Dünyanın en ahlaksız ve skandal bir kararını ABD aldı. PKK’nin 3 yöneticisi, Kürt Özgürlük Hareketi’nin 3 önder kadrosu için yakalama emri çıkardı. Bunu da Türk devletiyle ekonomik, siyasi çıkarları gereği yaptı. Böylece Türk devletinin Kürt soykırım politikasının ortağı oldu. ABD’nin ahlaki, vicdani, adalet, hakkaniyet ölçüsünün olmadığı bir daha görüldü. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik komploda ABD nasıl esas rolü oynadıysa şu anda Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik tasfiye saldırılarında da aynı rolü oynamaktadır.
21. yüzyılın en büyük soykırım saldırısına Şengal’de Êzîdî Kürtler uğradı. Bu soykırım karşısında ne Irak ne de KDP direnç gösterdi. DAİŞ önünden kaçtılar. ABD’nin kılı kıpırdamadı. Yüz binlerce Êzîdî soykırım saldırısından kaçarak yollara döküldü. Eğer HPG-YJA STAR gerillaları olmasaydı Êzîdîler büyük bir soykırım yaşayacaktı. HPG’liler fedaice direndi. Arkasından YPG ve YPJ’liler geldi. HPG-YJA STAR gerillaları YPG-YPJ gerillaları ile birlikte bu soykırımı önleyerek dünyayı bir utançtan kurtardılar. Dünyanın en büyük siyasi ve askeri gücü ABD de utançtan kurtarıldı. Daha sonra HPG-YJA STAR gerillaları YBŞ ve YJŞ gerillalarıyla birlikte Şengal’i DAİŞ işgalinden kurtardılar. Şimdi ABD Şengal’i kurtaran PKK yöneticileri için yakalama kararı vermiş. Tabi ki Türk devleti için.
HPG-YJA STAR gerillaları sadece Şengal’i değil Hewlêr ve Kerkük’ü de DAİŞ işgalinden kurtarmıştır. Hata Süleymaniye de DAİŞ tehdidinden kurtarılmıştır. KDP lideri gerillalara Hewlêr işgalini önledikleri için teşekkür etmiştir. Tabi ki Kerkük ve Süleymaniye halkı da, YNK ve tüm diğer partiler de gerillayı bu tutumu nedeniyle övmüşlerdir. HPG gerillaları DAİŞ’e karşı mücadelesiyle ABD’nin itibarını kurtarmışlardır. Çünkü o güne kadar ABD kendini Başurê Kurdistan’ın koruyucusu görüyordu. Ama Başurê Kurdistan’ı koruyan HPG-YJA STAR gerillaları oldu.
ABD HPG-YJA STAR gerillalarının komutanı için yakalama kararı alıyor. İhbar edenlere de para ödülü vereceğini açıklıyor. Bugüne kadar DAİŞ’e karşı mücadelede Kürtleri övenler şimdi böyle bir ahlaksızca karar alıyorlar. Bu karar Kürtlere saldırıdır. Herkes de biliyor ki, son 45 yıldır Kürtlerin özgürlük mücadelesini veren, Kürtleri Kürdistan’ın her parçasında etkili bir askeri ve siyasi güç haline getiren PKK’dir. Eğer PKK tarih sahnesine çıkmasaydı bugün Kürdistan’ın tüm parçalarında Kürtlerin varlığı hissedilmezdi. Başurê Kurdistan’daki somut kazanımlar da olmazdı.
ABD bu kararıyla mazlum Kürt halkı üzerinde yürütülen soykırım politikasına ortak olduğunu gösterdi. En büyük Kürt düşmanı Türkiye’ye açık destek verdi. Dünyanın en mazlum halklarından olan Êzîdîlerin Türk uçaklarıyla bombalanmasına ses çıkarmadı. Êzîdîlerin lideri Mâm Zeki Şengal’yi katledenlere hava sahasını açan da ABD’dir. 2014 3 Ağustos’ta DAİŞ’in saldırısı karşısında kılını kıpırdatmayan ABD bu saldırılara da göz yumdu. Bu saldırıların suç ortağı oldu.
DAİŞ’e karşı mücadele eden ve binlerce şehit veren Rojava Kürtleri ve Kuzey Suriye’ye Türk devleti sürekli saldırıyor. ABD bunu da engellemiyor. Hatta Türkiye’yi saldırtarak Rojava Kürtlerinin tamamen kendisine teslim olmasını sağlamaya çalışıyor. Çünkü ABD, karşısında iradeli özgür Kürt istemiyor. ABD DAİŞ’e karşı ittifak yaptığı Kürtlere yönelik saldırıya da göz yumuyor. Böylece büyük bir ahlaksızlık ve vicdansızlık yapıyor. Buna toplum dilinde kalleşlik denir.
Kürtler karşısında tutum her devletin ve siyasi gücün karakterini ortaya koyar. ABD Kürtlere yönelik bu tutumuyla nasıl bir karakterde olduğunu gösterdi. Böyle bir ülke ne kadar askeri ve siyasi güç olsa da politika ve tutumuyla insanlığın gözünde mahkum olur; en düşkün ülke olarak görülür. ABD’nin bu tutumu ahlaki düşkünlüktür. Hak ve adaletten yoksunluktur. ABD bu kararıyla çok şey kaybetmiştir. Kobanê direnişi sırasında Kürtlerle ittifak kurarak kazandığı imajını tümden kaybetmiştir. Siyasi ve ekonomik çıkarları gereği tüm insani değerlere sırtını çevirmiş; insani değerleri satan, insanlık düşmanları ile ittifak kuran bir ülke durumuna düşmüştür. DAİŞ’le ittifakla Türkiye ile ittifak arasında fark yoktur. Aslında Türkiye’ye verdiği destek DAİŞ zihniyetine verdiği destektir.
ABD böyle Kürt düşmanı bir karar alırken, tüm Kürt siyasi güçlerinin tutumu da önemlidir. Halk bu karara öfkelidir. Ve eylemleriyle karşı çıktığını ortaya koyuyor. Ancak siyasi güçler ve partiler aynı düzeyde bu tutumu göstermiyorlar. Açıklamalar ve cılız tepkiler Kürt siyasi partilerinin ve örgütlerinin bu kararın ciddiyetini fark etmediklerini gösteriyor. Bu karar tüm Kürt halkına yöneliktir. Kürt siyasi güçlerine yöneliktir. Bu karara karşı çıkmayan Kürt siyasi partileri kendilerine karşı yönelecek bir saldırıda da kendilerini yalnız bulurlar. Eğer Kürt partilerine yönelik saldırıya karşı Kürt partilerinin ortak karşı çıkma kültürü, anlayışı, geleneği oluşmazsa bundan tüm Kürt siyasi güçleri zarar görür. Kaldı ki, PKK’nin zayıfladığı ortamda tüm Kürt siyasi güçleri zayıf düşer. Bunu anlamamak aptallıktır. En başta da kendi geleceklerini tehlikeye atmaktadırlar. PKK’nin zayıflaması ve tasfiye edilmesinde kendilerinin kazanacaklarını düşünüyorlarsa bu kendileri için gaflet, Kürtler için ise ihanet durumudur.
PKK yöneticilerinin belirttiği gibi dost düşman bu günlerde belli olur. KDP’yi bir tarafa bırakalım, YNK, Goran ve Yeni Nesil hareketi bu karara açık tavır almazlarsa hem dostluğa ihanet etmiş olurlar hem de kendi kuyularını bu tutumlarıyla kazmış olurlar.
Kaynak: Yeni Özgür Politika