2019 yılına, Leyla Güven’in ve ardından, Hewlêr’de Nasır Yağız, İngiltere’de İmam Şiş, zindanlarda PAJK-PKK tutsaklarının yüzleri aşan guruplar ve Strasbourg eylemliliklerinin, Kürt Halk Önderliğinin üzerindeki tecridin kaldırılması talebi ile geliştirilen tarihi süresiz- dönüşümsüz eylemlilikleri ile başladık. Bu eylemliliklere katılanları saygı ve sevgi ile selamlıyorum. 12 Ocak 2019 tarihinde Önderliğimizle, kardeşi Mehmet Öcalan’ın gerçekleştirdiği görüşme açlık grevi eyleminin sonucunda gelişti. Demek ki güçlü bir şekilde hep birlikte direnirsek daha güçlü başarıları elde edebileceğiz ve tecridi kırabileceğiz. Önderliğimizle gerçekleşen görüşmenin enerjisi ve gücü bizi daha fazla mücadeleye ve direnişe teşvik etmiştir.
Açlık grevi eylemlilikleri ile Faşist Türk devletinin sürekli oluşturmak istediği sahte gündemlerden çıkılmış oldu. Esas olana kilitlenme gelişti.
Leyla Güven’in ve tüm açlık grevi eylemi yapan arkadaşlar önderliğe en üst düzeyde bir sahiplenme gerçekleştirdiler. Leyla Güven önderliğimizin kadın özgürlük düşünceleri temelinde gelişen Özgürlük Hareketimizin çalışmalarına katılan milyonlarca kadından bir tanesidir. Özgürlüğü, kendini tanımayı, bir kadın olarak insanca yaşamı Önderliğimizin özgür yaşam felsefesinde bulabilmiştir. Leyla Güven ve tüm eylemciler önderliğimizin özgürlük paradigması, kadın özgürlük çizgisini güçlü benimsemişlerdir. Bu temel de halkımıza ve kadınlara öncülük yapmaktadırlar.
Leyla Güven bu eylemi ile Kürtlere, kadınlara, insanlığa çok güçlü bir öncülük yapmakta ve herkesin nasıl bir direniş içinde olması gerektiğinin yol haritasını, perspektifini de geliştirmektedir.
Aslında bir kez daha hem Kürt halkının bir bireyi, hem de kadın olarak bir Leyla Güven’in önderliğimizle güçlü özgürlük bağını, bundan ortaya çıkan özgürlük enerjisini de değerlendirmeliyiz. Leyla Güven Konya Kürtlerindendir. Sürgüne uğramış halk gerçeğinin, çok zorlanmış bir parçasını temsil ediyor. Yine bir kadın olarak devletin toplumsal cinsiyetçilik politikalarına sürekli karşı çıkmıştır. Erken yaşta evlenmiş, boşanmış, iki çocuğuna karşı sorumlulukları var. Kendisi toplumun, kadınların özgürlük mücadelesine katılma kararı aldığında çevresi karşı çıkılmıştır. Leyla Güven Önderliğimizin özgürlük ideolojisi ile tanıştıktan sonra geleneksel yaşamı, kadın köleliğini, kadın için çizilen sınırları red ediyor.
Burada bir kez daha Önderliğimizle kadınlar arasında ki sarsılmaz büyük bir güven, inanca dayalı sevgi-saygı ilişkisini görmeliyiz. Önderliğimiz kadınları hep özgürlük mücadelesine çekmiştir. Önderlik ve kadınlar arasında ki arkadaşlık, yoldaşlık verili sistemin anlayabileceği, kavrayabileceği bir olay değildir. Bu ilişki çıkarsızdır, içtendir, candandır. Kadınların özgürleşmesi, iradeleşmesine dayalıdır. Bu ilişki özgür yaşamın kurulmasının temelini oluşturur. Çağımızda en fazla kirletilen, üzerinde oyunlar oynanan, köleleştirilen, sömürülen, metalaştırılan, kişiliksizleştirilen kadınların tarihinin alt üst edilmesini, kadınların etrafında ki katmerli kölelik duvarlarının yıkılmasını içermektedir.
Dolayısı ile Önderliğimiz üzerindeki tecridin kırılmasına yönelik Leyla Güven’in öncülüğünde başlayan açlık grevleri son derece anlamlıdır. Önderlik ve kadınlar arasındaki bağlılığın, sevginin, mücadele arkadaşlığının özgür yaşamı nasıl yarattığını göstermektedir. Önderliğimiz birçok kez “özgürleşen kadın özgürleşen Kürdistan’dır” dedi. Leyla Güven özgürlük duruşu, direnişi ile bir kez daha Kürt kadınlarının şahsında halkımızın özgürlük iddiasını ortaya koymuştur. Halkımızın da Önderlikle geliştirdiği derin bağ ve güven de bu çerçeveden bakıldığında benzerdir. Halkımız, kadınlar, gençler bu düşünce ve duygu bağını çok güçlü hissetmektedirler. Açlık grevine katılan tüm arkadaşların, yurtseverlerin, özgürlük savaşçılarının da aynı şekilde büyük kararlılık, iddia ile tarihi rol ve misyonlarını oynamaktadırlar. Bu duruş Kürt halkının kendi ülkesinde özgürce, kimliği, dili ile yaşamanın kararlılığıdır.
Açlık grevi eylemlilikleri ile halkımızın, kadınların köleliği asla kabul etmeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. 21. yüzyılda Kürtler ve kadınlar hak ettikleri onurlu, kimlikli yaşamı mutlaka yaratacaklarını bu eylem ve bu eylem etrafında gelişen tüm eylemliliklerle ortaya koymuşlardır.
Önderliğimizin tarihsel öncülük rolü artık tüm insanlık tarafından bilinmektedir. Bu nedenle tecridi kırmak için mücadelenin her sahasına güçlü katılalım. Leyla Güven’in sesine ses olalım. Bu eylemi görevlerimizi yerine getirerek sahiplenelim.
Önderliğimiz Kürt sorununun çözümü, özgür yaşamın gelişimi için yapılabileceklerin hepsini yaptı. Mücadeleyi önemli bir düzeye getirdi. Güçlü bir kadın ve halk iradesi ortaya çıkardı. Gerisinin getirilmesi, başarılması bize kalıyor. Biz görevlerimizi, sorumluklarımızı yerine getirmeliyiz. Dağda, zindanda, evde, sokakta özgürlük savaşçıları, halkımız, kadınlar, dostlarımızın tümünün tutumları belirleyicidir. Eylemliliklere, örgütlenmelere sürece güçlü katılalım.
Hepimiz Önderliğimizin tecridinin kaldırılmasına odaklanalım ve kazanalım.
Kaynak: Yeni Özgür Politika