İdlib'te tüm güçler yeni denkleme hazırlık yapıyor

Han Şeyhun'un düşmesiyle sahadaki tüm güçler, yeni oluşacak denklem için muhasabe yapıyor. İsrail, Şam'da İran güçlerini vurdu, Erdoğan yeni bir teklifle Moskova yolunu tutuyor, rejim çıtayı yükseltti, çete grupları Türkiye'yi sorgulamaya başladı...

Suriye rejimi ile Rusya'nın İdlib'in güneyindeki Han Şeyhun kasabasında kontrolü ele geçirmesi ve Morek'te bulunan Türk gözlem noktasının çemberde kalmasının ardından gözler bundan sonra tarafların yapacağı hamlelerde. 

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 7 Eylül'de Ankara'da Rusya Devlet Başkanı V. Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yle yapılacak üçlü zirveyi beklemeden Moskova yolunu tutarken, İsrail dün gece Suriye'de bazı askeri bölgelere hava saldırıları düzenledi. 

İSRAİL'DEN ŞAM'DAKİ İRAN GÜÇLERİNE HAVA SALDIRISI

İsrail'e ait savaş uçakları Şam ve civarında aralarında Mezze Askeri Üssü'nün de olduğu birçok noktaya hava saldırısı yaptı. Suriye devlet ajansı SANA, saldırıların "füze savunma sistemleri tarafından engellendiğini" duyurdu. 

İsrail Savunma Bakanlığı basın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, saldırının Şam'ın kuzeydoğusundaki Ekrab beldesi çevresinde İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücüne ait noktalara yapıldığı belirtildi. 

İRAN VE HİZBULLAH'A KARŞI 'DEMİR KUBBE' 

Saldırının ardından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Savunma Bakanlığı'na gitmesi dikkat çekerken, İran ve Hizbullah'ın karşılık vermesi ihtimaline karşı ülkenin kuzeyinde İsrail'in "demir kubbe" olarak isimlendirdiği hava savunma sisteminin yerleştirileceği bildirildi. 

İRAN'IN SINIRDAN UZAKLAŞTIRILMASI

Netanyahu, Putin ile 2018 yılı içerisinde yaptığı birçok görüşmede İran'ın Suriye'deki varlığının kendileri için tehdit olduğunu ifade etmiş ve İran güçlerinin İsrail sınırlarına 90 kilometre uzakta olmasını Rusya'ya kabul ettirmişti. 

KUDÜS ANLAŞMASININ TEMEL GÜNDEMİYDİ

25 Haziran 2019'da İsrail, ABD ve Rusya arasında yapılan Kudüs anlaşmasında da İran'ın Suriye'deki etkinliğinin azaltılması temel gündem olmuş ve Rusya söz konusu görüşme öncesi ve sonrasında Suriye bürokrasisi ile ordusunda İran'a karşı bazı hamleler yapmıştı. ( https://anfturkce.net/rojava-surIye/suriye-de-rusya-Iran-catismasi-mi-danisikli-doevues-mue-127915 ) 

İRAN'IN OPERASYONA DAHİL EDİLMESİNE TEPKİ Mİ?

Ayrıca 5 Mayıs'ta başlayan İdlib operasyonuna İran ve ona yakın güçler dahil edilmemişti. Ancak Suriye ve Rus güçleri bu operasyonda ağır kayıplar vermiş ve kayda değer bir ilerleme sağlayamamıştı. 

Fakat 5 Ağustos'ta başlayan ve Han Şeyhun'un alınmasıyla sonuçlanan son operasyona İran'a bağlı güçlerin de "görünmez oyuncu" olarak dahil edildiği belirtiliyor. Bu durumun da İsrail'in dün akşam düzenlediği saldırıların gerekçesi olduğu ifade ediliyor. 

TÜRK GÖZLEM NOKTASI HALA ÇEMBERDE

Suriye'de rejimin davetlisi olarak bulunan İran cephesinde bunlar yaşanırken, Suriye sahasında Rusya'nın davetlisi olarak bulunan Türkiye cephesinde ise gözler Morek'te. 

Türk devletinin Han Şeyhun'un güneyindeki Morek kasabasına bağlı Zawiye dağında bulunan 9 nolu gözlem noktası da 5 gündür rejim ve Rus güçlerinin çemberinde. 

HAVADAN VE KARADAN MESAJLAR VERİLİYOR

Rejim askerleri, zırhlı araçlarla gözlem noktasının etrafında turlar atıp selfieler çekiyor. Bununla yetinmeyen Suriye ordusunun Rusya destekli Kaplan Kuvvetleri Komutanı Süheyl Hasan, helikopterle Türk gözlem noktasının üzerinden bir tur attı ve Morek'in üzerinde asker postalların göründüğü bir fotoğrafla da sert bir mesajı verildi. 

ERDOĞAN MOSKOVA YOLUNU TUTTU

Türk hükümeti ve medyası söz konusu durumu fazla gündemde tutmamaya çalışırken, Erdoğan, iki hafta sonra Ankara'da yapılacak Rusya, İran ve Türkiye üçlü zirvesini beklemeden Moskova yolunu tuttu. Önceden planlanmayan görüşme 27 Ağustos'ta gerçekleşecek. 

ERDOĞAN'IN TEKLİFİ M4 VE M5'İN AÇILMASI MI OLACAK?

Erdoğan'ın Putin'den talep ettiği bu olağanüstü görüşmenin tek gündeminin ise çemberde kalan gözlem noktası olacağı ifade ediliyor. Ayrıca Erdoğan'ın gözlem noktasından çekilmemek için Putin'e Soçi Mutabakatı'nda taahhüt ettiği ancak gerçekleştirmediği M5 ile M4 otobanını TSK gözetiminde açmayı teklif edeceği tahmin ediliyor. 

İDLİB'TE KALMAYA ÇALIŞACAK

Erdoğan, söz konusu teklifi Putin'e kabul ettirerek, Morek'teki çemberi kırmayı ve gözlem noktalarına yeni bir görev yükleyerek İdlib'te kalmayı sürdürmeyi hedefleyecek.

Putin ile Erdoğan arasında 17 Eylül 2018 tarihinde Soçi'de varılan 10 maddelik mutabakatı gereği "İdlib'in etrafında 15-20 kilometrelik hattın çatışmasızlık bölgesi ilan edilmesi", "M4 ile M5 ticaret yollarının açılması" "silahlı grupları ayrıştırılması" öngörülüyordu. 

ŞAM'DAN 'İMHA EDERİZ' ÇIKIŞI

Erdoğan'ın görüşme talebinin Rusya tarafından kabul edilmesinin ardından, Şam'dan "Türkiye'nin gözlem noktalarını imha edebiliriz" açıklaması geldi. 

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın danışmanı Buseyna Şaban, "Türkiye, Astana görüşmelerinde varılan mutabakatları yerine getirmedi ve gözlem noktalarını silah transfer tesislerine ve Suriye toprakları işgal noktalarına dönüştürdü. Morek’teki Türk gözlem noktası kuşatma altında. Suriye ordusu, Türk gözlem noktalarını ve militanları imha edebilir" dedi. 

ŞAM'I MOSKOVA KONUŞTURUYOR

Bu açıklamanın Rusya'dan bağımsız yapılmadığı, hatta Rusya tarafından yaptırıldığı ihtimali oldukça yüksek. Bu bağlamda Putin'in Türkiye'nin bölgede kalmaya devam etmesi karşılığında Soçi Mutabakatı'nın birçok maddesini Erdoğan'a kabul ettirmeye çalışacağı belirtiliyor. 

YENİ GÖREV YOL BEKÇİLİĞİ Mİ OLACAK

Erdoğan'ın söz konusu teklifi Rusya'ya kabul ettirmesi durumunda Türkiye'nin İdlib'teki kontrol noktaları kuruluş misyonu olan "çatışmasızlığın tesisi"nden saparak "yol güvenliği" gibi bir misyonuna evrilmiş olacak. İdlib'teki silahlı grupların buna nasıl reaksiyon göstereceği ise merak ediliyor. 

ÇETELER İLE TÜRKİYE ARASINDA GÜVEN SORUNU

Türkiye, Rusya ile yeni anlaşmalar yapsa bile bunu sahada ne kadar sürdüreceği ise şüpheli. Çünkü sahadaki çete grupları ile Türkiye Han Şeyhun yenilgisiyle birlikte daha da artan bir güvensizlik durumu yaşanıyor. 

Rusya'nın Türkiye'nin birlikte İdlib'te silahlı grupların komutanlarına ortak operasyonlar düzenlediklerini açıklaması ve Türkiye'nin Han Şeyhun'un düşmesine sessiz kalması, silahlı gruplar ile Türkiye arasında güven sorunu doğurdu. 

ATME'DE TÜRKİYE KARŞITI EYLEM

Özellikle Han Şeyhun'un düşmesi sonrası Türkiye karşıtı seslerini yükseltmeye başladı. Türkiye sınırında bulunan Atme mülteci kampındaki çeteler ve aileleri Han Şeyhun'un düşmesi sonrası “Hain Türk ordusu” sloganları atarak eylem düzenledi. 

Ayrıca Han Şeyhun'a yönelik saldırılar devam ederken, çete gruplarının kurduğu Fetih El-Mubin operasyon odası komutanlarından Kuteybe Ebu Ebdo, "Türk ordusunun noktalarına güvenmeyin" açıklaması yapmıştı.

ÇETELER ARASI SÜRTÜŞME

Diğer yandan İdlib'teki silahlı gruplar da Han Şeyhun'un düşmesinden dolayı birbirini suçlamaya devam ediyor. El Nusra'nın kurduğu Heyet Tehrir El Şam (HTŞ) "eski ortağı, sonraki düşmanı ve şimdiki müttefiki" Ehrar El Şam'ı savaşmamakla suçluyor. 

Ehrar El Şam Genel Komutanı Cabir Ali Paşa da yayınladığı ses kaydıyla Han Şeyhun'un düşmesinden dolayı "sorumluluğunun omurgasız fraksiyonlara ait olduğunu" söyleyerek, rejime karşı savaşta yer aldıklarını savundu. 

Ehrar El Şam ile Ceyşül Izze'nin de aralarında olduğu bazı grupların operasyon öncesinde Rusya ve rejimle görüştükleri ve savaşmamaları konusunda rejimle anlaştıkları iddia ediliyor. 

İKİ ZİRVE VE YENİ HESAPLAR 

Han Şeyhun'un düşmesinin ardından sahadaki tüm güçler, yeniden bir muhasebeye gidip yeni oyunda rol kapmaya çalışırken, İdlib'teki görünmez aktörler NATO, ABD ve Batı ülkelerinden ise geçtiğimiz dönemlere göre dozajı düşük açıklamalar yapılıyor. 

7 Eylül'te Ankara'da Putin, Erdoğan ve Ruhani arasında yapılacak olan üçlü zirveden bir hafta sonra da Rusya, Almanya, Fransa ve Türkiye'nin katılımıyla dörtlü bir zirve yapılacak. Bu iki zirve sonrası İdlib'in akıbetinin biraz daha açıklığa kavuşacağı tahmin ediliyor.