AKP-MHP iktidarını 14 Temmuz ruhu yenilgiye uğratacak

Bu direniş tecride karşı mücadele ekseninde AKP-MHP faşizminin tüm baskı ve zulmüne ve işgal saldırılarına karşı bir direniş olarak tarihteki yerlerini alacaktır. 14 Temmuz ruhu yenilmezdir.

Leyla Güven’in başlattığı dönüşümsüz açlık grevi 40. günleri aştı. Leyla Güven’in çaktığı bu kıvılcım şimdi tüm cezaevlerinde yükseltiliyor. Cezaevinlerindeki süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri ciddi bir mücadele haline gelmiş bulunuyor. Artık bu eylem 1982 yılında olduğu gibi sonuna kadar götürülecektir. AKP-MHP faşizmine karşı 12 Eylül faşist cuntasına karşı gösterilen duruş ortaya konulacaktır. Cezaevlerinde PKK ve PAJK’lı tutsakların bu tarihi eylemi yaşamı uğruna ölecek kadar sevenlerin direniş bayrağını en yüksekte tutmayı ifade etmektedir. Zindan direnişinin bu geleneğinin hiçbir güç tarafından engellenmesi mümkün değildir. Bu direniş tecride karşı mücadele ekseninde AKP-MHP faşizminin tüm baskı ve zulmüne ve işgal saldırılarına karşı bir direniş olarak tarihteki yerlerini alacaktır. Zindan direnişçilerini selamlıyor, onların bugünden zaferi kazanacaklarına inanıyoruz. 14 Temmuz ruhu en zor koşullarda mücadele edip kazanmanın ruhudur. 14 Temmuz ruhu yenilmezdir.

Şimdiye kadar zindanlarda eylem yapılmasını Özgürlük Hareketi durduruyordu. Ancak Önder Apo’nun durumu ile ilgili olduğunda hiç kimsenin bu eylemleri durdurması mümkün değildir. Önder Apo söz konusu olduğunda her Kürt sorumluluk alabilir ve eyleme geçebilir. 1998 uluslararası komploda da böyle olmuş, tüm Kürtler inisiyatif alarak eylem yapmışlardır. Bu vesileyle uluslararası komploya karşı Güneşimizi Karartamazsınız eylemlerini gerçekleştirenleri bir daha saygı ve minnetle anıyoruz. Halit Oral’ı, Moskova’da vücutlarını ateşten barikat yapanları, uçak kaçırarak Önder Apo’ya sahiplenen ve uçağa yapılan operasyonla şehit düşürülen Erdal Aksu’yu, İsrail Konsolosluğunu basarak eylem yapan ve şehit düşenleri, Güneşimizi Karartamazsınız direnişinin tüm şehitlerini minnet ve saygıyla anıyoruz. Leyla Güven’in inisiyatif alarak başlattığı, tüm Kürt halkının, zindandaki tutsakların ve Avrupa’daki yoldaşlarımızın yaptıkları eylemleri de Güneşimizi Karartamazsınız direnişinin güncellenmesidir. Bu yönüyle bugün Önder Apo’ya sahiplenme temelinde gerçekleşen eylemlerin tarihsel bir arka planı vardır; gücünü de bu tarihsel temelinden almaktadır.

Kürtlerde zindan tarihi başlı başına bir mücadele tarihidir. Kürtler açısından zindanları direniş alanı haline getiren bizzat soykırımcı sömürgeci Türk devletinin politikalarıdır. Soykırımcı sömürgecilik sadece katletmiyor, yakıp yıkmıyor, aynı zamanda dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek biçimde zindanları bir halk için zulüm ve baskı alanı haline getiriyor. Özellikle 1980’li yıllardan bugüne yüz binlerce Kürt göz altına alınmış, on binlercesi zindanlara atılmıştır. Dünya siyasal mücadele tarihinde Kürtler zindanlarda kalma rekoru kırmışlardır. Dünyada Kütler kadar karakolları ve zindanları ikinci evi haline getirilen başka bir halk yoktur. Sadece bu gerçeklikler bile soykırımcı sömürgeci Türk devletinin tüm Kürt halkına savaş açtığının kanıtıdır. Şu anda zindanlarda kalanların büyük çoğunluğu halktan insanlar ve demokratik siyaset yapanlardır. Zindanlar Kürtlere karşı böyle bir savaş aracı haline getirilmiştir. Bugün zindanlarda güçlü bir direniş geleneği vardır. Kürt halkı özgür ve demokratik yaşama kavuşana kadar bu direniş geleneği sürecektir. Zindanlar yaşamı uğuna ölecek kadar seven Mazlumların, Kemallerin, Hayrilerin, Akiflerin, Alilerin, Cemal Aratların, Orhan Keskinlerin, Mehmet Emin Yavuzların, yine kendilerini özgürlük meşalesi yapana Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin ve Eşref Anyıkların bıraktığı miras sürdürülecektir. 14 Temmuz ruhu hem zindanda hem dağlarda, ovalarda ve şehirlerde yenilmez olarak var olacaktır. Kürt halkı ve evlatları direniş içinde çelikleşen ve yenilmez hale gelen bir ulusal ve toplumsal gerçeklik haline gelmiştir.

Önder Apo her zaman ‘biz nasıl bir halk gerçekliği yarattığımızı biliyoruz; bu halka bir kişi bile doğru Önderlik yaptığında özgürlüğü için mücadele edecek ve kazanacaktır’ demiştir. Önder Apo tarihsel bir gerçeklik haline gelmiştir. Onun Önderlik tarzı bugün toplumsallaşmıştır. Kürt halkı PKK halktır halk burada, diyorsa bu aynı zamanda Önder Apo’nun da her yerde olduğunun kanıtıdır. Özgür Kürt’e APO Kürt’ü denmesi de bu gerçekliğin ifadesidir.

AKP-MHP faşizmi ne yaparsa yapsın yenilmiştir, yenilmesi kaçınılmazdır. Bugün ve yarın sürecek mücadele bu yenilginin tarihini yazmak anlamına gelecektir. Artık binaların ve evlerin içini bile kontrol etmek istemesi korkusunun büyüklüğünü göstermektedir. AKP-MHP iktidarını korku dağları sarmıştır. Dünyada hiçbir faşist iktidarın kullanmadığı yöntemleri kullanmaları sadece yenilgiyi durdurmak içindir. Ancak hiçbir baskı ve zulüm tarihi miadını doldurmuş hiçbir iktidarı kurtaramamıştır. AKP-MHP zihniyetinin miadı dolmuştur. Bu açıdan ne yaparlarsa yapsınlar 20. yüzyıl faşist iktidarlar mezarlığına gönderilecektir. AKP-MHP faşizmi gecikmiş geç bir 20. yüzyıl faşist iktidarı olarak kaybedenleri oynamaktadır. Her ne kadar bazı güçler kendi çıkarlarını korumak için bu iktidara koltuk değneği olsa da bu da AKP-MHP iktidarını kurtaramayacaktır.

ABD, Almanya ve bazı Avrupa ülkeleri Türkiye’nin ekonomik çöküntüye uğramasını engellese de bu suni teneffüs de yetmeyecektir. AKP-MHP iktidarı ABD ve Almanya’nın kontrolünde olan suni nefes alma cihazıyla ömrünü uzatmaktadır. Milli ve yerli oldukları için değil, göbek bağı ile bağlı oldukları güçlerin kendi çıkarları için AKP iktidarının çöküşü engellenmektedir. Ancak mücadele sürdüğünde bu iktidarın sonu gelecektir. AKP-MHP’nin varlığı direniş gerekçesidir ve direnişler bu iktidarı götürecektir. Bu tarihsel rolü oynamada büyük rolleri olacak ölüm orucu direnişçilerini bir daha saygıyla selamlıyoruz.