'Beritan savaşarak özgür olabileceğimizin mesajını verdi'

YJA Star Merkez Karargah komutanlarından Feride Alkan, şehit Beritan'ın savaş ve özgürlük arasındaki ilişkiyi çok iyi tanımladığını belirterek, "Beritan bize yalnızca savaş yoluyla özgür olabileceğimizin mesajını verdi" dedi.

Dengê Welat radyosuna konuşan YJA Star Merkez Karargah komutanlarından Feride Alkan, Ekim ayı şehitlerini, Gülnaz Karataş'ın (Beritan) eylemini, devrimci kişiliğini ve 2015 yılından bu yana aralıksız devam eden savaşı değerlendirdi.

Ekim ayı şehitlerini anarak konuşmasına başlayan Feride Alkan, yaklaşık 40 yıldır aralıksız bir şekilde silahlı bir mücadele verdiklerini hatırlattı. Özgürlük hareketinin ortaya çıkmasından bu yana büyük bedeller ödenerek mücadelenin bu aşamaya geldiğini belirten Alkan, PKK'nin şehitler partisi olduğunu vurguladı. Özgürlüğün kolay bir şey olmadığının altını çizen Alkan devamla şunları belirtti: "Özgürlük mücadelesi ağır bedellerle, ısrarla, büyük bir inançla yürütülüyor. Kürdistan toprakları şehitlerin kanıyla sulandı, yeni yaşam bu temelde büyüyor ve gelişiyor. Ekim ayı bizim için kadın şehitleri ayıdır. Çünkü bu ayda şehit düşen yoldaşlarımızı mücadeleleri ile, duruşları ile büyük atılımlar gerçekleştirdi. Aynı zamanda öncülük yaparak mücadelenin büyümesinde rol aldılar. Bu şehitlerle yeni süreçler başladı. Yine Ekim ayında farklı ulustan hareketimize katılıp şehit düşen yoldaşlarımız da var. Düşmanın sonbaharda yaptığı saldırılara karşı gerilla her dönem büyük bir direniş yürütmüştür. Bu direnişte öncü, komutan ve farklı ulustan yoldaşlarımız şehit düştü. Eğer kadınlar bir olursa, gücünü iyi örgütlerse her rejimi ve diktatörü devirebilir.

1789 yılında gelişen Fransız Devrimi'nde, kadınlar örgütlü bir şekilde yerini almış ve kitlesel olarak devrimde başarılı bir rol oynamışlardır. Bu yüzden Fransız halkının devrimi çok önemlidir. 5 Ekim'de 8.000 kadın açlık ve yoksulluğu protesto etmek için sokaklara çıktı ve yaptıkları eylemi 'Ekmek' ayaklanması olarak adlandırdılar. Mevcut monarşi halkı, genel olarak kadınları ve toplumu aç bıraktı. Yaklaşık 8.000 kadın orduyla savaşıyor ve Versaillesê sarayını basıyor. Bu baskından sonra kral, Fransız halkına bazı haklar vermek zorunda kaldı. Hatta baskılarını gevşetiyor ve "Seçim Yasası"nı çıkarıyor. Kadınların öncülüğü daha sonra da devam ediyor, Olympe de Gouges'da büyük ayaklanmalar yaşanıyor. Fransız Devrimi bir kadın devrimidir.  Ekim 1917 Sovyet Devrimi de kadınların öncülüğünde gelişti. İşçilerin en büyük ayaklanması 1905 yılında gerçekleşti. Ayaklanma Sovyet kadınları tarafından yönetildi, ardından 3 yıl sonra 1908'de yine kadınların öncülüğünde büyük kitlesel ayaklanmalar düzenlendi. Zaten 1917 Ekim Devrimi'nde Alexandra Kolontay öncülüğündeki kadınlar çok örgütlü ve aktifti.

Devrimden sonra, Sovyetler Birliği kurulana kadar kadınlar, devrimin inşasında öncü oldular. Lenin bunu zaten kabul ediyor ve Ekim Devrimi'nin kadınlar tarafından başlatıldığını söylüyor. Daha sonra Stalin döneminde kadınların statüsü eski durumuna geri döndü. Kadınların hakları ellerinden alınıyor. Kadınların üzerinde tahakküm konusunda büyük bir baskı var ama kadınlar buna karşı hiçbir zaman boyun eğmiyor ve direnmeye devam ediyor. Biz de Kadın Özgürlük Hareketi olarak bu mirası kabul ediyoruz, bu çok güçlü bir miras, sonuna kadar özgürlük, eşitlik arzusunu ve fikrini ifade ediyor. Kadınlar mücadeleleriyle eşit, özgür ve onurlu bir yaşamı inşa etme gücüne sahiptir. Şehit devrimci kadınların hayallerini gerçekleştirme temelinde mücadele yürütüyoruz."

GERİLLA HER ALANDA İŞGALCİLERE KARŞI MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYOR

İşgalci güçlerin saldırılarına karşı gerilla direnişinin devam ettiğini söyleyen Feride Alkan, "Gerilla mücadelesi, kadınların, halkın, mazlumların başarı imkanını sağlayan bir mücadeledir. İşgale karşı gerilla mücadeleleri tüm ülkelerde galip gelmiştir. Küba'da, Vietnam'da, Çin'de ve daha birçok ülkede işgalcilerin gerilla güçleri tarafından yenilgiye uğratıldığını gördük. Kendilerini iyi örgütleyen gerillalar başarılı olabilir. Biz de 40 yıl Türk işgaline karşı direndik ve işgalci güçler mücadelemizi bitiremeyecek.

Gerilla tarzını ilham aldığımız şahsiyetlerden biri de Ekim ayında şehit olan Che Guevara. Bilindiği gibi Che Guevara 9 Ekim 1967'de Bolivya'da şehit oldu. Che, tüm gerilla hareketlerinin ve kadın mücadelesinin de ilham kaynağıdır. Çünkü bu kişi Küba devriminin başarısını kendisine yeterli görmemiştir. Tüm insanların mücadele etmesine ve kazanmasına öncülük etti, her şeyi bırakıp Bolivya'ya giderek halka öncülük etti.

Che zaten Arjantinli bir insandı. Yani gerilla mücadelesine inandı ve tüm emperyalist, işgalci güçlere karşı sonuna kadar mücadele etti. Emperyalizm, onun şahsında özgürlük hayalini ve gerillaya olan inancı yok etmek istiyordu. Ama bugün Kürdistan özgürlük gerillaları olarak büyük devrimci Che'nin ve onun şahsında şehit olan binlerce devrimcinin hayallerini yaşatmak için mücadele ediyoruz" diye konuştu.

ULUSLARARASI KOMPLO ASLA UNUTULMAYACAKTIR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komploya da değinen Alkan, "Hareketimize ve Önderliğimize karşı ABD, İsrail ve İngiltere öncülüğünde bir komplo düzenlendi. Yunanistan, Rusya ve Mısır'ı da dahil edildiği komplo sonucu önderlik soykırımcı Türk devletine teslim edildi. Komploda KDP ve YNK de Ankara-Washington antlaşması ile yer aldılar. Tüm dünya halkları ve özgürlükten yana olan insanlar bu komployu unutmamalıdır. Halit Oral yoldaş bu komployu Antep cezaevinde fark etti ve 9 Ekim 1998'de "Güneşimizi karartamazsınız" sloganı ile canını feda etti. Şehit Halit Oral yoldaş şahsında komploya karşı çıkarak yaşamını yitiren tüm şehitleri saygı ile anıyorum.

Aynı zamanda 9 Ekim 2019 tarihinde işgalci Türk devleti Girê Spî ve Serêkaniyê'yi işgal ederek komployu sürdürmek istedi. Orada çok büyük bir mücadele yürütüldü. Yüzlerce şehit verildi, düşman kimyasal saldırılar düzenledi. Mihemed adlı bir çocuğun kimyasal silah saldırı sonucu ne hale geldiğini tüm dünya gördü. Türk devleti insanlık dışı saldırılarla işgal politikalarını yürüttü. Kürdistan toprakları hala işgal altında ve bu işgale karşı mücadelemiz devam ediyor. Şehitlerimizin kanını kesinlikle yere bırakmayacağız ve bu toprakları özgürleştireceğiz" ifadelerini kullandı.

BERİTAN İHANET VE İŞGALE KARŞI KAHRAMANCA BİR DURUŞ SERGİLEDİ

Ekim ayının her anlamda önemli bir ay olduğunu vurgulayan Alkan, hem işgalcilerin saldırıları, hem de yürütülen büyük direniş ve kahramanlıkların yaşandığı bir ay olduğunu belirtti. Ekim ayının Kürdistan özgürlük hareketi ve Kürdistan kadınları için bir zafer ve onur ayı olduğunu da kaydeden Alkan şöyle devam etti: "Bu ayda yaşamını yitiren büyük şehitlerimizden biri de Gülnaz Karataş (Beritan) yoldaştır. 1992 yılında Türk devletinin KDP ve YNK ile işbirliği yaparak büyük bir operasyon başlattığı biliniyor. Bir taraf KDP, diğer taraf YNK saldırdı. Öte yandan işgalci Türk devleti de NATO, İsrail uçaklarıyla havadan saldırdı.

Heftanin'den Zap'a ve Xakurkê'ye kadar Kuzey ve Güney'in her yerinde saldırdılar. Bu saldırılarla PKK'yi yenilgiye uğratmak ve KDP çizgisini hakim kılmak istediler. 25 Eylül'de başlayan operasyon 25 Ekim'e kadar devam etti. En zorlu cephelerden biri de Soran cephesiydi. Komutanımız ve yoldaşımız Beritan (Gülnaz Karataş) öncülüğünde şiddetli bir savaşın yaşandığı bu cephede Osman'ın ihaneti gerçekleşti. Beritan yoldaş, KDP ve YNK'nin ihanetine karşı önderlik çizgisinde bir duruş sergileyerek son mermisine kadar direndi. Etrafı kuşatıldığında düşmanın eline geçmesin diye silahını kırdı ve "Bijî Serok Apo " sloganları ile kendini uçurumdan attı. Besêlerin ve Zarîfelerin direniş geleneğini sürdürdü

Heval Beritan, savaş ve özgürlük arasındaki ilişkiyi çok iyi tanımlamıştı. Bize  yalnızca savaş yoluyla özgür olabileceğimizin, kesintisiz bir mücadele yürütebileceğimizin ve hedefimize ulaşabileceğimizin mesajını verdi. Etrafı kuşatıldığında teslim olmaya reddetti. Heval Beritan'ın tarzı ve kişiliği Rêber Apo tarafından değerlendirildi. Önderlik kadın özgürlük talebinin ve bu güçlü iradenin özerk bir iradeye dönüşmesi gerektiğine karar vermişti. Beritan'ın duruşu kadın ordulaşmasını getirdi. Aralık 1993'te önderliğimiz kadınlara orduya katılma talimatı verdi. Bu adım heval Beritan'ın anısına atılmıştır. Hepimiz şehit Beritan'a borçluyuz. Beritan yoldaş bize Kürdistan'da bedelsiz, mücadelesiz yaşamanın imkansız olduğunu gösterdi."

EKİM AYI ŞEHİTLERİ PKK'NİN KARAKTERİNİ İFADE EDİYOR

Ekim ayında yaşamını yitiren kadın şehitlerinin mirasına sahip çıkacaklarını belirten Alkan, "Bu ay Çiğdem Türk yoldaş 10 Ekim 1995'te Behdinan'da şehit oldu. Çerkes olan ve Avusturya'dan katılan Çerkes Helin, 13 Ekim 1998'de şehit oldu. Yine Gurbetelli Ersöz de Ekim 1997'de şehit düştü. Avrupa'da milletvekili seçilen Heval Meryem Çolak, meclisten ayrılarak gerilla saflarına katıldı. Ekim ayında şehit düşen Meryem Çolak yoldaş çocuğuna bıraktığı mektupta 'Ben senin için mücadele ediyorum' dedi.

1997 yılında şehit düşen devrimcilerden biri de Alman Ronahi olarak bilinen Andrea Wolf. Farklı ulustan birçok arkadaşlar mücadeleye katıldı ve özgürlük için savaştı. Şehitlerimiz bizim için onurlu bir yaşamın cevabıdır. Halklar önderlik şahsında ve PKK mücadelesinde kendi özgürlüklerini görüyorlar. Kadınlar önderlik çizgisinde el ele vererek, omuz omuza işgalcilere karşı mücadele ediyor" şeklinde konuştu.

GERİLLAYA KARŞI 24 SAAT SAVAŞ YÜRÜTÜLÜYOR

Feride Alkan, Kürdistan Özgürlük Hareketi'ne yönelik saldırıların 2015 yılından bu yana kesintisiz devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti: "Soykırımcı faşist güçler Kürdistan'ın dört parçasına yönelik saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılara karşı 1984'ten beri gerilla savaşı veriliyor. Ancak 2015'ten bu yana ilk kez aralıksız çok zor bir savaş yürütülüyor. Ergenekon, beyaz, siyah ve yeşil faşizm dediğimiz güçler bir olmuş, AKP ve MHP ittifakını kurdu. Bu faşist ittifak bütün teknik imkanlarını kullanarak, 'Çöktürme' planı ile Kürt halkına saldırıyor. Varlığımızı kendileri için 'Beka' sorunu olarak görüyorlar. Bu çerçevede 2015 yılından bu yana önderliğe karşı bir tecrit uyguluyor. Binlerce Kürt devrimce cezaevlerinde, Kürdistan'ın her alanı zindana çevrilmiş durumda. Yine 2015 yılından bu yana gerillaya karşı da yoğun bir savaş yürütülüyor. Günde 40-50 savaş uçağın yanı sıra her türlü silahı, tüm savaş araçlarını ve çeteleri gerillalara karşı kullanıyorlar. Gerillaya karşı 24 saat savaş yürütülüyor, gerillanın kendini muhafaza etmemesi için Kürdistan'ın tüm ağaçlarını kesip yakıyorlar.

Gerillaların geliş-gidişlerine engel olmak için Kürdistan topraklarına baraj yapıyorlar. Bakur'un her alanlarını işgal eden AKP-MHP faşizmi herkesi ajan yapmak istiyor. Kürdistan'ı aynı zamanda fuhuş ve uyuşturucunun da kullanıldığı bir yer haline getirdiler. Kürdistan toplumunu yozlaştırmak, özgürlük talebini bastırmak ve gerillayı yalnızlaştırmak için sürekli bir savaş yürütüyor. Bu saldırılara karşı YJA-Star öncülünde gerilla güçleri Kürdistan'ın her yerinde güçlü bir direniş sergiliyor. Bu süreçte büyük şehitlerimiz oldu. Zîn Cizîr, Çîçek Kurtalan, Sarya  Colemerg, Jînda Dersîm, Berçem Gever, Gülnaz Ege Türk bir arkadaşımızdı, Azê Malazgîrt, Nujîn Ankara, Şevîn Çewlîq, Evîn Amed, Doza Mardîn, büyük komutanımız Delal Amed, Binevş Cenk, Helîn, Jînda Özgür ve yüzlerce değerli arkadaşımız şehit düştü ama asla düşmanın kazanmasına müsade etmediler. Bu direniş düşmanın hesaplarını boşa çıkardı. 2020 yılında Heftanin'i tamamen işgal ettiler ama Esmer ve Zelal heval öncülüğünde saldırıları boşa çıktı.

Gare'yi işgal etmek isteyen düşman Şoreş Beytûşebap öncülüğünde büyük bir hezimet yaşadılar. 23 Nisan'dan bu yana Metîna, Avaşîn ve Zap alanlarına yönelik işgal saldırıları devam ediyor. Zendûra, Werxelê, Girêsor ve Küçük Cilo gibi alanlar başta olmak üzere Zap, Metîna ve Avaşîn alanlarında büyük bir direniş var. Bu direniş düşmanı zayıflatıyor. AKP ve MHP'nin durumunu görüyoruz. Süleyman Soysuz ve ekibi bu savaştan ne kadar rant elde ettikleri ortada. Devlet Bahçeli de açlığının ve yoksulluğunun sebebinin gerillalara karşı yürütülen savaştan kaynaklandığını kabul etti. Şimdi çete lideri Sedat Peker iktidarın tüm gerçeklerini ortaya çıkarıyor.

Düşman da bu savaşta başarılı olamayacağını biliyor. Diyarbakır zindanında başarılı olamadılar, 23 yıldır İmralı'da başarılı olamadılar. Halk alanında da başarılı olamadılar, ne Amed'de, ne Van'da, ne İstanbul'da, ne Ankara'da başarılı olamadılar. Garê direnişinde de ortaya çıktı ki asla kazanamayacaklar. Kadınlar öncülüğünde yürütülen mücadelenin zafere ulaşacağı bir kez daha ortaya çıktı. Bölgedeki işbirlikçilerin desteğine rağmen Türk devleti asla başarılı olamayacak. En son Xelîfan'da aralarında heval Tolhildan'ın da bulunduğu 6 yoldaşımızı şehit ettiler. Şehitlerimiz en büyük güç kaynağımızdır. Aralıksız devam eden 7 yıllık savaş halkların başarısı ile taçlanacaktır."