Halkların örgütlülüğü salgın ve onu yaratan sistemi aşacaktır*

Kapitalizm ve endüstriyalizm doğayı tahrip etti, doğanın dengesini bozarak yeni hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Devlete inanılmamalı, tüm toplum dayanışma içinde olmalı.

Çin’de ortaya çıkarak Ortadoğu, Avrupa ve tüm dünyaya yayılan Coronavirüs salgını binlerce can almıştır. İnsanlığın ve sağlık çalışanlarının görevi sadece bu hastalığı tedavi etmek değildir. Bu tür hastalıkların ortaya çıkmasını sağlayan ortamları engellemek de en temel görevleridir. Tabii ki salgının yaygınlaşmasını önlemek, hastaları tedavi etmek bugünkü temel görevdir. Bu konuda duyarlılık her geçen gün artarak salgının önlenmesi ve tedavisi için büyük bir çaba gösterilmektedir. Tüm bilim insanları, doktorlar ve tüm sağlık çalışanları bir seferberlik halinde çalışmaktadır. Zaten olması gereken de budur.
Ancak insanlığı böyle bir tehlikeyle karşı karşıya bırakanların da sorgulanması gerekmektedir. Bu tür virüsler ve hastalıkların uzak olmayan bir zamanda insanlığın başına bela olacağı konusunda ciddi uyarılar yapılmıştır. Kapitalizm ve endüstriyalizmin doğayı tahrip ettiği, doğanın dengesini bozarak yeni hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırladığı vurgulanmıştır. Kapitalizm ve onun endüstriyalizm anlayışının sömürü ve kâr hırsının sadece doğanın değil, tüm insanlığın ortadan kalkmasıyla sonuçlanacak durumlar yaratacağı bilimsel verilerle ortaya konmuştur. Ancak ekolojistler, kapitalizm ve endüstriyalizme karşı eko-endüstri ve komünal ekonomi seçeneğini önerenler dikkate alınmamıştır. Sonunda insanlık böyle bir belayla karşı karşıya bırakılmıştır. Kapitalizmin en hızlı geliştiği ülke olan Çin’de bu virüsün ortaya çıkması tesadüfi değildir. Ekolojik yıkımı dikkate almayan kapitalist ekonominin sonucu olduğu tartışmasız bir gerçekliktir.

BİLİM İNSANLARI VİRÜSÜN KAYNAĞINI DA SORGULAMALI

Bu durum en başta da insanların sağlığından sorumlu bilim insanlarına, doktorlara ve tüm sağlıkçılara büyük bir sorumluluk yüklemektedir.  Sadece ortaya çıkan hastalıkla ilgilenmek, sorumluluğu yerine getirmek anlamına gelmez. Sağlık konusunda sorumlu tüm kurum ve kişilerin böyle bir virüsü ortaya çıkaran kapitalizm ve endüstriyalizmi sorgulaması gerekmektedir. Ancak bu yapıldığında bilim insanlığı görevi yapılmış ve Hipokrat yemininin gerekleri yerine getirilmiş olur. Kar ve sömürü hırsıyla doğayı tahrip edip hastalıklar ortaya çıkaran kapitalizm ve endüstriyalizm insanlığın sırtında bir yük olmaktan çıkarılmak zorundadır. Kapitalizmin toplum ve insan karşıtı bir sistem olduğu bu olayla bir daha netleşmiştir.

RÊBER APO ALTERNATİFİ ORTAYA KOYDU

Kapitalizm ve endüstriyalizm konusunda başta Murray Bookchin olmak üzere birçok bilim insanı ve entelektüeller çözümlemeler yapmış, insanlık düşmanı karakterini ortaya koymuştur. Bu entelektüellerden yararlanan, kapitalizmi ve endüstriyalizmi çok köklü bir eleştiriye tabi tutan ve bütünlüklü alternatifini ortaya koyan Kürt Halk Önderi Rêber Apo’dur. Çok kapsamlı çözümlemeler temelinde kadın özgürlükçü ekolojik demokratik toplum paradigmasını geliştirmiştir. Eko-endüstri ve komünal ekonomiye dayalı ekolojik toplumu ideolojik-teorik temele kavuşturmuştur. Coronavirüsün ortaya çıkması ne yazık ki Rêber Apo’nun tüm çözümlemeleri ve tespitlerini doğrulamıştır.

BU DÜZENİ KABUL ETMEK İNSANLIĞA İHANET

Gelinen aşamada insanlık açısından bir dönüm noktası yaşanmak zorundadır. Kapitalizm insan ve toplum sağlığı sorunu haline gelmiştir. Biz sağlıkçılar başta olmak üzere tüm insanlığın mevcut durumu sorgulaması gerekmektedir. Artık önceki ekonomik sistemi, bunun yarattığı toplumsal ve siyasal düzeni kabul etmek insanlığa ihanet etmek olur. Bu temelde tüm insanlığı ortaya çıkan durumu ve bunu yaratan nedenleri sorgulamaya, insanlığı bu tür belalardan kurtaracak tutumları göstermeye ve tedbirleri almaya çağırıyoruz.
Coronavirüs salgını ciddiye alınmalıdır. Ciddiye alınmaması, iktidarlarını korumak yada zayıflıklarını göstermemek için zamanında şeffaf davranıp tedbir alınmaması virüsün yaygınlaşmasına yol açmıştır. En başta da şeffaf ve demokratik olmayan siyasi sistemler ve kapitalist ülkelerdeki iktidarların halka karşı sorumsuzlukları bu durumu ortaya çıkarmıştır.

AKP-MHP İKTİDARININ AÇIKLAMALARINA İNANILMAMALI

Bu duruma en somut örnek Türkiye ve İran’dır. Zamanında tedbirler alınmayarak halklarımız ciddi tehlikelerle karşı karşıya bırakılmıştır. Türk devleti ve iktidarları sürekli biz batı ile doğu arasında köprüyüz, transit geçiş ülkesiyiz, dünyanın her yerine dağılma buradan olur, Türkiye dünya ekonomisinin ambar ülkesidir, böyle bir role sahiptir derken; virüsün doğudan batıya geçerken Türkiye'yi atlaması anlaşılır değildir. AKP-MHP faşist diktatörlüğü şeffaf olmama, gerçekleri gizleme tutumunu ve topluma karşı yürüttüğü özel ve psikolojik savaşı Coronavirüs salgınında da ortaya koymuştur. Nitekim mızrak çuvala sığmayınca gün gün vakaları açıklamak zorunda kalmışlardır. Yakında ölümleri de açıklayacaklardır. Tabii ki vakaları az gösterdikleri gibi ölümleri de az göstereceklerdir.
Halkımız devletlerin açıklamalarına inanmamalı, durumun ciddi olduğunu görerek tedbirlerini almalıdır. AKP faşizminin tek düşündüğü iktidarını ayakta tutmaktır. İktidarını ayakta tutmak için Türkiye'yi her yerde savaşa sokan bir iktidardan her şey beklenir. Bu açıdan bu iktidarın hiçbir açıklamasına inanılmamalıdır. Zaten halklar inanmadığı için Türkiye’de ne maske, ne kolonya, ne de hijyen malzemesi kalmıştır.

HALKLAR TEDBİRİNİ ALMALI, SAĞLIKÇILARI DİNLEMELİ

Kürt halkı ve tüm halklar İstanbul, Çukurova ve Ege gibi metropol alanlarında tedbirlerini mutlaka almalıdır. Virüslerin hangi şehirlerde olduğu açıklanmasa da büyük şehirlerde yaygın olacağı göz önünde tutmalıdırlar. Kürdistan'da da büyük şehirlerde dikkatli olunmalı ve salgın geçene kadar toplu alanlarda bulunmaktan kaçınılmalıdır. Kuşkusuz sağlıkçıların temizlik, yaşlılar ve hastalar konusunda yaptığı tüm uyarıları da dikkate alınmalıdır.

DAYANIŞMA GÖSTERİLMELİ

Bu dönemde tüm demokrat ve yurtsever doktorlar ve tüm sağlıkçılar da salgının önlenmesi ve hastaların tedavisi için üstlerine düşen görevleri yerine getirmelidirler. Böyle yaşamı ilgilendiren ciddi konularda halkımızın sağlığı sadece devletin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Yine Kürdistan'da ekonomik durumu iyi olanlar yoksul halkımızın bu salgından korunması için gereken dayanışmayı göstermelidirler. Virüsün hiçbir sosyal sınıf farkı gözetmeden yayıldığı dikkate alınırsa tüm toplumun bu virüse karşı dayanışma içinde olması gerekmektedir.
Bu öldürücü virüsün tüm sorumlu kurumların ve insanların çabasıyla yayılmasının önüne geçileceğine inanıyor, ölümlerin en az yaşanmasını temenni ediyor, insanlığın toplumsal kültürünün ve sorumluluk duygusunun ayağa kalkarak bu belayı da yeneceğine inanıyor, tüm insanlığa ve halklarımıza sağlıklı yaşam diliyoruz. 

*Bu makale KCK Sağlık Komitesi tarafından kaleme alınmıştır.