Kürtlerin resmi olarak inkar edilmeye başlandığı ve Osmanlı'nın tarihe karışarak Türkiye cumhuriyetinin kuruluş akdi olarak sayılan Lozan Antlaşması bundan 96 yıl önce 24 Temmuz’da İsviçre'nin Lozan kasabasında imzalandı.
O güne kadar Kürtlerin "kurucu unsur" olarak kabul edildiği ancak anlaşmanın imzalanmasından sonra "inkar, imha ve asimile edilmesi gereken unsur" olarak ele alındığı anlaşmanın yüzüncü yılının dolmasına 3 yıl kaldı.
Ne Kürtlerin "kurucu unsur" olduğu, ne de tüm inkar, imha ve asimilasyon politikalarına rağmen "yok edildiği" bu 97 yılda, Kürtler hiçbir şekilde bu anlaşmayı kabul etmediler.
Rojava devrimini kendisi için büyük bir tehdit olarak algılayan Türk devleti yetkilileri ise son yıllarda sık sık Misakı Milli'yi gündeme getirerek, Lozan'ın güncellenmesini dile getiriyor.
Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son yıllarda birçok defa "Lozan hezimettir" diyerek, Halep'ten başlanarak Musul ve Kerkük'e kadar işgal etme emelini Misakı Milli hayaliyle ile dışa vurdu.
Mustafa Kemal'in Kürtlere oynandığı oyunun aynısını bugün Tayyip Erdoğan'ın oynamaya çalıştığını dile getiren Kobanêli tarihçi-edebiyatçı Husên Mihemed Elî, K. Marx'ın "Tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekerrür eder" sözlerini hatırlatarak, değerlendiriyor.
'MUSTAFA KEMAL KÜRTLERLE İTTİFAK YAPARAK KAZANDI'
ANF'ye konuşan Elî, Lozan'dan önce İtilaf devletlerinin Osmanlı ile imzaladığı Serv Anlaşmasını hatırlatarak, "O anlaşma Osmanlı İmparatorluğu'nun tabutuna çakılan son çivi" olduğunu kaydediyor ve şunları ekliyor: "Bunun üzerine Mustafa Kemal Kürtlerle bir ittifak geliştirerek, istiklal savaşını verdi. Türklerin bu savaşı tek başına vermesinin imkanı yoktu ve savaş kazanıldı."
Savaşın kazanılmasından sonra Mustafa Kemal'in elinin İtilaf devletlerine karşı güçlendiğini kaydeden Elî, bu şekilde Lozan masasının kurulduğunu belirtiyor ve o masa kurulurken Mustafa Kemal'in Kürtlere en büyük oyununu oynadığını dile getiriyor.
Mustafa Kemal'in elinin güçlenmesiyle İtilaf devletleri için önceliğin "Türkiye Sovyet Rusya'dan mı yana olacak, yoksa kendilerinden mi yana olacak?" sorusu olduğunu dile getiren Elî, "Mustafa Kemal de bunu gördü ve sonuna kadar kullanmak istedi. Bu şartlarda Lozan'a gidildi ve Atatürk, kendisini temsilen bir Kürt olan İsmet İnönü'yü gönderdi. Burada Batı'ya istediği mesajı vermiş oldu ve oyununu bu şekilde kurdu" diyor.
'MAKBUL KÜRTLER HASAN HAYRİ'NİN HİKAYESİNDEN DERS ALSIN'
Erdoğan'ın da bugün Rusya ve ABD arasında aynı oyunu oynadığını söyleyen Elî, Lozan görüşmelerinin sürdüğü günlerde Atatürk'ün Dersim Mebusu Hasan Hayri Bey'i Kürt kıyafetleri ile mecliste konuşma yapmaya teşvik ettiğini ve bu kişinin de bugünkü "makbul Kürtlere" denk düştüğünü belirtti.
Tarihçi Husên Mihemed Elî, şu ifadeleri kullanıyor: "Bir neden buydu. Yani Mustafa Kemal Batı ile Sovyetler arasındaki çelişkileri kendisi için iyi değerlendirdi. Bir diğeri de bizler birlik değildik. Bazı Kürtlerimiz çalınmıştı bizden. Kendileri için makbul olanlar. Hasan Hayri de bunlardan biriydi. Kürt kıyafetleriyle Meclis'te Kürtçe konuştu, Lozan imzalandıktan sonra da anayasaya aykırı hareket ettiği iddiasıyla idam edildi. İdam edilirken son talebi sorulunca, 'benim mezarımı bir yol kenarında yapın ki, gelen geçen bütün Kürtler mezar taşıma tükürsün diyor'. Bu örnek bugün hala Türk devletinin yanında duran 'makbul Kürtler' için gayet öğreticidir."
'COĞRAFYANIN LANETLİLERİ OLARAK DAMGALANDIK'
Erdoğan'ın sık sık dile getirdiği Misakı Milli söyleminin ise hiçbir hukuki karşılığının olmadığını kaydeden Elî, "Misakı Milli hem Serv'de hem de Lozan'da bitmiş bir hikayedir. Birinin altında Osmanlı, birinin altında yeni kurulan Türk devletinin imzası var. Marx, 'Tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekerrür eder' der. Ama biz Kürtler için hep trajedi oldu. Bu anlaşmalarla bizler coğrafyanın lanetlileri olarak damgalandık" diye kaydediyor.
ŞARTLAR DEĞİŞTİ
Suriye krizinin çözümü için Cenevre'de yapılan görüşmeleri Lozan'a benzeten Elî, "Bugün de yine Kürtler orada kabul edilmiyor. ENKS gibi bazı 'makbul Kürtler' dışında... Ama dünya değişti. Dünya değişmeye devam ediyor. Bugün Kürtler de eski Kürtler değil. Yeni bir dünya ve sistem kuruluyor Ortadoğu'da. Eğer Erdoğan 100 yıl sonra yeniden Mustafa Kemal'in kartlarıyla oynamaya kalkışırsa şartların değiştiğini hatırlatmamız gerekir. Bu öyle kolay olmayacak. Böyle bir durumda herkes perişan olsa da herkesten önce Türk halkı perişan olacak" diye belirtiyor.