Ekonomi Profesörü Önder: Halkın boğazına basacaklar!

Ekonomi Profesörü İzzettin Önder, darbe girişimi ve olağanüstü hal (OHAL) sürecinin Türkiye ekonomisine olası yansımalarını ANF'ye değerlendirdi...

Ekonomi Profesörü İzzettin Önder, darbe girişimi ve OHAL süreci kullanılarak "vatan elden gidiyor" yalanına başvurulacağını ve halka daha kötü bir ekonominin dayatılacağını belirtti.

Ekonomi Profesörü İzzettin Önder, darbe girişimi ve olağanüstü hal (OHAL) sürecinin Türkiye ekonomisine olası yansımalarını ANF'ye değerlendirdi...

Prof. Dr. Önder, "Yerli ve yabancı finans parazitleri ülke içinde demokrasi ve/veya insan hakları gibi insani ve modern dokularla ilgili olmadıkları gibi, bu tür dokuların gelişmesini de fazla arzu etmezler" diyerek, bu çevrelerin tasavvurunu şöyle özetledi:

FİNANS ÇEVRELERİ VE YATIRIMCILAR İÇİN NE ANLAMA GELİYOR?

"Onların tek baktığı paralarının batmıyor olması ve olabildiğince yüksek faiz geliri sağlamaktır. O nedenle, finans istikrar ister ve şu anda içinde bulunduğumuz durumdan rahatsız olur gibi düşünceler yanlıştır. Şu andaki durum çok kısa sürede onları da tedirgin eder, bu doğrudur, ama orta vadede onları rahatlatır, çünkü bu durumda milletin, özellikle de emekçinin boğazına basılarak tüm finans parazitlerinin paralarının batması önlenir ve zavallı halkın baskılanması aleyhine yüksek faiz almaları sağlanır."

Reel yatırımcıların da sadece kısa dönemde rahatsızlık hissedip, yine orta dönemde rahatlayacaklarını öngören Prof. Dr. Önder, "Ancak, reel yatırımcılar ülkede yeni yatırım ünitesi açma veya ortaklık kurma gidi uzun dönemli kalıcı yatırımlardan çekinirler, yatırımlarını daha çok bankacılık, sigorta hizmetleri vb. gibi, gerektiğinde çabucak kaçabilecekleri, hizmet sektöründe yoğunlaştırırlar. Tabii ki, bu gruptakiler kafalarındaki reel yatırım projelerini finansal yatırıma dönüştürme eğilimine girerler" dedi.

'HAKLAR KIRPILACAK, İŞSİZLİK YÜKSELECEK...'

Prof. Dr. Önder'in, bu gidişatın emekçilere yansımasının ne olacağına dair tespiti ise şöyle:

"Her kesimdeki emekçiler ve genelde halka bu gidişatın yansıması, doğal olarak, fevkalade acı ve fakirleştirici olabilir. Toplu sözleşmeler askıya alınabilir, yapılıyor olsa da, 'vatan elden gidiyor' yalanları ile baskılı olarak yaparlar. İşsizlik yükselebilir, faizler ve kısmen döviz yükseliyor olacağından, bunları izlercesine fiyatlar da kıpırdanışa geçebilir ve genelde yaşamın pahalılaştığı ortamda sermaye parazitlerinin paraları ve üstündeki faizler birilerinin boğazına basılarak karşılanacaktır.

İçinden geçtiğimiz olağanüstü dönemin çok kısa süreli panik yaratan şokları atlatıldıktan sonra, orta ve hatta uzun dönemde iç ve özellikle de dış sermaye ve sömürücüler için itirazsız, itaatkar bir toplum yaratılmış olacağından Türkiye kanatılması ve emperyalistlere kaynak aktarılması anlamına gelecektir."

"Faşizm ya da her türlü baskıcı rejim, emperyalistlerin sömürücü baskısı altındaki devletlerin bir türlü kurtulamayacakları emperyalistlerin maşasıdır" vurgusunda bulunan Ekonomi Profesörü İzzettin Önder, değerlendirmesini şu örnekle tamamladı:

"Günümüzün teknolojik olanaklarında ve dünyanın en güçlü ordusuna sahip olan ABD'de ikiz kuleleri kim vurdu, bilemiyorum. Ama, bu olay sonucunda ABD Ortadoğu'da bizim sınır komşumuz oldu. Bu olay, tarihte görünür olduğunda bizi yanıltan, diğer durumlarda da hiç algılayamadığımız ne tür siyasi manevraların tezgahlanabileceğini çok net göstermiyor mu!"