Türk devleti KCK, PKK, gerilla şahsında tüm Kürtlere yönelik saldırılarını sürdürüyor. Efrîn’den Kuzey ve Doğu Suriye topraklarının tamamına, Şengal’den Kerkük ve Bradost alanına kadar geniş bir alandaki saldırıları bunu açıkça gösteriyor.

Türk devleti, bu saldırıları işbirlikçi Kürtlerle birlikte stratejik hedefler belirleyerek planlıyor.

MAM ZEKİ...

Türk devleti ve yerel işbirlikçileri ile birlikte yapılan planlamada, geçen sene Şengal’de Mam Zeki Şengali hedeflendi. Şengali, Ağustos ayında Koço köyü katliam anmasından dönerken, işgalci Türk devletinin saldırılarına maruz kaldı ve hayatını kaybetti. Şengali, stratejik olarak belirlenip hedeflenmişti. Zira 3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ Türkiye’nin desteği ile Şengal’e saldırdıktan kısa süre sonra, Şengal’e geçerek, bu katliamın önünü almaya çalıştı. Kendisi bir Şengal Êzidîsi olduğu için kısa süre içinde Şengal halkının güven duyduğu, etrafında toplanıp örgütlendiği, Şengal’i DAİŞ saldırılarına karşı savunan YBŞ/YJŞ güçlerinin oluşturulmasını sağladı. Böylelikle çok kısa süre içinde Şengal halkının bir önderi olduğunu kanıtladı. Şengal halkı da onu bağrına basarak etrafında kenetlendi. Mam Zeki Şengali, Şengal’da kaldığı süre içinde peşmergelerle YBŞ, peşmergelerle diğer güçler ve yine YBŞ ile diğer güçler arasında çıkan askeri sorunları, bölgedeki siyasi sorunları çözen bir güç olduğunu kabul ettirdi. O yüzden peşmerge ile YBŞ güçleri arasında bir sorun çıktığında, peşmergeler bile "Mam Zeki nerede, o şimdi devreye girer ve sorunu çözer" diyordu. Öncülüğü ile Şengal’de güçler arasında bile herhangi bir sorunun çıkmamasına özen gösteriyor, çıkan soruları büyümeden çözüyordu. Mam Zeki Şengali, Şengal’daki pratiği, önder rolü ile Kürt güçleri arasında ve Kürt güçleri ile diğer güçler arasındaki sorunların çatışmasız bir şekilde çözülebileceğini gösterdi. Bunu yaparken dayandığı ideoloji ve felsefenin de etkili olmasını sağlıyordu. Bundan rahatsız olan işbirlikçi güçler ile AKP, Türk devleti, Mam Zeki Şengali’yi stratejik bir hedef olarak belirledi.

Şengali, en fazla Kürt Ulusal Birliği için çaba sarf eden de biriydi. Ulusal birliğin sağlanması adına Ulusal Birlik Kongresinin yapılması için Mesut Barzani başta olmak üzere KDP ile en fazla görüşen kişiydi. Onun gerçekleştirdiği görüşmeler bazı sonuçlar da vermişti. Bu çabaları belli sonuçlar da doğurmuştu. Ancak KDP’nin AKP'nin planlarına göre hareket etmesi sonucu bu çabalar sonuçsuz kalmıştı. Çünkü Türkiye, KDP ile yaptığı ittifaktan ötürü buna engel olmuştu. Ancak Şengali’nin Şengal’den yarattığı etki ile bu girişimi de giderek tüm Başur’da etkil olmaya başlamıştı.

DİYAR XERİB...

AKP ve RTE yönetimindeki Türk devleti, 5 Temmuz’da da KCK Başkanlık Konseyi Üyesi Diyar Xerib’i (Helmet’i) hedefledi. Xerib, Başûrê Kurdistan’ın Süleymaniye kentine bağlı Qaradax bölgesinden Kürdistani bir ailenin oğluydu. Qaradax da Başur'da tıpkı Germiyan gibi savaşkanlığı ve yurtseverliği ile bilinen bir bölge. Xerib’in bir kardeşi, 1991 yılındaki Raperin yani Serhildan’da bir kardeşi Ranya’da şehit düştü. Xerib, Başur’un özgürlükçü aydınlarından biri. Kürdistan tarihi konusunda ciddi araştırmaların sahibi. Kürdistan güçlerine ilişkin güçlü bir arşive sahipti. Araştırmaları ve canlı bellek olarak yaşadığı ve ele geçirdiği belgelerle güçlü arşivinden yararlanarak 'Kürdistan tarihi' adlı bir kitap yazdı. Kitabında Kürt parti ve güçlerinin gerçek yüzlerini ortaya koydu. Kendi arayışları sonucu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ideolojisi ve felsefesi ile tanıştı. Kısa süre içinde bu felsefe ve ideolojiye katıldı. Kürt Özgürlük Hareketi'ne katıldıktan sonra bir süre gerillacılık yaptı. 2003 yılında ABD’nin Irak’a müdahalesinden sonra Başur'da siyaset yapma alanı açıldığı için burada siyaset yapmaya başladı. Yürüttüğü siyasetin merkezinde ise Kürt partileri, güçleri arasındaki sorunların çatışmasız bir şekilde çözülmesi ve Kürt Ulusal Birliğinin sağlanması vardı. O yüzden çok kısa süre içinde Başur'daki en etkili, halk tarafından dinlenen, dikkate alınan, partiler tarafından ciddiye alınan bir aktör oldu. Başur halkının en çok sevileni, sözü dinleneni oldu. Başur’da böyle etkili bir aktörün ortaya çıkmasını, başta KDP olmak üzere Başurlu partiler kendileri için büyük bir tehlike olarak gördü. Zira onun etkili olması demek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşüncesi, felsefesi, Kürtlerin özgürlük mücadelesinin etkili olması demekti. Bu da diğer parti ve güçlerin tabanlarının kayması demekti. Bu ideolojik ve felsefi düşüncenin yaşamsallaşması demek, Kürt Ulusal Birliğinin sağlanması demekti. Bu da parti, aile siyasetinin bitmeye doğru gitmesiydi. Bundan ötürü Diyar Xerib, Türk devleti ile işbirlikçi güçlerin stratejik hedefi haline geldi.

TAZİYESİNE OLAN İLGİ

Diyar Xerib’in Türk devleti tarafından hedeflendiği açıklaması yapıldıktan sonra, bu, Zaxo’dan Mendeli’ye, Qendil’den Halepçe’ye, Musul’dan Şarbajêr’e kadarki geniş alanda yaşayan Başur halkının tamamını etkiledi. Taziyesi ve cenaze töreni için ilk günden itibaren harekete geçildi. Bakur, Rojhilat, Rojava ve yurt dışında birçok kişi de Süleymaniye’deki taziyesine katılarak, Diyar Xerib’in ne kadar etkili olduğunu gösterdi. KDP dışında, Başûrê Kurdistan siyasi parti temsilcilerinin tamamı, taziye çadırını ziyaret ederek başsağlığı diledi, yine bazıları işgalciliğe karşı mesajlarını verdi. Bazı partililer partilerden bağımsız kişisel olarak tutum alarak taziye çadırını ziyaret etti. Bu durum Diyar Xerib’in Başur partileri ve bu partilerin yönetici ve üyelerini nasıl etkilediğini gösteriyor.

ETKİLERİ SÜRECEK; BÜYÜYECEK

Mam Zeki ve Diyar Xerib’in hedeflenmelerinde, Kürt Özgürlük Hareketi'nin Şengal ve Başur’da çok daha etkili olmaya başlaması; Kürt güçleri ve Kürtlerle diğer güçler arasında, inançlar arası sorunların çözülmesinde çatışma ile değil diyaloğun öne çıkması, yine Kürt ulusal birliğinin sağlanması noktasındaki etkileri belirleyici.

Ancak KCK'nin Başur, Bakur, Rojhilat, Rojava’da Kürtler ve Kürt dostlarında yarattığı etki, bu gücün durdurulamayacağını gösteriyor.

Diyar Xerib için kurulan taziyeleri kabul eden kardeşi Doktor Rızgar, teşekkür konuşmasındaki, “Şimdiye kadar o hepimizin görevini yürütüyordu. Hepimiz yerine mücadele ediyordu. Onun vurulması ile acısı bir yana, yükümüzü arttırdı” şeklindeki ifadeleri, Diyar Xerib, Mam Zeki Şengali'nin yerinin boş kalmayacağının da mesajı.