kahramanlık hikayelerinin de boş olduğunu vurguladı: “Askerler mesajlarında ‘biz kendi irademizle bu dağlarda savaşmıyoruz. Devletin zorudur bu savaş’ diyorlardı. Yine askerler, saldırılardan korkup silah ve mevzilerini bırakıyorlardı. Bazen de korkudan birbirlerine küfür ediyorlardı. Yani Türk medyasının anlattığı gibi Çarçela’da Türk ordusu zafer kazanmıyordu, tam tersine bizim karşımızda zorlanma ve yenilgi yaşıyorlar. Bunu AKP hükümeti de, Tayyip Erdoğan da iyi biliyor.”

‘MORALİMİZİ VE İNANCIMIZI ÖNDER APO’DAN ALIYORDUK’

Savaştaki zorlukların gerillalar için anlam yüklü anılar olduğunu belirten Qamişlo, savaşın içindeyken beslendikleri moral kaynaklarından bahsetti: “Arkadaşların morali en üst düzeydeydi diyebilirim. Çünkü Şehit Rojîn Tepesi’nde bir savaş yürütülüyordu ve her arkadaşın isteği buraya gelmekti. Zaten moralsiz bir kuvvet savaşamaz, savaşsa bile sonuç alamaz. Dört gün boyunca çatışma devam etti. Tabii ki de bu dört gün boyunca zorluklar yaşandı. Bunlar bizim için en anlamlı anılardır. Bazen aç ve susuz kaldık, zaten uyuduğumuzu hatırlamıyorum. Buna rağmen büyük bir direniş gösterdik. Biz de moralimizi ve inancımızı bu zorluklardan, arkadaşlardan, şehitlerimizden ve Önder Apo’dan alıyorduk. Aldığımız moralle düşmana duyduğumuz büyük kinle savaşıyorduk. Askerler geldikçe arkadaşlar vuruyordu.”

‘TÜRK ORDUSU YOĞUN TEKNİĞE RAĞMEN SONUÇ ALAMADI’

Gerillalar karşısında aldığı ağır darbelerden sonra, Türk ordusunun çaresizce geri çekilmek zorunda kaldığını belirten Delil Qamişlo, anlatımını şu cümlelerle sonlandırdı: “Türk ordusu elindeki kobra, keşif ve savaş uçakları desteğine rağmen sonuç alamadan, deyim yerindeyse kaçtı. Şehit Rojîn Tepesi’nde, Azad arkadaş kahramanca savaşarak şehit oldu. Bu Tepe’de başka şehadetimiz olmadı. Yaşanan bu şehadet tüm arkadaşlarda büyük bir kin yarattı. Düşman üzerine giden arkadaşlar düşmanı bu intikam duygusuyla bertaraf ettiler. Şehit Rojîn Tepesi direniş kalesi oldu. Zaten burada düşmanın Çarçela’daki operasyonunu yürüten yarbay öldü. Şehit Rojîn Tepesi’nde aldıkları ağır darbelerden sonra Çarçela alanından arkalarına bakmadan kaçtılar.”