İşgali meşrulaştırma! / Berçem Jiyarê AXPAR
Gerçek yurtseverlik Şelâdîze, Süleymaniye-Raperîn halkı gibi davranmaktır. Başûr halkımız Kürt düşmanı faşist Türk devletinin Başûrê Kurdistan’ı işgal-ilhak saldırılarını görüyor ve direniyor.
Gerçek yurtseverlik Şelâdîze, Süleymaniye-Raperîn halkı gibi davranmaktır. Başûr halkımız Kürt düşmanı faşist Türk devletinin Başûrê Kurdistan’ı işgal-ilhak saldırılarını görüyor ve direniyor.
Faşist soykırımcı Türk devletinin Heftenîn’e yaptığı işgal harekâtı Başûrê Kurdistan’ın tamamını işgal etme konseptinin bir parçasıdır. Bölgede neo Osmanlıcı sömürgeci-işgalci bir politika yürüten Türk devleti Başûrê Kurdistan’ın ve Rojava’nın tümünü işgal-ilhak etmeye çalışıyor. PKK’yi soykırımcı-işgalci-ilhakçı politikaları önünde tek büyük engel gördüğü için tüm gücüyle PKK’ye saldırıyor. PKK’yi tasfiye ederse soykırımcı ve emperyal politikalarını rahatlıkla gerçekleştirebileceğine inanıyor.
Türk devletine at gözlüğüyle bakan, yurtseverlik çizgisinden uzak bir duruş sergileyen Başûrê Kurdistan yönetimi her sözü ve eylemiyle soykırımcı sömürgeci Türk devletinin işgal saldırılarını meşrulaştıran bir tutum içerisindedir. Başûrê Kurdistan Bölge Başkanı Neçirvan Barzani başta olmak üzere bazı KDP’li yetkililerin akla ziyan yaptığı açıklamalar işgali meşrulaştırmakta, işgalcileri daha fazla cesaretlendirmektedir. KDP’li yetkililerin ‘Türkiye PKK’den kaynaklı bu saldırıları yapıyor’ türündeki açıklamalarını dinleyince insan, acaba Türk devleti ile KDP arasında Başûrê Kurdistan’ın işgal-ilhak edilmesi konusunda gizli bir anlaşma mı var? diye sorası geliyor.
Son günlerde yine Neçirvan Barzani benzer diyebileceğimiz türden bir açıklama yaptı. N. Barzani ‘PKK’nin varlığı sorundur’ dedi. Geçmiş yıllarda pek çok defa aynı Barzani’nin TC’nin Başûr ve Rojava işgal saldırılarını meşrulaştıran, normalleştiren bu tür açıklamaları olmuştu. Bu açıklamaların kaynağı olan zihniyetin Türk devletinin ‘En iyi Kürt ölü Kürt’tür, mezarı bile hak etmeyen Kürt’tür’ anlayışının dayandığı inkar-imha zihniyetinden bir farkının olmadığı açıktır. N. Barzani’nin Kürtlerin baş düşmanı sömürgeci, soykırımcı Türk egemen sınıfıyla aynı cümleleri kurmayı bir alışkanlık haline getirmesinin ardındaki pazarlıkları halkımızın iyi anlaması gerekiyor.
Başûrê Kurdistan’ın bu kadar açıktan Türkiye’ye peşkeş çekilmesinin altında ne tür hesaplar var? Sömürgeci-soykırımcı Türk devleti Başûrê Kurdistan’da yüzlerce köyü KDP’nin desteği ile işgal etti. T.C, Başûrê Kurdistan’da yirminin üzerinde askeri üs ve onlarca MİT merkezi kurdu.
Heftanîn işgal harekâtı başlamadan bir süre önce çok dikkat çekici bir gelişme daha yaşandı. KDP Türk özel harp dairesinin eğittiği bir kontra güç olan Roj peşmergelerini Başûr-Rojava sınırına yerleştirdi. Başûr-Rojava sınırına tel örgüler çekerek sınırı, bir uçtan bir uca ışıklandırdı, termal kameralar kurdu, geçişlere tamamen kapattı. Başûr-Rojava sınırındaki bu olağanüstü hareketliliğin ve kurulan güvenlik sisteminin TC’nin Başûrê Kurdistan’daki işgal saldırılarıyla kuşkusuz bağlantısı vardır. Ancak sınırdaki bu hazırlıkların Başûrê Kurdistan’daki işgal ile sınırlı olmadığı açıktır. Başûr-Rojava sınırında Rojava’ya yapılacak yeni bir işgal harekâtının hazırlığı yapılıyor gibidir. Rojava’ya yönelik yeni bir işgal saldırısında Roj peşmergelerine rol verilmek istendiği anlaşılmaktadır. Bu kontra gücün birkaç yıl önce Şengal saldırısında kullanıldığını da kayıt düşmek gerekiyor.
Faşist soykırımcı Türk devletiyle ilişkilerini Kürt soykırım politikalarına dahil olma düzeyine getirmiş bir ‘Kürt yönetimi’nin Kürtlüğünden ne kadar bahsedilebilir? Gırtlağına kadar Türk devletiyle kirli çıkar işbirliği yapan bu zihniyet Kürtler ve ulusal değerler adına bir doğru söz söyleyebilir mi? Yurtseverliğin dili bellidir. Yurtseverliğin dili; tarihin en vahşi düşmanına karşı halkının varlık ve özgürlük mücadelesini amansızca yürüten, elli bine yakın şehidi ve gazisi olan, milyonların desteğini alan ve insanlık vicdanında taht kurmuş bir hareketin varlığını sorgulayamaz. Özgürlük Hareketini gayri-meşru, soykırımcı-sömürgeci-faşist Türk devletinin soykırım saldırılarını-işgalini meşru göremez. Yurtseverlik; halkının özgürlük mücadelesini verenlerini düşman ağzıyla değerlendirmek, aymazca konuşmak ve soykırımcılara alkış tutmak değildir.
Dört parça Kürdistan’ın kaderi birbirine bağlıdır. Üç parçanın kaderi de Bakurê Kurdistan’a bağlıdır. Bakurê Kurdistan’da Kürtlerin varlık ve özgürlük sorunu çözülmeden diğer üç parçada Kürtlerin özgürlük sorunu çözülemez. Kürtlerin baş düşmanı Türk devleti buna müsaade etmez ve nitekim etmiyor da.
Gerçek yurtseverlik Şelâdîze, Süleymaniye-Raperîn halkı gibi davranmaktır. Başûr halkımız Kürt düşmanı faşist Türk devletinin Başûrê Kurdistan’ı işgal-ilhak saldırılarını görüyor ve direniyor. Halkımızın dilinden düşürmediği ‘Kahrolsun işgalci Türk devleti ve işbirlikçileri’ sloganı derin bir tarihsel hafızanın dile gelmesi ve eyleme dönüşmesidir. İnanıyorum ki halkımız her yerde tarihi bir direniş geliştirerek Saddam’a rahmet okutan bu neo ırkçı-soykırımcı Türk devlet sistemini ve hiper ırkçı sözcüsü Erdoğan-Bahçeli faşist diktatörlüğünü yıkacaktır.